Bölüm 52 - Cinci Hoca

48 3 0
                                    

Bundan tam 20 yıl önce istanbul'a tatil için gitmiştim. Amcamın oğlu benimle yaşıt. Tatilde genelde onlarda kalmaya çalışırdım. En iyi onunla anlaşıyordum çünkü. Ağabeyi evleneneli bir iki ay olmuştu. Adam eve gelince oturduğu koltukta uyuyakalırdı. Ayağa bile zor kalkardı. Tuvalete gitmek bile zor gelirdi. Biz de bunu anlamlandıramazdık. Gündüzleri evde kimse olmazdı. Biz de evde ps1 atardık amcamın oğluyla. Ağabeyi ve yenegem akşam eve gelirlerdi. Adamda saydığım şeyler olurdu. Yengem de ise hiç bir farklılık olmazdı. Onlar eve gelince biz de ps1 i kapatıp, dışarı çıkardık. 

En sonunda, amcam tüm olaylardan işkillenmiş olacak ki, bir hocaya gitme konusunda tavır aldı. kimseye söylemeyin yarın hep birlikte gideceğiz dedi bize. Amcam, amcamın iki oğlu ve amcamın karısı hep birlikte soğanlıya gittik. Geldiğimiz yer ara sokakta ince uzun beton merdivenleri biraz yokuş olan bir yerdi. Eskiden kalma mavi boyalı yer yer dökük sıvalı bir roman eviydi. 

Amcamın oğlu bir kolundan, amcam bir kolundan destekleyerek yürütüyorlardı diğer amca oğlunu. adamcağız bayıldı bayılacak. Annesi ardından taksinin hemen yanında dua ederek bekliyordu. Ben de hemen artlarından onları takip ediyordum. 

Tahta kapıyı çaldık. Küçük bir sürgülü tahta aralandı kapının üzerinde. Bir çift göz aralandı kapının üzerinde. Bu bir kadındı. 

-Kimsiniz?

amcam: - dün ben buraya gelmiştim. oğlumu getirdim 

Kadın sürgüyü kapatıp bir iki dakika bizi kapıda bekletti. ondan sonra içeriye aldı. İçeriye girer girmez, amcamın oğlu;

-bırakın beni, girmeyeceğim, istemiyorum, baba gidelim gibi cümleler söylemeye başladı, sanki biraz canlanmış gibiydi, kuvvetlenmişti. Amcamlar tutmakta zorluk çekiyorlardı.  Ben de hemen amcamın oğlunun olduğu tarafa yaklaşarak tutmasına yardım ettim. 

İçeri girdiğimden beni hissettiğim bir şey vardı, sanki üzeri paslı demir bir boru kokusu duyuyor, dikenli telleri içimde gezdiriyorlardı. İçerisi öyle temiz falan da değildi. Duvarlarda acayip resimler, masa ve duvardaki raflarda anlamsız objeler vardı. 

Derken kapı açıldı, biz de hemen kapının önündeydik. Yerde oturan hoca birden bire ayağa kalkarak, bulunduğu odanın en köşesine kokuyla geri çekildi. 

-Kapayın kapıyı, kapayın ben çağıracağım. 

Amcamlar ile birbirimize bakakaldık. İçimize büyük bir korku çöktü. On on beş dakika sonra kapıyı kapatan kadın içeriden çıktı ve kapıyı açık bıraktı. Hoca dua ediyor, bir yandan da eliyle bize gel gel diye işaret yapıyordu. İçeri girdik, önünde açık duran dua kitaplarını hemen karşısına biz de karşısına yere oturduk. Hoca ilk önce bana dönerek konuşmaya başladı. 

-yarım yüzlü rabia senin mi ? önce benden destur almadan böylece içeri gelemezsin" dedi. 

şaşırmıştım. "hocam ben mı" dedim? "benim haberim bile yok."

-Nasıl olur? bunlar çok güçlü cinler, nasıl olur da etrafında dolanırlar. onlarla sohbete girmeden yanında nasıl tutuyorsun. onlara ne veriyorsun?" diye sordu. 

ben kekelemeye başladım. "hocam bilmiyorum. bir yanlışlık var" dedim. hoca başını çevirip bir şeyler okudu sessizce. sonra da amcamlara döndü. 

-Oğlunun üzerinde 7bin tane dişi cin var, üzerindeki bu ağırlık ondan. Ben cinlerimi gönderdim. sizin evde büyü olduğunu söylediler. Yeni evlendiği hanımının annesi büyü yaptırmış. şimdi gidin size söylediğim yerlerdeki büyüleri yeniden çıkarıp, kimini yakın kimini kırın" dedi. 

"Evin mavi demir kapısının arkasındaki duvarda kırmızı iple bağı bir parça kağıt bulacaksınız. onu alıp yırtıp yakın"

"Kullanılmayan odadaki camın önünde çok küçük bir şişe domuz yağı var. onu da alıp döküp şişeyi kırın"

"Yattığı yastığın içinde ve yatağın hemen altında çürümüş yaprak ve odun kırıntıları var. hepsini toplayıp yakın" 

Şaşkınca hocayı dinliyorduk. arabamızla eve geldiğimizde sanki amcamın oğlu biraz daha sakinlemişti. Eve girip hocanın dediği tüm yerleri tek tek gezip, hep birlikte büyüleri buldu. Şişeyi kırıp diğerlerini yaktık. sonunda 1-2 güne amcamın oğlu bayağı bir düzeldi. 

En sonunda da eşinden boşandı. şimdi durumu çok iyi. Kaynanası damadı istemediğinden bu büyüyü yaptırmış. 

Hayat işte.  




Korkunç Hikayelerim ( بسم الله الرحمن الرحيم )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin