Üniversite Sonuçları

65 13 5
                                    

Şu son dört gün çok iyiydi ve biz bugün karne alıyorduk. Yine sabah erken kalkmanın verdiği yorgunlukla sürünerek yatağımdan kalktım ve banyoya gittim. Ben o kısa duş alan kızlardan olmadığım için elimi yüzümü yıkayıp banyodan çıktım. Dolabın önüne geçerek bir kot şort ve üstüne beyaz bir tişört giydim. Ayakkabılarımı giydikten sonra aşağıya indim ve evden çıktım.

Okula gidince yine o karmaşayı gördüm. Her karne olan karmaşa. Sırayı bulmakta her ne kadar zorlansamda yine de buldum ve sıraya geçtim.Müdür hâlâ saçmalıyordu ama kimse onu dinlemiyordu. Sonunda bizim dikkatimizi Çekicek bir konu açtı.
"Ee çocuklar 12.sınıflar aramızdan ayrılıyor onlara bir balo hazırlamalıyız değil mi ?" Kimseden ses gelmeyince " Haftaya pazar Roses Hotel'de balonuz var haberiniz olsun şimdi gidin ve karnelerinizi alın" Roses Hotel'de haftaya balomuz vardı ve bizim sevgili(!) Müdürcüğümüz yeni söylüyordu. Icimden bir küfür ettikten sonra sınıfa çıktım.

Mert'i hâlâ görememiştim. Öldü mü acaba ? Diye düşünürken arkadan biri 'böö' yapınca döndüm ve Mert'i gördüm. Yani böyle malca bir şeyi anca Mertten beklerdim onda da beni yanıltmadı. Yanıma oturdu ve yanağımdan makas alarak "naber sevgili bensiz sabahın güzel geçti mi ?" Tip bir bakış atarak "ayy benim tatlı sevgilim seni görmediğim her saniye benim için ölüm." Dedim yapmacık bir şekilde. Bana hayali bir öpücük attı ve telefonu ile ilgilenmeye başladı.

Normalde kıskanç bir kız değilimdir ama Mert şuan benim yanımda başka bir kız ile konuşuyor. Her ne kadar aldırmamaya çalışsam da dayanamadım ve araya girerek " Mert AŞKIM karneleri aldıktan sonra bize gidelim mi babam seni görmek istiyormuş" bilerek aşkım'ı bastırarak söylemiştim. Mert bunu anlamış olacak ki o da bana öyle cevap verdi "tamam aşkım hadi gel karneler verilene kadar bahçeye inelim" kafamı olumlu anlamda salladım ve sınıftan çıktık.

Bahçeye indiğimiz gibi Mert benimle dalga geçmeye başlamıştı. "Benim kıskanç sevgilim beni kıskanmış ?" Ay bi de kıskanmış mı ? Deyip dalga geçiyor valla sinir oldum. Madem öyle yapıyorsunuz Mert Bey asıl kıskandırma nasıl oluyormuş görsün bakalım. Mert'e cevap vermeden yanından ayrıldım ve futbol takım kaptanı olan Cem'in yanına gittim ve
"Naber Cem ?"
"Iyi Öykü de seni hangi rüzgar attı buralara ?"
"Eee bu son senemiz ya bütün herkes ile konuşuyorum."
"Hımm o yüzden mi Mert bize sinirli bir şekilde bakıyor"
Kafamı hızla oraya çevirdim. Sonunda emelime ulaşmıştım. Mert beni kıskanmıştı. Yanından ona hiç aldırmadan geçtim ve sınıfa çıktım.

Sonunda şu lanet olası karneleri verebilirmişlerdi. Herkes sınıftan sevinç nidaları atarak çıkmıştı ama mert hala yanıma gelmemişti. Icimdeki diğer Öykü "kızım sen salak mısın ? Çocuk neden gelsin sen gitsene onun yanına." Dedi. Haklıydı lan. Ay ben iyice kafayı yedim he kendi kendime konuşuyorum. Yavaş ama sık adımlarla Mert'in yanına ulaştım. Koridorda tek başına yürüyordu. Koluna girdim. Bana kısa bir bakış atıp tekrar önüne döndü. Ne yani şimdi bir de bana trip mi atacaktı. Kolundan çıktım ve önünü kestim. Hiç oralı bile olmadı ve durdu. Dibine girdim ve "benim sevgilim beni kıskanmış mı ?" Dedim ama cevabını alamadım. Sinirlenmiştim. Ben bile bu kız halimle trip atmiyordum ama o bana atıyordu hangimiz kız belli değil ! Sinirle Mert'in yanından ayrıldım ve koşarak okuldan çıktım.

Evime gelmiş sessiz sedasız oturuyordum. Bu akşam üniversite sonuçları açıklanacaktı ve ben büyük bir sıçma yaşıyordum. Ya Izmir'i kazanamazsam ? Bunu hiç düşünmemiştim. Daha babamın gelmesine 2 saat vardı. Annem yanıma,oturma odasına, geldi ve " Öykü bir film açta izleyelim hem benim işlerim de bitti." Ben size anlattım mı bilmiyorum ama biz annemle ne zaman işsiz kalsak korku filmi izleriz. Bizim bir tane CD ci kankamız var ona burdan selamlar olsun. Herneyse asıl konuya gelmek gerekirse bana filmleri attığı 16 GB lık USB belleği aldım ve televizyona taktım. Ne izleyeceğimize bakarken annem " 7.Gün'ü aç güzel bir şey herhalde" dedi. Söylediğini ikiletmeden filmi açtım ve daha başlarındayken mutfağa tıkınacak bir şeyler almaya gittim. Iceriye döndüğümde film başlamıştı bile.

Annem ile izlediğimiz film harikaydı yani ben beğenmiştim ama annem alt yazılı olmasından yakınıyordu. Film bitti ama hâlâ söyleniyor. Anneleri bilirsiniz sürekli söylenirler. En sonunda dayanamadım ve "anne. Film bitti ve sen hâlâ alt yazılı olmasından yakınıyorsun. Ne demiş atalarımız 'olmuş ile ölmüş'e çare yok' " ben bunu anneme söylediğinde aldığım cevap bir adet "sus kız anneye cevap verilmez" di. Ayaklarımı vura vura odama çıktım ve mal mal oturup bilgisayara bakmaya başladım.

Akşam olmuş babam gelmişti ve sofraya oturmuştuk. Her karne akşamı gibi bu akşam da babam "yemekten sonra getir karnene bakalım " dedi. Karne demişken aklıma üniversite sonuçları geldi ve korkuyla gerildim ama bunu anne ve babama göstermedim.

Sonunda yemek bitmiş anneme mutfakta yardım etmiş ve şuan ocağın başında kahve yapma durumundayım. Kahve deyince ablam kahve çok severdi. Sabah- akşam içerdi. Ablamı özlediğimi fark ettim ve bu düşüncelerden hemen sıyrılıp kahvenin altını kapattım yoksa az kala taşacaktı. Aheste aheste babama kahvesini verirken anneme de kahvesini uzattım ve daha sonra tepsiyi orta sehpanın üstüne bırakıp elime laptop'u aldım. Şimdi ölüm vaktiydi. Dua okuya okuya sonuçların açıklanacağı siteye girerek T.C. mi ve şifremi girdim. Bir süre gözüm kapalı bekledikten sonra 'korkunun ecele faydası ' yok diyerek açtım gözümü ve sonuca bakarak şok yaşadım. Koca harflerle Izmir Dokuz Eylül Üniversitesi yazıyordu. Sevinç nidaları atarak önce babama sonra ise anneme sarıldım. Heyecandan ve sevinçten ne yapacağımı bilemiyordum. Mutlu mutlu odama çıkarken Mert'i aradım bana trip atması geçmişti. Tek çalışta açtı ama sesi üzgün geliyordu.
"Efendim aşkım"
"Aşkım kazandım Dokuz Eylül "
"Ne mutlu sana ben yapamamışım"
"Nasıl yani başka üniversite mi olsun canım üzme kendini seni seviyorum"
"Ben de seni seviyorum bebeğim ama hiç bir yer olmamış ikinci tercihleri yapıcam"
"Üzme kendini hem ben de yanındayım kazanır benim aşkım"
"Seni öperim"
"Öpemezsin"
"Peki"
"Hadi aşkım bby öpüldün"

Mert'in kazanamamasına üzüldüm ama mecbur yapacak bir şey yoktu. Bizim acilen izmir'e gidip okul işlerini halletmemiz gerekiyordu sadece okulda olsa iyi bunun daha evi falan vardı. Mutluydum ama yine de içimde Mert kazanamadığı için bir burukluk vardı ama yapacak bir şey'im yoktu. Ben böyle arafta kalmış düşünürken aklıma bir hafta sonra balo olduğu geldi. Yatağımdan fırladım ve merdivenleri hızlıca inerek annemin yanına oturdum. Bana boş boş bakmayı sürdürürken konuşmayı akıl edebildim ve anneme "anneee ! Benim bir hafta sonra balom var bizim sevgili (!) Müdürcüğümüz bugün söyledi ne yapacağız ?" Annem biraz şaşkın kalıp "yarın elbise bakmaya gideriz sen dert etme hatta Buseyi de çağır hep birlikte bakalım " "sen harikasın annem benim" dedim ve yanağına sulu öpücük koyarak odama çıktım.

Herkes yatmış,saat geç olmuştu ama ben bir yandan mert ile konuşuyor bir yandan da AHS'yi izliyordum. En sonunda gözlerim ve ağzım yorulunca ilk bilgisayarı kapattım ve daha sonra mert'e "aşkım ben çok yoruldum yatıcam hadi kapatalım seni seviyorum. Öpüyorum. Iyi geceler."
"Tamam aşkım ben de seni seviyorum. Iyi geceler"
Harika bir günden sonra yine başka bir güne geçmek için göz kapaklarımı daha fazla zorlamamak adına kapattım.

Selamlar. Uzun bir aradan sonra hele şükür yeni bir bölüm yazabildim. Umarım beğenirsiniz ama beğenmezseniz saygı duyarım. Bir dahaki bölümde görüşmek üzere kendinize iyi bakın.
*Gece'nin Umudu
* Headbanger

Mavili Çocuk (Düzenleniyor !) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin