16 / not a fucking monkey /

1K 102 128
                                    

YB ÇÜNKÜ NEDEN OLMASIN GÜNAYDIN BU ARADA
HEPİNİZİ SEVİORM
BYY

"Ashton, dün gece hakkında konuşmalıyız."

"Sıçıyorum burada amına koyayım!" diye bağırdı Ashton tuvaletin kapısını geri kapamaya çalışarak. Klozette oturmuş sigara içiyordu ve Mandy pat diye tuvalete dalmıştı. "Ve eğer bir daha dün gece dersen seni siktiğim öldürürüm." dedi sertçe.

"Seni gerçekten anlamıyorum aptal! Calum'dan hoşlanıyorsan neden ona bok gibi davranıyorsun?"

"Neden bahsettiğini bile bilmiyorum." dedi Ashton sigarasını söndürürken. Mandy kollarını göğsünde çaprazladı.

"O senin yüzünden olmadığı biri gibi davranıyor!"

"Bu benim problemim değil!" dedi Ashton yüzünü buruşturarak. "Bak, herkes hayatında farklı boklar yer ve bunların derdini kendi mideleri çeker. Herkesin boku kendi bokudur. Beni ilgilendirmez."

"Ne kadar boktan bir konuşma oldu." dedi Mandy mırıldanarak. Sonra iğrenircesine Ashton'a baktı. "Sabahları daha fazla gerizekalı oluyorsun."

"Evet ve şimdi götümü silmeyeceksen siktir git." dedi Ashton kaşlarını kaldırarak. Mandy ona düşmanca bakarak aşağı indi, tuvaletin kapısını geri kapamadı. Ashton oturduğu yerden kapıya uzanmaya çalışsa da başaramadığı için kendi kendine küfretti.

"Mandy! Gel de kapat şu siktiğimin kapısını!"

Onun yerine birkaç dakika sonra Luke banyoya gelip dişlerini fırçalamaya başladı. Ashton gözlerini pörtleterek elini salladı.

"Hey, sıçıyorum burada!"

Luke sertçe abisine baktı. "Sence sikimde misin?"

Ashton sifonu çekerek ayağa kalktı ve kapıdan çıkarken homurdandı. "Bu evden nefret ediyorum."

Luke fırçayı ağzından çıkarıp ona geri bağırdı. "Hislerimiz karşılıklı!"

< 1 hafta sonra >

"Sandy güzel bir kız. Tamam, ilk etapta onun ürkütücü olduğunu falan düşünüyordum çünkü gerçekten öyle davranıyordu ancak şuan ona ne olduysa daha normal biri. Ayrıca beni deli gibi seviyor. Yani-"

"Sen gaysin, Calum. Homoseksüelsin. Erkeklere ilgi duyuyorsun. Bunu kabullenmek neden bu kadar zor? Sandy'yi sevemeyeceğini biliyorsun." Luke elleriyle alnını ovarak Calum'a baktı.

Luke ve Calum okuldan çıkmışlardı. Luke'un arabasında tartışıyorlardı ve tek istediği aptal trafiği aşıp Calum'un evine gitmekti. Calum sinirle arkasına yaslanıp kollarını birleştirdi.

"Ashton'ı sevmek elime ne geçirdi? Koca bir hiç!" dedi koca ellerini etrafa sallayarak.

Luke bir eliyle direksiyonu tutuyordu, diğer kolunun dirseği camdaydı. Yandan Calum'a baktı. Calum sadece emniyet kemerini takmış, sıkılmış bir yüzle camdan dışarıyı izliyordu.

"Calum, yanlış bir kişiyi buldun diye kendini değiştirmeye çalışma. Bu yapmaya çalıştığın şey tıpkı doğuştan iri olan burnunu ellerinle büzüştürerek küçültmeye çalışmak gibi. Sonuç vermeyeceğini biliyorsun ancak yine de yapıyorsun çünkü kısa süreli de olsa işe yarıyor." dedi Luke hızla ve dudağındaki halkayı dişledi.

Calum'un tepkisi sadece ona kaşlarını çatıp bakmak oldu. "Burnumu seviyorum." diye mırıldandıktan sonra elleri yardımıyla kabarık saçlarını düzelterek alnına doğru yatırdı.

"Ben de burnunu seviyorum. Olduğu gibi." dedi Luke verdiği örneğe de gönderme yaparak. Sonunda önündeki araç hareket ettiğinde yayılmış olduğu koltukta doğruldu ve gaza bastı.

shameless | cashtonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin