Ayaklarımı hareket ettirmeye çalışıyordum. Ama Berk, ayaklarımın kontrolünü eline almıştı bile.
"Rahat bırak beni Berk! "
"Bırakmıyorum. "
"Sen kendini ne zannediyorsun? Beni şimdi rahat bırakmazsan avazımın çıktığı kadar bağırırım "
"Yapamazsın. "
"Neden yapamazmışım? "
"Çünkü beni seviyorsun. "
Onu seviyor muydum? Yani artık onu seviyor muydum? Bilmiyorum... Ne cevap vereceğimi gerçekten bilmiyordum. O, çok değişmişti. Berk'i tanıyamıyordum. Kimdi bu?
Berk'in "Cevap vermiyor musun? " demesiyle düşüncelerimden kendimi arındırdım.
"Haa?"
"Cevap verecek misin? "
Tereddütlüydüm...
Cevap vermeyeceğimi anlayınca sinirlenmeye başladığını sezmiştim.
Bu yüzden aniden üzerime yürümeye başladığını farkettim ve " Ne yapıyorsun sen? Gelmesene üstüme! " dedim.
Ama beni duymamazlıktan gelmişti. Kalbim fazlasıyla hızlı atıyordu. Yavaş Yavaş yaklaşması da beni tedirgin etmişti ve bunu yapmak istediğimden bile emin değildim.
Eskiden olsa tedirginliğim ve bu tereddütlü halim olmazdı. Tabi ,yine de onunla olmak isteyip istememekte arada kalırdım. Hatta istemezdim sanırım ama yine de kesin bir şey söyleyemezdim herhalde...
Off! Ne diyorum ben? Düşüncelerimden ayrılıp şu anki halime odaklanmalıydım.
O'na baktığımda hala bana doğru yaklaşıyordu.
Yaklaşmasına engel olmak istiyor muydum, onu bile bilmiyordum.
Şu an sadece bana yaklaşmasını izliyordum...
Dudaklarıma vardığında beni öpmeye başlamıştı. Nedensiz bir şekilde ondan kaçmak istiyordum, ama birşeyler de benim burada kalmam için gitmemi engelliyordu. Resmen içimde tepki vermek veya vermemek arasında savaş veriyordum.
Ne yapmam gerektiği konusunda bugün sürekli tereddütte kalmıştım...
Berk, dudaklarını dudaklarımdan çektiğinde yavaş bir şekilde beni kendine çekti. Devam ederek dudaklarımdan aşağı doğru kaydı ve boynumu öpmeye başladı. Sonra biraz daha aşağı inerek ellerini kaldırdı ve gömleğimin altından bedenime değdirdi. Değen elini hissettiğim anda hafifçe bir inleme sesi döküldü ağzımdan.
Kendimi çaresiz hissediyordum. Yaptığı herşey artık bana soğuk geliyor ve ona karşı hislerim azalıyor gibi hissediyordum. Bu his açıkçası beni korkutuyordu. Ben ki Buket, ona olan sevgimin azalmasından korkuyordum.
Gömleğimin düğmelerini en alttan başlayarak var olan düğümlerini çözmeye başladı.
Son üç düğüm kalmıştı. Açmasına izin vermemek için elini durdurmak istedim. Açmak istediği o, son üç düğümü engellemek için elini tutup aşağı indirdim ve artık dayanamayarak, "KİMSİN SEN?" dedim.
Sorum karşısında şaşkın bir şekilde bana bakıyordu.
Aynı zamanda hala bir cevapta alamamıştım. Sorumu tekrar yöneltmeyi düşündüm ama sonra vazgeçtim, şu an tekrar sormanın zamanı değildi.
Bu yüzden sadece beklemeye başladım.
Neden sadece bana bakıyordu? Soruma cevap vermesi gerekmiyor muydu?
Hareket etmeye başladığını hissettiğimde, yavaş bir şekilde üstümden çekilmeye başlamıştı. Ellerini de gömleğimden aldıktan sonra yatağın diğer tarafına geçip tekrar bana bakmaya başladığını farkettim. Üstümden kalkar kalkmaz gömleğimi tekrar ilikledim. Bir süre böylece sessiz kalmıştık, sessizliği çalan telefonum bozmuştu.
Kim olduğuna bakmak için çantamı elime aldım ve telefonu içinde aramaya başladım. Elime aldığım sırada kim olduğuna baktım. Arayan Mine' ydi. Açıp açmamak konusunda biraz düşünmüştüm. Berk'e baktım, nedense şaşkın bir şekilde beni izliyordu.
Telefon hala çalmaya devam ediyordu. Ve açmam gerektiğini düşünerekten telefonun açma tuşuna basarak " Alo?"dedim."Alo? Buket! Neredesiniz siz? Sınıftan çıktığınızdan beri hiç haber vermediniz. Meraktan öldük. " biraz duraksadıktan sonra sözlerine devam ederek "Berk yanında değil mi? " dedi.
"E-evet. " dedim Berk'in gözlerinin içine bakarak.
![](https://img.wattpad.com/cover/7115689-288-k601305.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GENÇ AŞIKLAR
Novela Juvenil-Gençliğimizin en heyecanlı dönemiydi bu! ©Tüm hakları saklıdır...