Niall'ın odadan çıkmasıyla gözyaşlarım akmaya devam ediyordu.Aslında çok haklıydı.Sonuçta o bebeğimizin babasıydı ve onu bilmeye hakkı vardı ama benim ona söyleyemem o yüzünden şuan ben onu affetmeme rağmen o beni bir daha affetmeyeceğini söylemişti.Kapının tıklatılmasıyla gözyaşlarımı hemen sildim ve içeri gelmesini söyledim. Doktor içeri gülerek girdi.
"Annemiz nasılmış bakalım."
"İyiyim.Bebeğim iyi değil mi? "dedim gülmeye çalışarak.
"Bebek gayet iyi sadece ufak bi gaz Sancısı çekmişsiniz. Bu hamilelerin çoğunda olur merak etmeyin birazdan sizi muayene odasına alacağım. Bakalım bebeğimiz ne yapıyormuş. "diyerek odadan çıktı. Elimi karnıma götürüp okşamaya başladım.Bu o kadar güzel bi histi ki anlatamıyordum.Ona dokunmayı onun kokusunu içime çekmeyi o kadar heyecanla bekliyordum ki. Keşke hemen elime alıp sarılabilseydim.Babam her akşam beni bekledikleri zamanı anlatıyordu bana. O kadar heyecanlıymış ki doğuma giderken annemi evde unutup arabaya binmiş. Bunu ne zaman anlatsa acaba bendede öyle olur mu diye düşünüyordum. Babam demişken şimdi beni nasıl merak etmiştir. Cafeyide açık bırakmıştım. Umarım hırsız girmemiştir. Telefonumda yanımda değildi ben nasıl haber verecektim.Niall da gitmişti. Belki dışarı çıkarsam birisinden alabilirdim. Elimi karnıma koyup yavaşça uyandığım yataktan doğrudum.Şuan da ayakkabılarımı giyemeyeceğimi bildiğimden çoraplarımla yere bastım ve yavaşça kapıya doğru yürüdüm.Kapıyı açıp dışarı çıktığımda Niall'ın duvarın dibine çökmüş oturduğunu fark ettim. Acaba o telefonunu verirmiydi. Boşverdim ve yavaşça yürümeye devam ettim.
"Hey. Dur nereye. "Niall'ın aniden kalkıp kolumdan tutmasıyla gözlerine baktım. Özlemiştim bu rengi ve bakışları.
" Babamı aramam lazım. Merak etmiştir."
"Benim telefonumla ara. " diyerek telefonunu uzattı. Telefonu aldım ve açtım.Niall'ın golf oynarken çekildiği bir fotoğraf vardı. Ekran da şifre olmadığı için hemen numarayı girdim ve telefonu kulağıma götürdüm. Telefon hemen açıldı
"Alo. Kimsiniz?" sesi telaşlı geliyordu.
"Baba benim.Ben biraz rahatsızlandım da hastanedeyim."
"Ahh Ashley ne zamandır seni arıyorum. Cafeye gittim telefonun yerdeydi ve kapıda açıktı. Birşey oldu sandım. İyi misin.Yanında biri var mı? Neredesin söyle hemen seni alıyım."Niall'a hastanenin ismini sordum. Babama söyleyip telefonu kapattım ve telefonu Niall'a verdim.
"İstersen sen gidebilirsin."
"Ben hiç bir yere gitmiyorum Ashley. Burada duracağım.Dışarıda paparaziler dolu ve buradan beraber çıkacağız. Ayrıldığımızı söylemeyeceğiz. Hiç ayrılmadık ve 1 ay sonra evleneceğiz tamam mı? "birşey diyemedim. Sadede kafamı sallayıp odaya geri döndüm. Arkamdan geldiğini ayak seslerinden anlıyordum.Yatağa uzanacağım sırada gelip yardım etti ve yastığı düzeltti.Arkama yaslanıp hafifçe gülümsedim.
Teşekkür ederim."sadece kafasını salladı ve yatağın yanındaki sandalyeye oturdu ve bana bakmadan telefonuyla oynamaya başladı. Bende ona daha fazla bakmak istemeyip diğer tarafa dönüp cama bakmaya başladım. Kendimi çok yorgun hissediyordum. Gözlerimi kapattım ve uyumaya çalıştım.
______&______&______
"Kızıma ne yaptın söylesene! "babamın sesini duymamla hızlıca yerimden kalktım ve aniden kalkmamdan dolayı karnıma bir ağrı girdi bu babamın ellerini Niall'ın yakasından çekmesini sağlamış, hemen yanıma gelmişti.
"Kızım ne oldu?Bak kötü birşey varsa söyle bana. Bu pislik mi sana birşey yaptı? Hadi söyle bana. "Elim karnımda Niall'a baktım ama sonra hemen babama döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Marriage Love(Niall horan fanfic)
Non-FictionBu şehirden gitmeyi o kadar çok istiyordum ki anlatamam.o yetimhanede her gün dayak yemektense kaçmak daha iyiydi.Ama kaçarken onu göreceğimi ve bana yardım edeceğini hiç tahmin etmemiştim.Hayatım boyunca ilk defa biri bana yardım ediyordu ve o nef...