2 / take it easy mermaid /

1.4K 111 33
                                    

yorum yapmayı unutmayın :-)

"Kardeşin bir gay, Mickey!" Mandy okul kitaplarını Michael'ın göğsüne bastırdı. "Ona on dakika boyunca sakso çektim erekte bile olmadı ama oyunculuğunu takdir ettim, güzel inliyor."

Michael havada olan kaşlarını indirdi. "Bu iyi mi kötü mü onu bile bilmiyorum."

Okulun arka bahçesine geçtiler ve tüttürmeye devam ettiler. Mandy yüzünü buruşturdu. "Göt gibi davranmaktan vazgeç, bunun neresi kötü? Sonuç olarak bütün olay aynı işte, penis bir yerlere giriyor."

Michael gülerek ona baktı. "Ashton gay olsaydı böyle konuşamazdın."

"Ashton gay olsa hiçbirimiz konuşamazdı. Babam tüm ailenin dilini koparırdı, anlıyorsun dimi?"

"Tamam, herneyse."

*

*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*

Ashton kardeşlerine döndü, "Siz arabada bekleyin. Buranın kasasını boşaltmak zor olmaz ne de olsa."

Diğerleri kafalarını umursamazca sallarken Ashton sigarasını yere atarak küçük markete girdi. Amacı diğer marketlerde yaptığı gibi kasiyere silah doğrultup kasayı boşaltmasını emretmekti ancak onu durduran bir şeyler oldu.

Şu yanık tenli çocuk kasanın arkasında odaklanmış bir vaziyette test çözüyordu. Market bomboştu. Calum sıkılıp sayfayı çevirmeden hemen önce Ashton'ı kapıya yaslanmış bir şekilde kendini izlediğini fark etti.

Ashton dişlerini sıktı ve böylece çenesi daha keskin görünüyordu. Test kapağına baktığında orada kocaman harflerle Amerikan Ordusu Yeterlilik Sınavı yazıyor olduğunu gördü.

"Seni bu vücutla orduya alacaklarını mı düşündün amigo?"

Calum sıkıntıyla nefesini verip kalemini sallamaya devam etti. O sırada zihninden 125'i asal çarpanlarına ayırıyordu. "Hala üzerinde çalışıyorum."

"Tabiki çalışıyorsundur, denizci. Şimdi kasayı boşalt."

"Biliyor musun, aslında karacı olacağım." dikkatini testinden çekmedi.

Ashton gözlerini devirdi ve silahını esmer çocuğa doğrulttu. "Götümde değil ibne, kasayı boşalt."

Calum gözlerini kısarak ona baktı. Ashton ve -gerizekalı- kardeşleri mahalledeki marketlere bunu her gün yapıyordu. O yüzden alışılmışın dışında bir şey olmadı.

"Bir şey almayacaksan, kapı şurada."

Ashton derin bir nefes aldı. Karşısındaki çocuğa ölümcül bakışlar atıyordu ancak Calum'ın ne kadar soğukkanlı olduğunu bilmiyordu. "Arkandaki duvarın boyanması gerekiyor. Bunu kanınla yapmamı ister misin? Ciddi olduğumdan şüphen olmasın. Şimdi, Gallagher, dediğimi yap."

Calum dişlerini sıktı ve sinirle kasadaki parayı ona uzattı. Bir gün tüm bunların intikamını alacağını biliyordu.

Ashton para dolu torbayı aldı ve sırt çantasına attı. Sonra Calum'a doğru yürüdü. Esmer çocuk ellerini yumruk haline getirdi ancak Ashton ona dokunmadı. Sigaralara uzanarak birkaç kutuyu koltuk altına sıkıştırdı. Geri gelerek Calum'la burun burunayken durdu ve yumruk yaptığı ellerine bakarak gülümsedi.

"Görüyorsun deniz kızı, seni incitmem. Rahatla."

Calum rezil olmuş hissederek kafasını başka yöne çevirdi ve kollarını göğsünde birleştirdi.

Kapıdan çıkarken Calum tuttuğu nefesini sızlanmayla geri verdi.

Harika! Şimdi tüm market Ashton Milkovich gibi kokuyordu. Tütün, nane ve Calum'ın burnunu sızlatan parfümü gibi.

shameless | cashtonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin