Arkadaşım Bennet ile aynı evde kalıyorduk, ikimiz de aynı üniversitede aynı bölümleri okuyorduk,psikoloji. Aynı bölümü okuyan çok yakın bir arkadaşım daha vardı, adı Melissaydı. Melissa bizden 3 sokak ötede yalnız yaşıyordu. Bennet ve Melissa kavgalılardı fakat ben Bennet ile takılınca Melissa kızmaz, ben Melissa ile takılınca Bennet kızmazdı.
Ya da kızarlardı.
Melissa ben ve Bennet ı evinde bir gece yatıya çağırdı, böylece aralarındaki buzların eriyebileceğini,eskisi gibi yine 3lü takılabileceğimizi söylemişti. Bu fikir aklıma yatmıştı ve Bennet a durumu anlattığımda beni azarlamıştı:
- Bana ihanet eden bir kızın evinde kalmamı beklemiyorsun heralde, gelmiyorum. Sen de istersen gidebilirsin,güle güle dedi ve eviMİZin kapısını suratıma kapadı. Son zamanlarda her şeye sinirleniyordu,herneyse.
Melissalara gittiğimde beni güler yüzle karşıladı,sohbet ettik,biraz da içtik bu günün hatrına. Sadece bir şişe.. Sadece,bir...
Sızmıştık. Uyandığımda Melissa ortalarda yoktu. Lavaboda olduğunu düşünüp biraz bekledim, gelmedi. Ayrıca evde cidden iğrenç bir koku vardı. Yatak odasına baktım,yoktu. Lovaboya baktım,yine yoktu. Salonda da ben sızdığıma göre mutfakta olmalıydı. Mutfakta bir kazan vardı, kapağını açıp baktığımda Melissa'nın parçalanmış cesedinin küçük küçük kıyılmış parçaları kazanın içindeki suda birbirinden bağımsız bir şekilde yüzüyordu. Korkudan titreyerek iki adım geri çekildim.Tavandan kırmızı bir sıvı damlıyordu. Kafamı kaldırdığımda Melissa'nın kanıyla yazılmış o yazıyı gördüm.
"Rahat uyudun mu Maddie?
-Bennet"