Rüzgarın şarkısı bu duyduğum,
bak kulaklarından konuşuyor toprak, anlam veremediğim mor bir bulutta kalmış gözlerim, gece kapımı tıklamadan bulutlar dağılsa keşke dağılsada görsem parlak benekli devi ve sarılsam ayın sıcaklığına,
sen Akdeniz'e gece hiç baktın mı? ayaklarını buz gibi kuma sokup derdini anlattın mı ateş böceklerine?
Geceyi severim evet hele de sessiz olunca aslında gündüzde güzel; renkler, balonlar, en yeşili bir ağacın, dibindeki mantar da güzel, dizleri kanayan çocuğun annesine koşması da hepsini yazmak yerine hayat güzel desem nasıl olur.Piyano eşliğinde bir sabah, sırtsırta bir günbatımı, sabah bisikletle ekmek almaya gitmek, gözlerinin rastgele denk gelip durduğu kişi, bunlara çok yabancısın değil mi? Ve sen iyileşiyorsun, peki yaralı doğar mı bir serçe?
Yumurtasını çatlattığı gün annesi vurulmuş sence bu yara iyileşir mi? kalp ne kadar dayanabilir ki buna,
Acının tadı yok tarifi yok, çirkin zira her hücrene vuruyor, yürümek istemediğin yollar, görmek istemediğin yüzler çıkarıyor karşına ve sen hep virane,
Çünkü yorulduk, biz tam kurtulduk derken düştük uçurumdan kim bilir belki aşağıda minder felan da yoktur, bu düşüş başka, en iyisi düşerken manzarayı izlemek yoksa zaman geçecek gibi değil, üç yaşımdan hatıra bir yaram var, düşünüyorum da bir şeyleri unutmamak için illa sızlaması mı gerek ya da minik bir tebessüm mü? Yazıyorum evet, bunu sende yapabilirsin ki bence yapmalısın da zaten arkana baktığında aklın kelimelere dolaşıp en mutlu anlarını hatırlamaya çalışırsan kopya çekersin işte, eskimiş bir defter, kenarları bükük bükük, zaman zaman ıslanıp mürekkebi dağılmış satırlar evet bu benim defterim bu benim hayatım yazarken varolduğuma inandığım tılsımlı bir eşya, buraya kadar sana yaz demek için gelmedim aslında ama arada yaz sende, ve söz ver.
söz mü? Sözdür büyük ihtimalle ama unutacağın bir söz hep sözler veriyoruz ya baba sözler, dur dur hah erkek sözleri gülüp geliyorum hemen, ve geldim... erkek sözü bi yerden onaylı felan mı oluyor acaba, yapmazsan yaptırımları mı var? Neden en basit bir şeye bile böyle saçma bir anlam yüklemişiz acaba, ben söz dediğim de o samimiyeti verebiliyorsam onu zaten yaptım demektir bu, hayır ama ona erkek kelimesini getirirsen garantisini vermiş olucaz ya getirmemek ayıp işte.Annem de derdi hep sokakta düştüğüm zamanlar hele de bir yerim kanayarak ağladığım zamanlarda, " ağlama erkek değil misin sen? "
"Erkeğim ben anne, tamam ağlamam" demiyordum tabi kide orda susup başka bir yerde ağlıyordum hepimiz bunu yapıyorduk ben büyüdüm tabi kocaman oldum o kadar kocaman ki artık nasihat verir olduğumu farkediyorum aynada bir çocuk görsemde ben büyüdüm, ama annem de haklı aslında ağlamayı kızlara öğrettiler öğrettik, hep güçsüz onlar oldu erkek hep güçlü diye bilindi ağlamak kötü bir şeymiş gibi ve erkekler bunu yapamazlar neden? Çünkü sadece kızlar ağlar, annem de bu yanlış düğümde herkes ağlasın bence ağladığı için hor görülen o küçük çocuğu neden öğretmeni teselli etsin ki baksanıza bunu çocuklara bile öğretiyoruz okulda hiç ağlamadım ben hiç bir arkadaşımıda görmedim ağlarken, neden ağlamak zayıflık? Neden gözyaşlarımızı hapsettik soluk gözlere, ya birlikte ağlayalım ya da herkes sussun duymak istemiyorum o hıçkırıkları ağlayan bir kadın daha görmek istemiyorum.
İlk düğüm yanlış atıldı diye hepsini mi yanlış atmamız lazım şimdi diyorum hep anneme "Erkekler ağlar anne" bende ağlarım kalbin cinsiyeti yok işte anlayın artık şunu dolunca düşüyor gözyaşları insanın ya dudaklarında kalıyor tuzu ya da bir peçete de bazen de bir sayfanın üstünde bir şiire karışmış halde, Ağlamak güzel matmazel ölürken bile...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZLARA ASTIĞIM ŞİİRLER
Poetry"şiir ki bu bi devrim, gülümsemek gibi tertemiz" -A.BİLGİN-