15 / i fucking love him /

1K 108 143
                                    

BU KADAR SIK UPDATE YAPMAMALIYIM BİLİYORUM AMA DAYANAMADIM SO İYİ OKUMALAR SUNSHINELARIM

"Senin yüzünden okuldan atıldım, orospu çocuğu!"

Calum kafasını gürültüye açılan dükkan kapısına kaldırdı. Ashton siyah, uzun kollu bir kazakla siyah dar pantolonunu giyiyordu. Dudakları aralanmıştı ve yanakları soğuk havadan dolayı kırmızıydı. Kaşları tıpkı her zamanki gibi çatılmıştı. Calum'un gözleri Ashton'da dolandıktan sonra somurttu ve gözlerini matematik kitabına dikti.

"Okulumuz senin zekan olmadan ne yapacak?" dedi dramatik bir oyunculukla, aynı zamanda sesindeki bıkkınlık da belliydi.

"Ne var biliyor musun?" dedi Ashton tezgahın karşısında gelip Calum'a bakarak. "Orada olmayı seviyordum."

"Bilmez miyim, üstüne zıplayan kızları düzmek için bir sürü boş sınıf-"

"Çünkü seni sadece orada görebiliyordum." diyerek sözünü kesti. Calum bakışlarını ona çıkarmadı, parmaklarının arasında delice sağa sola salladığı kalemin hareketini durdurdu ve masaya çarptı. Elleriyle yüzünü sıvazladıktan sonra Ashton'ın yüzüne baktı.

Bu yüz, ona acı veriyordu.

"Beni görmeden de yaşayabileceğini ikimiz de biliyoruz." diyebildi sadece. Sonra homurdanarak tezgahın altından birkaç eşya çıkartıp raflara dizmeye başladı. Daha fazla ona bakmayacaktı. Birkaç saniye sonra Ashton'ın kahkahasını duydu.

"Ne zaman keseceksin bunu?" dedi ellerini iki yana açarak. "Dünyanın en boktan herifiymişim gibi davranmayı ne zaman keseceksin? Sen her şeyi mahvedene kadar aramız iyiydi, Calum."

Calum hızla ona dönerek elindeki kutuyu yere bıraktı. Kahverengi gözlerini düşmanca kısarak kafasını Ashton'a eğdi ve işaret parmağını (kendi) göğsüne bastırdı.

"Ben, her şeyi mahvedene kadar aramız iyi miydi? Sen benimle siktiğimin dalgasını mı geçiyorsun?" dedi son cümlesinde sesini yükselterek.

Ashton bu sefer kolay sinirlenmeyecekti. Buraya sadece Calum'u dinlemeye gelmişti. Arkasındaki rafa yaslanıp Calum'a, delicesine özlediği gözlerine, parmaklarıyla sıkıp onu sinirlendirdiği burnuna, hakkında şarkı bile yazabilecek olduğu dudaklarına baktı. Onu son defa görüyor gibi hissediyordu, sanki onu çok yakında kaybedecekti. Ancak karşısına çıkıp öylece 'Özür dilerim sana sik gibi davrandım' diyemiyordu. Çünkü artık kendisi de kabullenmişti; o bir korkaktı. Az önce "Sen her şeyi mahvedene kadar aramız iyiydi" demesinin sebebi de, onu kışkırtmaktı. Eğer damarına basmazsa onunla konuşmayacağını biliyordu.

Sadece kollarını göğsünde birleştirdi ve Calum'un güzel ağzından çıkacak olanları bekledi.

"Aramızdaki bokun içine sıçan kişi sendin!" diye bağırdı Calum, elleriyle yüzünü kapadı ve birkaç saniye kendini sakinleştirdi. Sonra Ashton'a bakarak daha sakin bir sesle devam etti.

"Bana bok gibi davranmandan bıktım, tamam mı? Sahiden Ashton, bu sefer öfkeli falan değilim, sadece yoruldum. Önemsenmemekten, aptal yerine konmaktan, sana verdiğim siktiğimin değerinin yarısını bile geri alamamaktan yoruldum."

Ashton ela gözlerini birkaç kez kırpıştırdıktan sonra yere baktı. "Benden daha iyisini hak ettiğini herkes biliyor." diye mırıldandı güçsüz bir sesle.

"Ne var biliyor musun? Aynen öyle. Bunu kendime söylemekten bıktım, o yüzden senden daha iyisini bulmak için harekete geçeceğim."

"Ne?" Ashton şaşırarak dudaklarını araladı ve ela gözlerini pörtletti. Bunu beklemiyordu. Calum'un bu sefer bu kadar ileri gideceğini tahmin etmemişti.

shameless | cashtonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin