Arkadaşlar öncelikle bu kitaba uzun süre el değmediğim yeni bölüm yüklemediğim için özür dilerim; fakat beklediğimden de az ilgi gömekteydi. Dahası başlardaki acemilik ve düzenleme gerektiren olay örgüsü yüzünden düzenleyip yeniden yüklemek üzere rafa kaldırmıştım. Elimde hazır yaklaşık 4 bölüm var. Fırsat buldukça olayların en başı da düzenlenecek. Tamamı değil de insana hadi canım dedirten tesadüfler silsilesine ufak dokunuşlar yapacağım.
Unutmadan kitap 2014-2015 gibi yazılmaya başladığından tarih kopuklukları olmaması açısından 2016'dan devam etmekte. Aklınız karışmasın.
"Bu demek oluyor ki..." Sözü alan sarı saçlı yeşil gözlü çocuk devam edemeden Destiny araya girdi ve Türkçe konuşarak bana hitap etti.
"Oh Honey! Bu demek oluyor ki kendi uydu görüntüleri, kendi iletişim ağları ve kendi ağır silah güçleri var! Tahminimizden de büyük bir oluşum."
"Tam isabet. Boka battık kısaca. Bu arada Türkiye'deki kolun temizlendiğini biliyorsundur. Oldukça iyi iş çıkarmışlar. Yerine yenisinin geçmesini önlerseler bunun bize büyük yardımı olur." Duymuştum birkaç ay önce Türkiye'nin en iyi birliklerinden biri tarafından tarihe gömülmüştü. Birliğin komutanı hakkında generale sormak istediğim sorular bile vardı.
"Bizim en kısa sürede ayrılmamız gerek. Üstüme başıma çeki düzen versem iyi olacak!" Ayaklandığımda diğerleri de kalkıp selam verdi. Ben ayrılırken Nur da benim peşime takıldı. Böylesi daha iyiydi. Bu sayede pot kırma derdi olmadan rahat rahat konuşulurdu meseleler. Nur benim ortağım olsa da burada oluşumumuzun gizliliği adına sorumluluk almak gerekiyordu.
Bana ayrılan odanın duş kabinine girmek için soyunurken Nur da yatağıma yattı. Tekrar benim tanıdığım bildiğim soğukkanlı ruh haline bürünmesi iyiye işaretti.
Suyun altına girdiğimde suyun üzerimden akıp geçmesiyle rahatladım. Okyanus veya deniz neredeyse oranın suyunu kullanan sistem beni daha da rahatlatıyordu. Doğal su...
Öte taraftan bu doğal suyun bir diğer özelliği ise tuzlu olmasıydı. Tuzu ayrıştıan sistemimiz haftada bir kez duşlarda tatlı su olmasına olanak sağlıyordu. Belirlenmiş o gün haricinde sadece yemeklerde ve içme sularımızda tatlı su kullanılmaktaydı. Şansıma tatlı su gününde değildik ve suyun tuzu nedeniyle yaralarım ince ince sızlıyor sanki küçük iğneler kakılırmış gibi acıyordu. Bundan rahatsız değil bilakis son derece hoşnuttum; çünkü yaralarımın tuz sayesinde arındığını hissediyordum ve bu küçük acılar aklımı kötü şeylerden uzaklaştırıyordu.
Okyanusun altında olmayı özlemiştim hani. Uzun süredir karada fink attığım için! Burada tüm dünyanın politik karmaşasından ve insanlık sorunlarından uzakta dahası güvende hissediyordum. Bizim bulunduğumuz sistem içerisinde hiyerarşi mutlaktı ve can sağlığı söz konusu olmadığı müddetçe kimse kendisine ayrılan sınırı geçmezdi. Kast sistemi gibi düşünen insanlar olabilir; fakat oylamalarımızda ve haklarımızda da aynı şekilde mutlak bir eşitlik vardı. Bugüne kadar kimseyi isteği dışında bir göreve sokmamıştık; ancak görevi kabul eden kişi de verilen emirlere uyacağına dair yemin ederdi. Doğa kadar uyum içinde olmuştuk bu nedenle. ihanet edenlerimiz olmazdı. Çünkü kimseyi ihanet noktasına kadar zorlamazdık. Ne devlet politikası ne de katı askeri tutum... İkisinin de ortasını bulmuş bir oluşumduk. Ve ben bundan sonuna kadar gururluydum.
Su tepemde olduğu süre boyunca dahil olduğum sistemi düşünüp durdum. En ince ayrıntısına kadar her şeyi bilmeme ve kabullenmeme rağmen bunu düşünmemin sebebi Nur'u buraya getirmiş olmam, onun da benden bir açıklama beklemesiydi şüphesiz.
Uzun uzun dakikalar sonunda nihayet kıçımı dışarı taşıyabildim. Giyinirken künyem boynumdan aşağı sarkmış siyah sutyenimin içine girmişti. Bir elimle saçlarımı kurularken diğer elimle künyemi dışarı çıkarıp tekrar salladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZEMLİ YABANCIM!
Romanceİki farklı ülke, İki farklı kültür ve İki gizemli yabancı... Birbirleri ile paylaşacakları çok fazla sır, birbirlerini tanıyacak çok az zamanları vardı!!! TÜM HAKLARI BANA AİT OLUP, İZİNSİZ ÇOĞALTILMASI ve PAYLAŞILMASI YASAKTIR!!!