İlk çarpma olayını gerceklestirdikten sonra bir baska asker arkadaşım benim yardimimi istediği için gizlice buluşmak ve konuşmak istedi. Ben de teklifini kabul edip onunla bir gece vakti yazihanesinde bulustum. Bu arkadaşım biraz pisti. Erkekler daha iyi anlar odada tek başına kalan bir yazici elinde bilgisayar ve internet varsa ne yapar ? Neyse arkadaşın derdi İstanbul taksimdeki Ermeni kiz arkadaşına cinlerin musallat olmasıymış. Benden yardim istedi bende yardım etmeye söz verdim. Benimkiler en kuvvetlileri yakaza kabilesinden dedim ve onu kurtarabilecegimi söyledim. Sevindi tabii. Arkasından da o kızla fazla gönül bağı kurma dedim. Yoksa sana da musallat olurlar seninle burda ben ugrasirim diye ekledim..tabii dedigim de aklima gelen de oldu..
Bir akşam sevdiğim arkadaslarimdan biri koğuşa kosa kosa girdi. Beni ariyordu tabi bulunca da hep beraber binadan aşağı inip binanin önüne geldik. Gönül bağlama dedigim arkadaş çarpılmışti. O da kullandığı transit marka aracin arka kısmına boylu boyunca yatırmıştı onu. Kimse yerinden kaldırmamış çarpılan arkadaşı. Ben gittigim gibi tek bir sozumle ayaga dikip koltuğa oturttum onu. Sonra da karanlik bir bölgeye çekmesini istedim. Saat zaten gece 11 siralariydi. Ben şoför ve çarpılan arkadaş ile 3 kişi en az kurtuluş savaşından kalma bir mezarligin dibinde ay ışığında oturuyorduk. Ben çarpılan arkadas ile konuşmaya başladım. Bana sacma sacma seyler söylüyordu. Sanirim beynini tamamen ele geçirmişlerdi ve halen içindeydi ama bedeni tam olarak kontrol edemiyordu. "B.. Nasilsin" diye sordum cevaplamadi. Arkasindan birkac kez daha sordum cevap yok. Sonra kendi kendine konuşmaya başladı. " sen hic Antalya ya gittin mi? Hani İsviçre nin yanında?"
İçindeki cinin onu konusturdugunu biliyordum. Mantiksiz ve anlamsiz konusuyordu.
" ee niye sordun bunu B.. ? Sahi senin gözlüklern nerde kayip mi ettin" diye karşılık verdim.
" Deniz varya hani orda"
" e nolmus ordaki denize"
" üç tane kel şişman adam var orda, hep bana guluyorlar denizin içine sokmaya çalışıyorlar beni. gözlüklerimi de onlar aldı denize attilar. Ariyorum bulamiyorum."Şoföre bana ufak bi şişe temiz su bulmasini söyledim. Oyle yapip 5 dk sonra yanima geldi. Ben ise icerdeki cin ile konuşmaya çalışıyordum.
" arkadasim rahat birak, senin onunla ne işin var. Bilmez misin benim yanımdakiler hepinizden kuvvetli! Ne diye gelip burada bizi rahatsiz ediyorsunuz" dedim.
" biliyoruz. Sadece kim olduğunu görmek istemistik, simdi seni taniyoruz"
" o zaman burayi terk edin artik"Konusmadan sonra arkadaşima su icirip dualar edip onu rahatlattim. Baygin gibiydi. Şoföre onu bölüğe götürmesini söyledim. Araba haraket etmis ben ise yürüyerek gitmek istemistim. Karşıdan kosa kosa bölüğe birkac ay once yeni gelmiş iki imam ellerinde kuranlarla beraber geliyorlardi.
" noldu ne arıyorsunuz burda "
" yardim ederiz diye geldik"
" yardima gerek yok hocalar, ama sizin yardima ihtiyaciniz varsa ben yardim edeyim"
Hocalar korkmuş, ellerinde kuranlarla beraber hizlica geri dönüp geldikleri yere kosar adım yürümeye başlamışlardı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korkunç Hikayelerim ( بسم الله الرحمن الرحيم )
Kısa HikayeTamamıyla gerçek korkunç hikayeler. Bu kitaptaki hikayelerin hemen hemen hepsi benim başımdan gecmistir. Ordan burdan alıntı veya uydurma değildir..