OTUZ BEŞİNCİ BÖLÜM

34.3K 1.5K 50
                                    

Yeni bölüm sizlerle, keyili okumalar. ♥️


MASAL

Sedat'ın beni sevdiğini söylemesinin üzerinden birkaç gün geçmişti fakat aramız hâlâ biraz garipti. Ona karşılık vermiş, ben de onu sevdiğimi söylemiştim ama bir yanım sürekli Sedat'ın tavırlarını anlamaya çalışıyordu. Aramızdaki sorun çözülmüş gibi gözüküyordu. Herkesin bana bir kadın daha ne ister, dediğini duyar gibiydim. Beni sevdiğini söylemişti. Üstelik ona tüm kalbimle inanıyordum ama aklımı kurcalayan o garip düşüncelerden bir türlü kurtulamıyordum işte.

Aramızda gözle görülmesi mümkün olmayan, sadece benim hissettiğim aşılmaz bir duvar vardı sanki. Bana anlatması gereken şeyler olduğunu bilmem de bu konuda hiç yardımcı olmuyordu tabii. Yine de onu seviyordum ve tek umudum bunu en kısa zamanda çözmekti.

Bana karşı daha korumacıydı artık. Beni sevdiğini söyledikten sonra öyle sıkı tutmuştu ki sanki bunu duyduğum anda kaçıp gideceğimden eminmiş gibi elleri korkarak sarmıştı belimi. Kolları savunmacı ve saf sevgiden ibaretmişçesine bedenimin etrafında kasılınca, içimde ona karşı bitmek bilmeyen bir sızı oluşuyordu. Neden böyle hissettiğini anlamıyordum. Zaten ondan duymak istediğim şey buyken, neden onu bırakıp gideceğimden korktuğunu düşünmeden edemiyordum.

Sedat'ın evinin önüne çıkan giriş yoluna girmem gerektiğini fark ettiğimde aklım başıma geldi. Aniden dönüş yapınca kızlar homurdandı. Dikiz aynasından arkamızdan gelen aracı bir kez daha kontrol ettim. Arabayı garaja yanaştırıp indim. Arkamdan gelen araca nereye park edeceğini gösterdim. Çantamdan anahtarları çıkarırken eve doğru ilerlediğimde kızlar peşimden geldi. İdil derin bir nefes aldı ve eli hemen karnına gitti. "Of, temiz hava gibisi yok."

Eve doğru yürüdüm fakat kızlar önce atölyeyi görmek istediğinden, yönümü değiştirip taşlı yolda onların beni takip etmesini sağladım. Atölyenin anahtarlarını bulup kapıyı açtım ve önce İdil'in geçmesi için bekledim. İçeri girdiği anda yerinde zıplamaya başlayınca rahatlamış gibi nefesimi bıraktım. Beğendiğine o kadar sevinmiştim ki...

"Masal çok teşekkür ederim, bayıldım."

"Sedat'a teşekkür edersin." Gözleriyle etrafı incelerken aklında hemen neyi nereye koyacağı hakkında fikirler ürettiğini anlamıştım.

"Ama onu sen ikna ettin," dedi Sema arkamdan. Onlara İdil ve Kerim de istese zaten kabul edeceğini bildiğimi söylemedim. Sadece omuzlarımı silkip geçiştirdim. Düğün için firmadan gelen kadın da mekândan hoşnut olmuş gibi elindeki not defterine bir şeyler karalamaya başladı. İdil hemen aklından geçen her şeyi kadına anlatmaya girişince biz de onu sessizce dinledik. Yaklaşık iki saatin sonunda derin bir nefes alarak bize döndü ve kocaman gülümsedi.

"Sanırım her şey tamam," derken neşesi bulaşıcıydı. Yeniden yanında not alan kadına döndü. "Peki, ne kadar sürer sizce bu istediklerim?"

Kadın biraz düşündükten sonra, "Dilerseniz bu hafta sonu bile olabilir," dedi. Hepimiz şaşkınlıkla baktık. İdil, bundan o kadar memnun olmuştu ki yeniden zıplamaya başladı. "Tamam, o zaman bu pazar olsun," dedi bir anda. Hemen yanına gidip ona hamileyken zıplamaması gerektiğini anlatan bir bakış attım. "Bu kadar erken istediğine emin misin? Daha vaktimiz var sanki."

"Kesinlikle eminim." Birkaç adım ilerimizde duran kızlara döndüm ve derin bir nefes aldım.

"Pekâlâ, kızlar duydunuz. Büyük gün için tam olarak beş günümüz var," diye duyurduğumda kızların hepsi sevinçle karşılık verdi.

***

Yaklaşık bir saat daha organizasyon şirketindeki kız diğer elemanlarıyla -onun deyimiyle- bir saha çalışması yaptı ve neredeyse akşam olmak üzereyken işlerini bitirip gittiler.

Beklenmedik AndaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin