Umarım beğenerek okuduğunuz bir bölüm olur canlarım :))) En kısa sürede bir sonraki bölümde görüşmek üzere :)))
Adamların telsizi dinledikten sonra suratları düşmeye başladığında ortalıkta bir haltlar döndüğünü anladım. Sonrası ise tam bir karmaşa...
Adamlar yere sırayla düşerken bizim de az zamanımızın olduğunu anlamak zor değildi. Ağır eğitimlerimiz yüzünden Nur ve benim dayanma seviyemiz yüksek olabilirdi; fakat herkesin bir kırılma noktası olurdu. Tabi ki bizim de vardı.
"Aman Allah'ım! Aman Allah'ım! Başaramayacağız... Biz başaramazsak ne olur Mona? Her şey boşa gider..." Nur sakinliğini kaybediyordu. Halüsinasyonlar başlamadan evvela bu onu erken bayıltabilirdi.
"Nur sakin! Sakin tamam mı? Şimdi geminin planı elimizde..." Sözlerimle Nur'un titreyen elleri tekrar omuzlarıma yerleşti. Ölümden korktuğunu düşünecek kadar aptal veya yabancı değildim. Arkadaşıydım Nur'un ve ölüm halinde tanklarda tutulan insanları düşündüğünü biliyordum.
"Şunu anla artık! Geminin planından hiçbir şey anlamıyorum."
"Ama ben anlıyorum!" Bana şok olmuş gözlerle bakıyordu. Onu omuzlarından kaldırıp koridorların geminin iskeletine uzanan kısmına doğru sürüklemeye başladım.
"Bunu baştan söyleyip plana baksaydın!"
"Bakmadım Nur, çünkü tam olarak gemiler hakkında bilgili değilim. Daha çok denizaltı... Gemiler ise teorik bilgilerden ve birkaç görev tecrübesinden ibaret!" Zaman kaybetmek istememiştim. Gemi hakkında benim de çok bilgili olduğum söylenemezdi yine de aceleci davranarak hata yaptığımı anlamıştım. Bir yandan onu oksijenin hala yüksek seviye de olduğum bölgeye götürürken anlatmaya devam ettim!
"Dinle! Gaz sistemlerinin tanklara verilecek şekilde ayarlanması gerekiyordu; fakat yeniden döşeme yapmışlar. Hava boşlukları var tamam mı? Bu sistem kapalı kare veya kareye yakın dikdörtgen tankların kimyasallarının yanmasını önlemek amacıyla kullanılıyor. Bu kadar berbat bir işçilikle bu kadar kısa sürede koridorları ve kamaraları havasız bırakmak için asla yeterli olmaz. Hava boşluklarını bul ve yaşamaya devam et anladın mı? Kural bu!" Bana kafasını salladı. Ordan gözünü kapatıp başını bu sefer iki yana salladı. Birkaç dakika geçmeden önümden geçtiğini gördüğüm ölü ekip arkadaşlarımdan birini görünce halüsinasyonların başladığını fark ettim.
Ben dayanabilirdim, çünkü su altı eğitimi almıştım; fakat Nur dayanamazdı!
Nefeslerimizin artacağını düşünsem de adımları hızlandırdım. Birkaç dakikayı geçen koşumuz sırasında fark ettim ki oksijen seviyesi artıyordu. Buna bağlı olarak da bizim performansımızda artmıştı. Nihayet geminin merkezine ve havalandırmanın daha iyi olması gereken bölgeye geldiğimizde hava henüz temiz sayılırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZEMLİ YABANCIM!
Romanceİki farklı ülke, İki farklı kültür ve İki gizemli yabancı... Birbirleri ile paylaşacakları çok fazla sır, birbirlerini tanıyacak çok az zamanları vardı!!! TÜM HAKLARI BANA AİT OLUP, İZİNSİZ ÇOĞALTILMASI ve PAYLAŞILMASI YASAKTIR!!!