Hastaneden çıkmıştım. Gerekli kadar istiraat etmiştim artık okula gitme vaktiydi.
Ananemlerden çıkmıştım ki kapıda dorukla karşılaştım.
"Doruk?" dedim şaşkın sesimle.
"Hadi beraber okula gidiyoruz." diyerek beni arabaya doğru ittirdi.
Kapıyı açıp kendi tarafına doğru ilerledi.Ah benim kahve öküzüm. Açıyorsun bari kapat değilmi.
Arabaya binip kapıyı kapattım.Okulun önünde durmuştuk. Arabadan inip arabanın önünde buluştuk.
Doruk elini tutup benimle beraber yürüdü.
"Doruk napıyorsun herkes bize bakıyor" dedim bahçedeki şaşkın yüzlere bakarken.
"Ne güzel işte benim olduğunu öğreniyorlar." dedi. Bizim arkamızdan üç araba durmasıyla arkamızı döndük.
Pelin rüzgar ,kerem nazlı,melis can el ele okula giriş yaptılar. Herkes sahada büyük şaşkınlık yaşarken biz mutluluk yaşıyorduk.
"Sözleştinizmi siz?" diye sordum.
"Bizde böyle bizim olanı görsünler ve yan gözle bakmaya kalkmasinlar diye yaptığımız birşey sen benimsin benden başka kimse sana dokunamaz kimse sana bakamaz." diye yenildi. Sözünü. Bizimkilerde yanımıza gelip bize merhaba dedikten sonra sınıfa ilerledik.
Sınıftakiler de de şok nidaları yükselirken. Sıralarımıza ilerledik. Tama ben kendi yerime pelinin yanına oturacaktım ki doruk elini bırakmayıp kendi sırasına otutturdu.
Doruğun telefonundan gelen mesaj sesiyle hoca dahil herkes bize döndü.
Sonradan alışılmış gibi geri önlerine döndüler.
Doruk, rüzgar,kerem ve can masalarından hızla kalkıp sınıftan çıktılar hem de hiçbir açıklama yapmadan.
Bende kızlara işaret edip sınıftan çıktım.
Kızlarda benden sonra çıktılar.
"Nereye gittiler bunlar hem de hiçbirşey demeden." diye söylendi melis.
"Bir lavboya gidelim orda konuşuruz." lavboya gelmiştik.
"Abi doruk ve çetesi aceleyle çıktılar. Plan işe yaradı. Ozaman. Evet. Adamları hazırladın değilmi? Silahları ben hallettim adamlara çoktan ulaşmıştır. Tek yapmaları gereken doruk ve çetesini gebertmek.
Gelmişler demek güzel. Elimizdeler."
Diyerek sustu içerdeki kız. Kızlarla birbirimize bakarken kızda lavabodan çıktı.
"Demek elinizdeler Sürtük. Söyle neredeler?" diye saçına yapıştı nazlı.
"Elinin içindeler. Size söyleyip ölmelerine mani olacak kadar salakmı sandınız beni?" kıza birtane yumruk geçirdim.
"Eğer söylemezsen sende öleceksin."
Diyerek yanında sürekli taşıdığı çakıyı çıkardı melis.
Melis her zaman gülümser ama damadına basıldımı içinden psikopat çıkar ve kimse ona mani olamaz.
"Hadi ama öldürmeyeceğiniz apaçık belli" dedi kız sırıtırken.
"Emin olma yapay güzel" diyerek kızın yüzüne derin bir çizik attı melis. Kızın bağrışları lavaboyu inletirken
"Şimdi bu çakının başka yerlerini çekmesini istemiyorsan yerlerini söyle" kız ağlayar.
"İzmirde eski depoların olduğu deniz kenarı bir yer var ordalar."
"Bu bizim geçenseferki grup kavgamızda gittiğimiz yer."
Dedi pelin.
Kızı orda öylece bırakıp lavabodan koşarak çıktık.
"Allah kahretsin. Bugün onlarla gelmiştik." elini saçlarıma daldırdım.
Okula dört tane motorlu çocuk gelmişti gruptular anlaşılan motorlarının hepsi aynıydı.
"Bunlar ana kuzularona benziyorlar. Çakıları çıkartın" diyerek kızlara dönüp konuştum. Bütün sınıflar pencereye dolmuştu.
Hepimiz çocuklara doğru ilerledik.
Çakıları onlara doğru doğrulttuk.
"Motorlarınıza el koyuyoruz. Anahtarlar" diye sesimi yükselttim.
Çocuklar hemen ellerini kaldırıp anahtarları verdiler.
Motorlara binip son hızla kullanmaya başladik.Kızın dediği yere gelmiştik.
Bir depoda sesler yükseliyordu.
"Bu rüzgarın sesi." dedi pelin.
"Yanımızda silah yok ilk önce silah bulmalıyız. Dışarıda korumalar var onlarınkini alabiliriz." Kızlar kafa sallayıp ilerledi. Hepimiz gözümüze birini kestirdik. Pelinle benim adamalrım yan yanaydı.
Pelinle birbirimize karşılıklı duvarlardan baktık. Elimle üçe kadar saydım sonra duvardan çıkıp adam8n arkasına geçtik adamın buynunu tututp sert hareketlerle çevirdim.
Pelinde aynisını yaptı. Beylerinden silahlarını alıp yere yığılmasını izledim. Diğer kızlar yanımıza silahla gelirken. Eskimiş kapıya tekme atıp içeriye geçtik adamlar silahlarına uzanırken biz hedef alıp nişan alıyorduk. Erkekler bize şaşkınca bakarken. Peline dönüp "ellerini çöz" diye sesimi yükselttim.
"Beni koru" diyerek benimle yürüdü.
Pelin çocukların ellerini çözerken bende onları koruyordum.
Koluna gelen kurşunla sesimi çıkarmamaya özen gösterdim.
Kızlara baktığımdaysa sadece kollarından kan akıyordu anlaşılan kurşun isabet etmişti.
Sonunda hepsi bittiğinde doruklarda kurtulmuştu.
Silahları yere atıp sevgililerimize sarıldık.
"İyimisiniz " diye ayrılırken kızlarla aynı anda sorduk.
Kafalarını saklarken hepsini kaşları çatıldı.hepinizden
"Ahh" sesleri yükselirken erkekler kolumuzu tutmuşlardı.
"Hastaneye gitsek iyi olur.kurşun içinde" dedi doruk.
"Katılıyorum. Hem siz burayı nerden buldunuz." diye sordu rüzgar.
"Lavboya girmiştik bir kızın konuşmasına şahit olduk ve size komplo kurulduğunu öğrendik. Sonra dışarıdaki motorlara el koyduk."
Dedi nazlı.
"Melis senin elinde neden kan var?"diye sordu can.
"Lavbodaki kızın. Yüzüne derin bir iz bıraktı senin için" dedi pelin hafif gülerken.Can şaşırarak.
"Sen yaptın" dedi. Melis kafa sallayıp
"Kendimi kaybedince normal kişiliğim yerle bir oluyor. İçimdeki psikopat ortaya çıkıyor." dedi melis. Can melise sarılıp saçlarından öptü.
Etrafına baktım.
"Sanırım ilk adam öldürüşümüz"dedim. Doruk bana sarılıp
"Hadi çıkalım hastaneye gitmeniz gerekiyor" diyerek yıkık kapıya doğru adımladık.
Motorlara binip hasta hanenin yolunu tuttuk.Kollarımıza dikiş atılmıştı benim bir koluna pelinin bir koluna nazlı ve melisin iki koluna atılmıştı.Daha sonra bir butige girip kanlı elbiselerden kurtulduk.
Şimdiyse okulu asmış deniz kenarında bir kafede yemek yiyorduk.
Mutluyduk. Hepimizin gözlerinde mutluluk görüyordum.
Umarım hep böyle kalır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEHLİKE
Romansa@Tüm haklar yazar'a aittir. Bedenlerimiz ayrı topraklardaydı, uzaktaydı ama ruhumuz dip dibe ve yakındı. Ruhumu onun ruhuna karıştırdım. Bedenlerimiz gibi onlarda ayrılmasın diye. Ruhum onun olmayan omzunda uzanıyordu.Olmayan elleri ile okşuyordu...