Hep terk edilen olmuştum,
Gelip geçilmiş bir sokak gibiydim.
Çok kullanılmıştım şimdiye kadar.
Bu yüzden değişmiştim,
Hapsetmiştim içime ufak kızı.
Hapsettiğim yerde bile rahat bırakmayıp oraya kazmışlardı mezarını.
Mutluluğu 3 yaşından sonra hatırlamıyorum bile.
Şimdi bile seneler sonra bile ölü olan küçük kızı mezarında rahat bırakmıyorlar.
Sevmeyi terk eden ben şimdi çok sevdim.
Ama terk edildim.
Yine o mezardan çıkmaya çalışan küçük kızın üzerine toprak attı.
Bu seferki o,bu,şu değildi.
Sevdiğimdi.
Küçük kız yine öldü.
Ölen birdaha ölürmüydü?
Şimdiyse, sevdiğim adamın beni terk etmesinin nedeni beni koruması olduğunu öğreniyorum.
Ne ironi ama.Karşımdaki adam, sevdiğim adamı dakikalarda yarıştırıyordu.
"Gelme" dedim güçlükle çıkan sesimle.
Yoksa bu şerefsiz ona birşey yapacaktı.
Telefonu kapatıp sırıtarak bana döndü."30 dakika, sencede fazla vermedimmi? Ama gerçi buraya gelmesi bile 1 saat'i aşar."
dedi gülerek.
Umursamadım.
Aklımda tek olan kişi Doruk'tu.
Eminim bu adamın bir planı vardı.
Gelmemeliydi.***
"Sadece 1 dakikası var."
Dedi şerefsiz.
Doruk hala gelmemişti.
Bir yanım onu isterken, diğer yanım, gelmemesini istiyordu.Şerefsiz birdenbire elindeki silahı bana doğrulttu. Anladım. Zaman dolmuştu.
Bir tek kurşunla ölecektim.Kapının tekmeleyerek açılmasıyla, bakışlar o tarafa döndü.
Doruk nefes nefes'e bir şekilde gelmişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEHLİKE
Roman d'amour@Tüm haklar yazar'a aittir. Bedenlerimiz ayrı topraklardaydı, uzaktaydı ama ruhumuz dip dibe ve yakındı. Ruhumu onun ruhuna karıştırdım. Bedenlerimiz gibi onlarda ayrılmasın diye. Ruhum onun olmayan omzunda uzanıyordu.Olmayan elleri ile okşuyordu...