Bölüm 26****

194 28 8
                                    

Su B.A

O iki it gittiğinden beri ikimizde sessizdik. Hala aklım almıyor yaa Ateş eve nasıl girdi, anahtarı nerden buldu?

S: Bahar bak bana doğruyu söyle sen mi şöyledin anahtarların yerini.
B: Yemin ederim ben söylemedim hatta konuşmadım bile Ateşle.
S: O zaman kim söyledi?

Tam o sırada kapı çaldı. Ulan bak yine o it se yemin ederim bu sefer gerçekten öldüreceğim onu. Bahar oturduğu yerden kalkıp kapıyı açmaya gitti. Kısa süre sonra Asya'yla beraber tekrar yanıma döndü. Asya şaşkın şaşkın etrafa baktı. Tabii bakar, benim kimseciklere elletmediğim yılan şekilli biblolarım yerde kırılmış bi şekilde duruyordu. Ahh duygulandım şimdii. Gitti güzelim biblolarım.

Asya: Oha noldu ya burda. 3 dünya savaşımı çıktı.
B: Yok ama as kalsın çıkıyordu. Ateş gelmiş eve......

Bahar tum olayı Asyaya anlattı. Asyada gülmekten yere yattı adeta. Hayır anlamıyorum gülünücek ne var acaba, hem ben o gereksize söyledim beyninin pekmezini akıtacağımı. Ama beni dinlemedi ve sonucunu gördü.

S: Asıl benim anlamadığım o gereksiz anahtarın yerini nasıl öğrendi.

Ben bunu dememle asyanın gülmesi durdu. Bahara aynı anda gözlerimizi kısıp Asya ya baktık. Asya gözlerini pörtletmiş bize bakıyordu.

S: Sen mi SÖYLEDİN?!?
Asya: Şey ben istemeyerekten, ağzımı aradı gerizekalı. Su valla istemeyerek oldu ağzımdan kaçtı. Bak farkında bile değildim... Su kanka brak o elindeki bibloyu bak bi tek o kaldı diğerleri kırıldı.

Elimdeki bibloyla Asya ya saldırmaya çalışarken Asya anlamadığım br reflexle koltuğun arkasına geçti.

S: Asya çık ordan bak birşey  yapmayacağım kankacım allah belanı vermesin. Hadi canım çık ta KAFANI rahat kırabileyim.

Ben böyle şirin şirin Asya'ya  saydırırken Bahar aramıza girdi. 

B:  A-aa yeter öldüm gülmekten Su yalvarırım bırak şu bibloyu. Hem acıkmadınız mı benim karnım baya acıktı.

Ben bibloyu yerine bırakırken Asya da saklandığı yerden çıktı. Allah allah ne oluyor bu kıza, benim bildiğim Bahar sadece salta yiyerek adeta otlayarak ayakta kalan bir kızdı. 

S: Yemeklerinizi beğenmesem de mecburiyetten yiyeceğiz atık yapacak bir şey yok.

Asya: Bahar bu gün sen yap yemeği ya ben çok yorgunum.
B: Tabi canım Bahar yemeği yapar, yaptığı yemeklerde beğenilmez. Bahar kim ki zaten.

Bahar ağlayarak mutfağa gitti. Noldu şimdi buna lan kesin bunun şeysi yaklaşıyo offf yadık.

Asya: Bu neydi şimdi?
S: Şeysi yaklaşıyor kesin ondandır... Ya uzatsana şu televizyonun kumandasını da az müzik dinleyelim.

Kumandyla müzik kanallarını geçerken gözüme bir proğram takıldı. Dream Türk TV nostaji kuşağı ya ben eski müziklere aşığım resmen. Ama malesefki Sezan Aksu'nun şarkısının sonuna yetişebilmiştim. 

O an hangi diziden duyduğumu hatırlamadığım replik geldi aklıma. '' Çok zor biliyor musun? gerçekten çok zor. Kelimelere o kadar inanmama rağmen, ucuz bir peçeteye sildiğim gözyaşlarımın duygularımı anlatması... Senin gözlerinin içine bakıp bakıp sevdiğimi haykıramamak... Yanındayken bile uzak olmak... O kadar zor ki kalbime dur demek... Radyoda rastaladığım en sevdiğim şarkı giibiydin sen ancak sonuna yetişebilmiştim. Tadına varamadan, mutluluğu yaşayamadan veda ediyorum sana. Sen asla benim olmasanda...'' Bende Ateşe veda etmiştim. Her ne kadar dıştan hiç üzülmemiş gibi görünsemde benimde içim param parça oldu.  Gerçektende çok zordu kalbimize dur demek. Sezen Aksunun ardından kanalda öyle bi şarkı başladı ki düşünmemek için çabaladığım ne varsa hepsi aynı anda beynime doluştu.

OF! Yine mi Sen?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin