Kaybettiğinde anlarsın sevdiğini,
Onunla beraber kaybedersin yaşama sevincini.
Gider gülen yüzün,
Gider kalp atışların,
Gelir, acıyla karışık gözyaşları.
İşte bunlar ayırılığın ilk belirtileridir, yada terk edilmenin."Kendine gel derin! Bu sen değilsin."
"Beni rahat bırakın tamamı? Ben neysem oyum. Hepinizin yüzündekibo endişe kırıntılarını görmekten sıkıldım. Bana birşey olmadı. Bakın ben hala eski derinim." dedim ayağa kalkıp kendimi işaret ederken.
" Yanılıyorsun. Doruktan sonra çok değiştin. 2 haftadan Berri eskinderini göremiyoruz. Şu haline bak şuan karakolda ve nezarethanedesin" dedi nazlı. Evet şuanda sokaktaki birini dövdüğümden dolayı karakoldaydım.
"DERİNNNNN" diye bağırarak bana doğru gelen babama çevirdim bakışlarımı. Yüzüme bir sırıtma yerleştirdim.
"Owwww Serhan beylerden teşrif etmişler. Cık cık ne gerek vardı?" dedim dalga geçen sesimle.
"Sen beni rezil etmeyemi çalışıyorsun, ne bu halin?" dedi babam demir parmaklılların arkasından.
" Sevgili babacığımın gözlerimi bozulmuş?" dedim kahkaha atarak.
"Benimle doğru konuş.
Diyerek yanındaki avukatla gitti.
Yaklaşık bir 15 dakika sonra bir polis gelip demir parmaklı olan hapis gibi yerin kilidini açtı.
Sırıtarak dışarıya çıktım.
Babamlar karakolun dışında beni bekliyorlardı.
"Ben geldim." dedim gülerek.
"Ne senin bu davranışların? Orasını boşver benimle eve geliyorsun tam serseri olmuşsun." babamın bu dediğine kahkaha attım.
"Ben hiçbir yere gelmiyorum." dedim yalancı kahkahamı durdurup.
"Geliyorsun." dedi babamdan inatla.
"Beni bir rahat bırakın ya. Geleyimde yinemi yalanlarınızı çekeyim? Hrpinizden bıktım. Anlıyormusunuz?
Bırakmıyacağım, yalan söylemeyecehim diyip güven veripte çekip gidenlerden bıktım. Beni rahat bırakın. Çokmu şey istiyorum? " diye bağırdım. Hepsi bana şaşkınca bakarken bende pelinin elindeki motor anahtarlarını alıp, motoruna binip hızla sürdüm. Gözyaşlarom akıyordu yine benden izinsiz.
"Lanet gözyaşları" diyip sildim.
Nereye gittiğini bile bilmiyordum ki.
"Herkesten, herşeyden nefret ediyorum." diye bağırdım.Yazardan>>>>
Acı çekiyordu derin.
Kolaymıydı güvendiğin omuzun, başkasına gitmesi?
Giden adamdan geriye,
Gözyaşı kalmıştı.
Tabi birde yok olan kalbinin acı belirtileri.
Doruksa içiyordu, yaptıklarını unuttur diye belki.
Ama daha çok hatırlatıyordu.
Kendine, hayatına lanetler savunuyordu.
Sevdiği kız perişan haldeydi.
Daha ne olsun ki?
Sol yanını tek başına bırakmıştı.
"Erkekliğimi sikeyim." diye kendi kendine söylendi.
Çalan telefonunu eline aldı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEHLİKE
Roman d'amour@Tüm haklar yazar'a aittir. Bedenlerimiz ayrı topraklardaydı, uzaktaydı ama ruhumuz dip dibe ve yakındı. Ruhumu onun ruhuna karıştırdım. Bedenlerimiz gibi onlarda ayrılmasın diye. Ruhum onun olmayan omzunda uzanıyordu.Olmayan elleri ile okşuyordu...