shameless | cashton

4 / faster /

smut alarmı.
:DDDDDDD

Luke'un çağırması üzerine Milkovichlerdeydi Calum. Luke'un odasına adımladı.

"Naber?" Calum sigarasını yakarken saçlarını düzeltti.

"Yaşıyoruz işte," Luke sırıttı.

Calum üfledi, "Hala Michael?"

Bu sarışın Milkovich çok uzun bi zamandır Michael'a aşıktı.

"Hala Michael."

"Ona söylemeyi denemelisin." Calum omuzlarını silkti. Luke ona ters ters baktı.

"Adam kız kardeşimle sikişiyor amına koyayım."

Calum gülmemek adına dudaklarını bastırdı. "Sakin ol rapunzel. Demedim varsay."

Luke'un kapısı aniden açıldı. Gelen Ashton'dı. Gözler uzun bir süre için yerde uzanıp esrar içen Calum Gallagher'da takıldı.

Çocuğun inanılmaz güzel bir ten rengi vardı. Dudakları iriydi, dolgundu ve öpülesiydi. Burnu yüzüne uyumlu bir şekilde büyüktü. Gözleri minik, hafif çekikti. Güldüğü zaman hemen altlarında kırışıklıklar çıkıyordu. Kahverengi gibi basit bir rengi bile güzelleştirebiliyordu. Kaşları ise tıpkı saçları gibi gürdü. Ve Calum'ın vücudu mükemmeldi. Kas yığını filan değildi tabiki fakat ne giyse inanılmaz şekilde yakışıyordu. Calum'ın aurası büyüleyiciydi.

Ashton gözlerini sonunda ondan çekti ve kardeşine baktı.

"Araba yarışı oynuyoruz."

Luke ayaklandı ve Calum'ı da çekiştirerek aşağı kata salona indiler. Kanepeye Mandy ve Ashton oturmuşlardı. Yanlarına Luke ve Calum da oturdu. Mandy gülerek Calum'ın dudaklarına yapışacaktı ki Ashton ona kızarak Mandy'yi geri çekti. "Gözümün önünde orospuluk yapma amına koyayım!"

Mandy'yi geri çekti ve Calum'ın yanına kendisi oturdu. "Gözüm üzerinde Asyalı."

Calum omuzlarını silkti ve konsola uzandı. Ashton homurdanarak elinden aldı. "Sen oynamıyorsun, biz oynuyoruz."

Calum kendini salak gibi hissetti ve kızaran yanaklarını saklamak üzere kafasını eğdi ki kanepedekilerin güldüğünü duydu. Luke uzanıp omzuna yumruk attı.

"Sadece takılıyor." dedi Mandy gülerek ve diğer konsolu Calum'a verdi.

Calum o an Ashton'dan gerçekten nefret ettiğini anladı.

O koca bir göt deliğiydi.

Geçen bir saatin ardından Mandy sızlanarak ayağa kalktı ve Michael'ı da çağırdılar.

"Biz üçümüz yemek yapacağız ve siz, ne bok yerseniz yiyin."

Mandy Ashton ve Calum'a bakarken söylendi ve omuzlarını silkip mutfağa yürüdü. Ashton gözlerini televizyondan çekme zahmetinde bile bulunmadı. Calum omuzlarını silkti ve tuvalete gitmek adına üst kata çıktı.

Tuvaletten çıktığında ıslık çalarak aşağıya iniyordu ki TEHLİKE! GİRİLMEZ! tarzı tabelaların asılı olduğu kapının açık olduğunu fark etti. Burası Ashton'ın odası olmalıydı. Calum bir merdivenlere, bir kapıya bakarken odanın davetkar görünmesi onun suçu değildi. O yüzden omuzlarını silkerek odaya girdi.

Çalışma masası ve kitaplık şaşırtıcı derecede temizdi ancak odanın geri kalanı kirli tişörtler, bira şişeleri ve kondomlarla doluydu. Oda şaşırtıcı derecede basık ve kötü kokmuyordu, daha çok Ashton gibiydi. Sigara, biraz ter, nane ve keskin parfüm.