10 / i hate that freak /

1K 96 47
                                    

Bu bölümün bir kısmı ve diğer bölüm Ashton'ın ağzından olacak. Hiçbir zaman dışa vurmadığı ama hissettiği şeyleri anlamanız adına böyle yazdım ^x^

Umarım beğenirsiniz, iyi okumalar

"Hayatta olmaz, bu gece çalışıyorum." dedi Calum telefonda ablasına.

"Calum, yalvarırım." diye devam etti Fiona. "Tek yapman gereken Milkovichlere gidip Mandy'nin kuzenine bakmak. Evde kimse olmayacak ve Mandy elime anahtarı tutuşturup gitti, ayrıca Nancy'ye bakarsam yüz dolar vereceğini söyledi."

"Debbie çocuk bakmaya bayılıyor, unuttun mu? Ona söylesen olmaz mı?" diye sızlandı Calum. Milkovichlere gitmek istemiyordu. Evlerinin boş olacağını bilse bile istemiyordu. Evet, doğru bildiniz. Ashton'la nedense birkaç gündür konuşmuyorlardı.

"Calum Thomas Gallagher. Bu gece tatlı esmer kıçını kaldırıp Milkovichlere gidiyorsun. Sadece birkaç saat için. Evleri boş. Lütfen."

"Ev boşsa gitmişken kız da atayım bari." diye mırıldandı Calum. O sırada Ashton dibinde belirdi. Bir tek en son dediğini duymuştu. Kaşları öfkeyle çatıldı, Calum neyden bahsediyordu? Calum, öfkeli görünen Ashton'ı fark ettiğinde ablasına hızla olumlu bir şeyler mırıldanıp telefonu kapadı.

Harika! Geceyi çalışmak yerine bomboş bir evde Mandy'nin kuzenine bakarak geçirecekti. Nancy aynı zamanda Ashton'ın da kuzeni oluyordu tabii. Kendileri niye bakmıyordu ki?

"Ashton?" dedi Calum yavaşça. Ondan korkmuş gibi görünüyordu, çünkü Ashton hızlı hızlı nefes alıyordu, kaşları düşmanca çatılmış ve gözlerini kısmıştı. Duyduklarını sindirmeye çalışıyordu.

"Az önce eve kız atmaktan mı bahsettin, ben mi yanlış anladım?" dedi tane tane, ki normalde Ashton sinirlendiğinde bağırıp çağıran birisiydi, Calum bunu bildiğinden onun bu halinden daha da korkmuştu.

"Daha sessiz bir yere gidebilir miyiz?" dedi Calum açıklamak için ve Ashton'ı çekiştiriyordu ki Ashton Calum'ı kendisine çevirdi ve boğazından tutup dolaplara doğru itti.

"N-ne yap-"

"Kes sesini!" diye bağırdı Ashton. Etrafındaki birkaç kişiyi attığı tek bakışla yollamıştı bile. "Calum, hayatımda bir kez siktiğimin hatasını yaparak sana güvendim. Sana güvenmiştim!" diye bağırdı Calum'ı tekrar ittirerek.

"Yanlış anladın!" diye bağırdı Calum ona. Ashton kontrolden çıkmış gibiydi. "Kuzenine bakmak için bu gece sizin eve geleceğim ve Fiona evinizin boş olduğunu sürekli söyleyip durunca ben de öyle dedim. Şaka yapıyordum! Sadece şaka!"

"Ne var biliyor musun, evimiz artık boş değil. Ben de orada olacağım. Birkaç planımı iptal etsem sorun olmaz sanırım." dedi Ashton düşmanca. Hala öfkeliydi ancak Tanrı'ya şükür bağırmıyordu.

Calum yüzünü buruşturdu. "Bana güvenmiyor musun? Bak, gelmene gerek yok tamam mı? Tek yapacağım şey Nancy'ye bakıp ders çalışmak olacak."

Ashton geri geri birkaç adım attı ve işaret parmağını Calum'a doğrulttu. "Sana güvenmiyorum, Calum Gallagher." ve hızla yürüyerek gözden kayboldu.

Calum Ashton'ın sözlerine kırılmaktan nefret ediyordu. Onun yanındayken her zaman güçlü durmalıydı, eğer güçlü durmazsa Ashton'ın ağzından çıkan her kaba kelime onu yaralardı ve Ashton söylediği şeyler için özür dileyecek birisine benzemiyordu. Ancak Calum az önce kalbinin kırıldığını hissetti, sana güvenmiyorum derken ciddi miydi Ashton? Yoksa Calum'ı sinir etmek için mi söylemişti onu? Bunu düşünerek geçirdi tüm gününü. Okul çıkışı nihayet geldiğinde Calum, Ashton'ı çıkışta yakaladı.

shameless | cashtonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin