Bölüm 12

93.5K 3.3K 262
                                    

Biri şu yaşadıklarımı özetlesin lütfen...
Hakan'ın kardeşi mi varmış ?
Bir de kız ?
Ve doktor ?
Ve bir de kadın doğum hastalıkları uzmanı he ?
Kaç aydır Hakan'la aynı evde bulunduğum halde Hande adını bir kez bile duymamıştım.
Melek abladan bile duymamıştım !
Melek ablanın bile dedikodusunu yapmadığı bir insan üstelik !
Neden bu olaylar beynimin algı seviyesinden bu kadar yüksekti. Ya da neden bu konuları hiç konuşmamıştık.

"Sanem ?"

Adımın söylenmesiyle daldığım düşüncelerden hızlıca kurulurken hala beynimi işgal eden sorulara maruz kalıyordum.

Hakan'ın tekrar "Sanem ?" demesiyle bu sefer bakışlarımı ona çevirdim.

"Efendim ?" dediğimde yüzüme endişeyle bakıyordu.

"İyi misin ? Hayırdır ?" diye sorduğunda derin bir nefes alıp "İyiyim." dedim.

Hakan kolumdan tutup arkadaki sedyeye oturttuğunda gözümün önündeki saçları geri itti.
"Hande bir bardak su getir." dediğinde Hande çoktan odadan çıkmıştı.

Hakan ısrarla "Ne oldu ? Neyin var ? Söylesene. Bir yerin mi ağrıyor ?" diye sormaya devam ederken midemde ki kasılmaların acısından çığlık atmak istiyordum.

"Onu bana değilde doktor olan kardeşine sorsak daha iyi olur sanki." dediğimde bir şey demeden bekledi.

Hande geri geldiğinde elindeki şişeyi bana uzatıp Hakan'ı kibarca geri itti.
Sudan bir yudum aldıktan sonra sakinleşmek için gözlerimi kapatıp derin nefes alıp vermeye başladım.

Hande "İstersen sedyeye uzan bakalım. Tahlil sonuçlarını abim getirdi fakat emin olmak için buraya gelmenizi istedim." dediğinde gözlerimi açıp karşımdaki üçlüye baktım.

Beyazıt'ın yüzüne baktığımda korkmuş bir şekilde olanları izliyordu.
Hakan omuzlarımdan tutup beni sedyeye yatırdığında heyecandan bayılmak üzereydim.

Hande "Karnını açar mısın ?" diyerek sedyenin hemen yanındaki sandalyeye oturdu.
Karnımı açtığım an Beyazıt'ın bakışları korkuyla gözlerimi buldu.

"Küçük Prens ?" dediğimde tepki vermemişti.
Sedyede oturma pozisyonuna gelip Beyazıt'ı bacaklarım arasına çektim.

"Bir şeyim yok korkma hemen. Tamam mı ?" diye sorduğumda başını 'tamam' dercesine salladı.

"Beyazıt biliyor musun ?" dediğimde bakışları bu sefer merakla tekrar benimle buluştu.

"Sen bana kocaman bir öpücük vermiştin ya o beni iyileştirdi. Şimdi istersen o öpücük nerede sana gösterebilirim." dediğimde yine başını salladı.

Hande "Madem Beyazıt öpücük nereye gitmiş görmek istiyor o zaman Sanem tekrar sedyeye yatsın." dediğinde Beyazıt'ın korkusu gitmiş yerine büyük bir heyecan gelmişti.

Sedyeye geri yattığımda tekrar karnımı açtım.
Soğuk jel vücuduma değdiği an itibariyle irkilmem bir oldu.

Hande gerekli hazırlıkları yaptığında ekranda gördükleri bize betimlemeye çalışıyordu.

"Şimdilik ciddi bir sorun yok. İlaç tedavisi deneyeceğiz. Regl döneminde bu tür düzensizlikler tedavi edildiği sürece sorun olmaz fakat mutlaka tedavi edilmesi gerekliyor..." dediğinde ekrana büyülenmiş gibi bakıyordum.
 Ama bu dönemde çektiklerim tam bir işkence !

Hakan "İlaç tedavisi ne kadar sürecek? Küçücük organın kıza yaptıklarına bak." deyip şaşkın şaşkın ekrana bakmaya devam ederken bu doğal tepkileri bile insanı büyülüyordu.

"Ben zaten bu ağrıları hobi olsun diye yaşıyorum. Kusarken banyonun fayanslarını görmek hoşuma gidiyor." diyerek isyan ettiğimde Hande'nin yüzünde samimi bir gülümseme oluşmuştu.

Hande "Kan testi mi idrar testi mi yaptırmıştın ?" diye sorduğunda bu sorusuna şaşırmadım desem yalan olur.

"Kan testi." diyerek soruya cevap veren Hakan en az benim kadar şaşkındı.

"Her zaman ki gibi abim..." deyip konuya kilit vurduğunda olayı anlamaya çalışıyordum.
Hayır yani az önce ne güzel gülüyorduk !

Hande ultrason cihazını üzerimden çekerken uzattığı peçeteyle karnımdaki jelden kurtuldum.

"Bu dönem çok hassas olabilirsin ama beslenme konusunda çok dikkatli olmak zorundasın." deyip masasına geçtiğinde bende karşısındaki koltuğa oturdum.

Bir kaç tane kağıt çıkarıp bazı yerleri işaretledikten sonra bir kaç tane de ilaç çıkartmayı ihmal etmedi.

"Bu kağıtlarda yeme içme konusunda önemli olan her şey yazılı... Bu ilaçları düzenli olarak kullanmayı ihmal etme. Ayrıca her hafta kontrole gelmeyi de unutma." deyip sevecen bir şekilde gülümsedi.

Bu kızın kesinlikle psikolojisi bozuktu !
Verdiği kağıtları ve ilaçları alıp ayağa kalktığımda Hakan Beyazıt'ı kucağına alıp diğer eliyle elimi sıkıca tuttu.

"Teşekkürler." dediğimde Hande'nin cevap vermesini beklemeden Hakan tarafından dışarı çıkartıldım.

Hastaneden çıktığımızda Hakan sessiz sessiz küfür etmeyi ihmal etmiyordu.
Beyazıt arabanın arka koltuğunda ki yerini aldığında bizde yerlerimize geçtik.

Hakan direksiyonu sıkıca tuttuğunda sinirden kırmaya uğraşıyordu sanki !
"Her zaman ki abini sikeyim senin !" derken neye sinirlendiğini az çok tahmin edebiliyordum.

Sağ elini tuttuğumda anında gevşeyen eli direksiyona işkence çektirmeyi bıraktı.

"Hakan ?"

"Söyle?"

"Her ne olursa olsun sen ne kadar sinirli olursan ol bu durumlarda yanımda olman beni mutlu ediyor.  Yani demek istediğim aslında her şey için teşekkür ederim. İyi ya da kötü bir yolda ilerliyoruz." dediğimde bir an bile gözlerimden ayrılmayan gözleri zihnimi sarhoş etmişti sanki.

Yüzündeki sinir tamamen yok olurken bakışlarındaki sinir yerini şefkate bırakmıştı.

"Beyazıt için değerli olan benim için de değerlidir..." dediğinde yüzümde oluşan gülümsemeye engel olamadım.


Psikopat Mafyanın Esiri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin