Teselli...

131 28 3
                                    

Son dersimiz de bitmişti.
Herkes aşağı iniyordu. Bende istemsizce yerimden kalktım ve okulun çıkış kapısında Berk'i görebilme umuduyla yürümeye devam ettim.

Çıkışa vardığımda gerçekten de Berk'i görmüştüm. Arabanın yanında duruyordu. Genellikle arabayla hiç görmezdim onu ama belki de bir yerlere gidecektik beraber. Yüzümdeki solgunluk bir anda geçmişti. Yanına gideceğim için suratıma azıcık gülümseme yerleştirmiştim. Ama Berk haklı da olsa ona karşı kırgınlık vardı içimde. Sanki bu olanlar benim suçummuş gibi davranmıştı dün.
Sırtımda ki çantayı koluma daha düzgün koyarak ilerlemeye devam ettim. Berk'te arabanın içinde oturmuş dışarıya bakıyordu...

Yürüdüğüm sırada ayaklarımın daha fazla ilerlemek istemediğini farkettim. Çünkü şaşırmıştım. Berk, istemsiz de olsa Irmak'a arabanın kapısını açmıştı, ve yanyana oturuyorlardı. Gözlerime inanamıyordum. Bunun hayal olduğunu düşünerek gözlerimi kırpıştırmak istedim. Tekrar açtığımda Berk'in bana baktığını farkettim. Birkaç saniye göz göze kaldık. Irmak'ta o sırada bana bakmıştı. Olduğum yerde sadece onlara bakmakla yetinmiştim. O an sanki kalbim yerinden çıkacakmış gibi hissediyordum. Bi süre sonra Irmak, Berk'in kolunu çekiştirdiğini gördüm. Ve Berk arabayı çalıştırmaya başlamıştı. Göz göre göre beraberlerdi ve gidiyorlardı. Şaşkınlığım git gide artıyor ve sinirlerime hakim olmakta kendimi zorluyordum. Olduğum yerde sap gibi kalmıştım. Omzuma dokunan el hissiyle kendime geldim ve arkamı dönerek elin sahibinin kim olduğuna baktım. Can'dı.

"Ne yapıyorsun Buket?" Dedi.

"Ha? "Dedim. Hala şaşkındım.

"İyi misin Buket? Kötü bir şey mi oldu?" Diye sordu.

Böyle dediğine göre onunda hiçbir şeyden haberi yoktu. Konuşmak istemiyordum çünkü kalbim acıyordu.

"Görüşürüz" demekle yetindim. Ve arkama bakmadan yürümeye başladım. Sinir ve üzüntü hissi beynimi karıştırmıştı. Bir gün ya sadece bir gün olmuştu. Ve dün beni onlardan o kurtarmıştı. Nasıl olabiliyor da benim karşımda bu kadar rahat davranabiliyordu?
Ne oluyordu bu çocuğa ?
Biz çıkıyoruz. Bunu biliyordu değil mi? Telefonla onu arayıp aramamak arasında kalmıştım. Ama bir dakika suçlu artık ben değildim O'ydu.
O , beni aramalıydı.
Nedense bugün gururumun sevgimin önüne geçtiğini farkettim.
O sinirle ne düşüneceğimi bile bilmiyordum. Bu beni takmadığı anlamına mı geliyordu? O zaman benim de onu takmamam sorun olmazdı sanırım.
Ne kadar kendi kendime bunları düşünsem de biliyordum ki kalbim buna izin vermeyecekti. Ama ne yapacağımı da bilmiyordum.
Kafamı karıştırmayı çok iyi beceriyordu.
Yol boyunca düşüncelerimden kurtulup yarın herşeyin iyi olacağını düşünerek kendimi teselli etmeye çalışıyordum.
Eve yaklaşıyorken arkamdan gelen ayak sesleriyle irkildim. Birinin beni takip ettiğini birkaç dakika önceden de sezmiştim ama birinin takip ettiğine de ihtimal vermek istemediğim için arkama bakmamıştım. Sonunda arkamı dönüp baktığımda karşımda Kerem'i gördüm.
Şaşkın Şaşkın bana bakıp 'benim bir şeyden haberim yok' gülümsemesi yapıyordu bana. Böyle daha bir masum görünüyordu sanki.

"Ne arıyorsun burada?" Dedim hafiften gülümseyerek.

"Hiiiç"dedi.

"Hiç derken..."

" Biliyorum beni görmek istemiyorsundur ama moralinin bozuk olduğunu gördüm. Yani Berk ve Irmak 'ı bende farkettim."

"Herkes gördü. Eminim ki sonra da bana bakmışlardır."dedim kafamı aşağı devirerek.

"Üzülme Buket. Çok büyük bir yanlış yaptığının farkında değil. O,seni kaybeder başka birisi kazanır. Belli mi olur?"dedi o hınzır gülüşünü tekrardan yaparak.

GENÇ AŞIKLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin