13 / feelings that we hide /

1.1K 96 89
                                    

"Bunu sana hangi sikik yaptı?" diye bağırdı Michael Calum odaya girerken. Perişan bir haldeydi, eve bu soğukta yarım saat yürümüştü ve duygusal olarak boku yemiş hissediyordu.

"Ordu için alıştırma yapıyorduk, sakinleş artık." diye homurdandı ve kendini yatağa bıraktı. Michael üzerindeki ince beyaz kazağı çekiştirerek Calum'un kafasında dikildi ve gözünün altındaki morluğa baktı.

"Sikerim öyle alıştırmayı! Haline bak! Dudakların da soyulmuş." dedi ellerini çılgın gibi hareket ettirerek.

"Michael," dedi Calum inlemeyle. "İyiyim. Siktiğim yatağına geri döner misin artık?"

"Dostum yakında deli saçması orduya katılacaksın ve ben bu küçük yumruk için bile endişeleniyorsam, tanrı bilir o zaman ne yapacağım." dedi ve kendi kendine hüzünle güldü. Kardeşinin gitmesini istemiyordu, ancak onu hayalinden vazgeçiremeyeceğini de biliyordu.

Calum doğrularak abisine baktı. "Sen de o zamanlarda üniversiteye gideceksin ve profesörün asistanlarına oral verirken sikinde bile olmayacağım, anlaştık mı?"

Michael elindeki yastığı kardeşine fırlatarak uzunca güldü ve ranzanın üst kısmına tırmandı. "Bari ceketini çıkar, hasta olayım deme. Mandy'e de bulaştırmak istemem."

"Ne?" dedi Calum elleriyle yüzünü sıvazlarken. Michael hafifçe sarkarak kafasını ranzanın altına uzattı.

"Mandy'le her gün yapıyoruz denebilir. Yani sen hasta olursan, ben de olurum ve Mandy de olur. Ve Mandy olursa, Chicago'daki erkeklerin yarısı da hasta olur." dedi zayıf bir kahkahayla.

Calum'un aklına ilk gelen şey Luke Milkovich oldu. Michael'a aşıktı ancak o ablasıyla sevişiyordu, ne kadar kötüydü değil mi?

"Michael, neden Mandy?" diye sordu yüzünü buruşturarak.

Michael uzanarak Calum'un omzunu ittirdi. "Rahatlasana, kızla evleneceğimi falan söylemedim. Altı üstü basit bir seks işte."

"Yarın ne yapıyoruz?" diye sordu Calum uzandığı yerden pantolonunu ve ceketini çıkartarak.

Gülümseyerek tavana baktı Michael. "Yarın Luke'la beraber SAT'a giren iki çocuğun yerine sınava gireceğiz ve iki yüz dolar alacağız. Sonrasındaysa favori Gallagher'ımı yemeğe götürmeyi düşünüyorum."

"Ve, favori Gallagher'ın ben oluyorum."

"Tamam, şimdi sabah yüzüne işememi istemiyorsan uyu."

***

"Dostum, suratına ne oldu böyle?" dedi Luke masada Calum'un karşısına otururken. Uzandı ve yanağını yumuşakça tutarak morluğa bakındı. Ashton tuza uzanma bahanesiyle Luke'un, Calum'un yanağına uzanan kolunu ittirdi, tuzu aldı ve tekrar yerine yaslandı.

Michael Calum'u getirmişken, Luke'un Mandy ve Ashton'ı getireceğini kim bilebilirdi ki?

"Tır çarpmışa benziyorsun." diyerek sırıttı Mandy. Morluk cidden kötü bir durumdaydı.

"Keşke tır çarpmış olsaydı, böylece şoförü bulup suratını dağıtmaya şansım olurdu." dedi Michael. Bunu üzerine Ashton yere bakarak hafifçe gülümsedi.

"Tamam, abartmayalım." dedi Calum özellikle Michael'a bakarak. "Ordu için dövüş teknikilerini çalışıyorduk. Dalgınlığıma gelince de böyle oldu işte." Elini morluğun oraya doğru salladı ve suya uzandı.

"Ufak bir yumruk bile seni böyle dağıtabiliyorsa, orduda pek şansın yok demektir." dedi Ashton kaşlarını kaldırıp ellerini masaya koyarak.

shameless | cashtonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin