Tanrılar ve Yaratıklar

3.1K 242 39
                                    

Marcus "Bir gün içinde çok fazla tanrı gördüm. Dinden çıkmam an meselesi." diye fısıldadı, Athena önümüzde volta atarken. Bu aramızda gülüşmelere sebep olmuştu.

Athena sandaletinin topuğunu yere vurarak durdu. Marcus'a döndü. "Bu kadar neşeli olmanız beni sevindiriyor fakat ciddi bir durumun içindeyiz."

O bilindik yamuk gülüşüyle "Her zaman ciddi bir durumun içindeyiz." dedi.

"Görüyorum ki sen fazla ciddi değilsin Marcus."

"Bizim yaşımızdaki gençlerin tanrı kurtarmak gibi problemleri olmuyor genelde." onu savunma ihtiyacı hissetmiştim. Athena bozularak arkasını döndüğünde Marcus göz kırptı.

Ama karşımızdaki Athena'ydı. Haliyle bunu görmüştü. "Biri tanrı, diğeri safkan gölge lordu, öteki büyücü ve sen Zeus safkanısın. Normal gençler olduğunuzu iddia edebilir misin?"

Bu sefer ben bozulmuştum. "Artık sonuca gelsek?"

"Pekâlâ." Geri çekilerek hepimizi tek tek süzdü. Yüzündeki ciddiyetin yerini acımaya bıraktığını fark etmiştim. "Lahkesis'e giden havarilerimden haber alamıyorum. Asıl sorun bu değil. Apollon'u bulmanız gerektiğini biliyorsunuz." Birazdan bahsedeceği şey çok korkunç olmalı ki bilgelik tanrıçası bile kelimeleri seçerken zorlanıyordu. "Thanatos'la görüştüm. O da bazı araştırmalar yaptı fakat...pek iç açıcı değil. Oraya giden kimseye ulaşamıyoruz."

"Ve bizim gitmemizi istiyorsun öyle mi?" Bir anda tüm gözler yine bana çevrilmişti. Aslında böyle çıkışlar yapmaktan deli gibi korkuyordum fakat konuşmayıp her söylediklerine ittihat etsem bu beni daha çok delirtecekti.

Uzun süre sonra Teadora'nın sesini duydum. "İşte yine başlıyoruuz."

"Shaila bu ani çıkışların hepimizi sinirlendiriyor." Göz bebeklerindeki saydamlığı gördüm. Artık o da benden nefret edenler tarafında yer alıyordu. "İleri gidiyorsun. Haddini aşmaya başladın. Önce Hermes, sonra Hera şimdi ben..."

Bağırarak sözünü kestim. "Evet çünkü önce Hermes sonra Hera ve sonra sen ölmemizi istiyorsunuz! Bize biraz kulak verseniz haddimi aşmama gerek kalmadan bu iş halledilebilirdi. Sizler tanrı değil misiniz? Neden sizi sorgulayabileceğimiz davranışlar yapmaya devam ediyorsunuz?"

"Ceza alacaksın Shaila!" Sesimi bastırmak için çenesini yırtarcasına bağırmıştı.

Meydan okur gibi ona yaklaştım. "Bana ceza verebilirsiniz, beni öldürebilirsiniz, istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz, size karşı koyamam. Ama gün gelecek..." parmağımı başıma dayadım. "İnsanların şurasındaki sesi bastıramayacaksınız. Sizi sorgulamaya başlayacaklar. Siz aradan çıkan farklı sesleri yok ederek bitti sanacaksınız ama sadece sanacaksınız."

Suratıma sert bir tokat geçirdi. Eli öyle ağırdı ki beynimin ters döndüğünü falan hissetmiştim. "Bu son uyarım Shaila. Uysal biri olacaksın. Sana daha fazla tahammülümüz kalmadı. Senin tanrıların biziz, ittihat edeceksin."

Marcus bağırmaya yakın bir tonla araya girdi."Lahkesis sizin için de riskli bir yer ki piyon olarak bizi kullanıyorsunuz. Gitmezsek bize ceza verirsin, böylelikle hem sen hem biz kaybederiz ama gidersek sadece biz kaybederiz."

"Kimseye zorla bir şey yaptıramayız. Herkesin sakinliğini koruması gerek. Bu durumu daha aklı başında konuşmalıyız, geçen her saniye alehimize işliyor olabilir." Bu politik cümlelerin sahibi Boreas'tı.

Öfkeme yenik düşmemek için bir an önce buradan çıkmalıydım. Çıkışa doğru giderken "Bunu senin için yapmayacağım Athena. İnsanların canı yanmasın diye yapacağım." diye fısıldadım. Sahte zaferinin sevincini doyasıya yaşayabilirdi.

Tartarus'un Sırrı  (ES 2) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin