Hüzünlerini de al yanına.
Ne olacak?
Yanacaksan,benimle yan.
Benimle yan.
Çok mu şaşırırsın cehenneme kar yağdırsam?
Benimle yan
Erotik anlamda hiç bu kadar istediğim, beni heyecanlandıran bir erkek olmamıştı. Oğuz aileydi, huzurdu, sakinlikti. Ama Arslan arzu, heyecan ve tehlikeydi. Kanımın damarlarımda hızlı akmasını sağlayan Arslan'dı. Arslan'ın parmak uçlarını hafif pembeleşmiş yanağımda hissedince gözlerim onunla buluşmuştu. Gözlerinde aklımdan geçen her şeyin farkındaymış gibi bir bakış vardı ki bu yüzüme daha fazla kanın pompalanması demekti.
*13*
Hafifçe gülerek "Utanınca da çok güzel oluyormuşsun." dedi.
Gözlerimi ondan kaçırdım daha fazla utanarak. O da elini yüzümden çekerken hafifçe güldü tepkime. Neyse ki garsonun gelmesiyle cevap vermeme gerek kalmadı. Konuşmamız sırasında farkında olmadan biten yemekleri önümüzden aldı. Hemen arkasından diğer garson da yine dumanları tüten bir sufle bıraktı önüme.
"Menü seçimin gerçekten çok hoş" dedim önümdeki ağız sulandırıcı sufleye bakarken. Kaşığımı daldırdığım anda çikolatası taşan sufleden ilk kaşığı ağzıma attığım anda yediğim en güzel sufle olduğuna emindim. Sufle o kadar güzeldi ki bir süre dikkatimi başka hiçbir şeye veremedim. Neredeyse tamamını bitirdiğimde Arslan'ın tatlısına hiç dokunmadığını ve beni izlediğini fark ettim.
"Şu halini görünce... Sufle gerçekten doğru bir seçimmiş." Dedi yoğun bakışları eşliğinde. Gülümseyerek yavaşça kaşığımı tabağın kenarına bıraktım.
"Bir tane daha söyleyeyim istersen"
" Yok teşekkür ederim. Bir tanesi fazlasıyla yeterliydi." Dedim dudaklarımı hafifçe yalarken. Onun bakışları da dudaklarıma kaymıştı bu hareketimle. Sonra birden yerinden kalkıp yanıma geldi. Hiçbir şey söylemeden elimden tutup beni kaldırdı. Bahçenin iç taraflarına doğru gittiğini varsaydığım bir patikaya doğru giderken hiçbir şey söylemeden onu takip ediyordum. Elim onun büyük eli içinde kaybolmuştu sanki.
Restoranın gerçekten çok güzel bir bahçesi vardı. Etrafımız değişik türlerde çeşit çeşit bitkiyle doluydu. Hala yürüyorduk. O önde, ben onu takip ederken.. Bir süre daha sessizce yürüdükten sonra bahçe bitmiş yerini yumuşak kumlar almıştı. Deniz kenarına çıkmıştık. Onun avucundan elimi çekip topuklu ayakkabılarımı çıkarıp elime aldım. Yumuşak kumlar çıplak ayaklarımda çok güzel hissettiriyordu. Üzerinde minder olan bir şezlonga doğru yöneldiğinde onu takip ederken,
"Bu restoran gerçekten sürprizlerle doluymuş.." dedim. Şezlonga oturup bacaklarını şezlongun iki yanına doğru açık bir şekilde uzattı. Tam yan tarafındaki şezlonga geçecektim ki, beni bileğimden yakalayıp önüne oturttu. Birden bire kendimi sırtım onun göğsüne yaslanmış iki bacağının arasında otururken buldum. Kollarını da belime dolayıp karnımın üstünde birleştirmişti. Güçlü, kendinden emin tavırları beni anlamlandıramadığım bir şekilde çok etkiliyordu. Her kadın etkilenir miydi bu kadar kontrolcü erkeklerden bilmiyordum ama kanımın damarlarımda ısındığını, kalp atışlarımın istemsizce hızlandığının farkındaydım. Boynumda nefesini hissedebiliyordum. Karşımda çarşaf gibi bir deniz ve yarım ayın oluşturduğu yakamoz, yanında uzun zamandır aradığım huzuru bulduğum adamın kollarındaydım. Burnunu yavaşça boynuma sürtüp, kenarına yumuşak ama uzun bir öpücük kondurdu. Dudaklarının dokunuşu karşısında gözlerimin kapanmasını engelleyemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ela'm
RomanceHer şeyini kaybettiğini düşünen bir kız... Yapayalnız... Yeni bir hayat kurmanın eşiğinde ama taze yaraları hala acıyor derinlerde. Savunmasız ve güçsüz olduğunu düşünüyor. Evet, belki savunmasız ama güçsüz asla değil. Duvarlarının ardında saklı yar...