"Ne Yapacağım?"

104 7 5
                                    

  ...

  Endişeliydim. Çünkü yarın okula gitmem gerektiği gerçeği beni korkutmaya başlamıştı. Gerçi okulun kapanmasına da bir hafta kalmıştı. Gitmesem çok problem olur mu diye düşündüm. 'Sınıfta kalmak istiyorsan gitme Buket! ' diye söylendi iç sesim. Sanırım bu sese kulak vermem gerekiyordu. Ama gitmek istemiyordum. Çünkü  ikisiyle de ~Berk ve Kerem' le~  gün içerisinde hiç olmak istemediğim pozisyonlara düşmüştüm. Ve bu çok utanç vericiydi. Hayatımın tamamen anlamsızlaşmaya başladığını düşünüyordum...

  Aşağı inmek için ayaklarımı harekete geçirdim ve yürümeye başladım. Merdivenlerden inerken bu günümü nasıl geçirdiğime şöyle bir göz attım, hayal alemimde.
  Çok fazla şey yaşamış gibiydim. Aslında yaşamıştım zaten, aynı zamanda sevdiğim adamla da birlikteydim ama yine de kendimi iyi veya mutlu hissetmiyordum. Bunu düşünmem karnıma küçük bir sancının girmesine neden olmuştu.
  Bu düşüncelerimden bir an önce sıyrılmam gerektiğini düşünerek, merdivenlerden inmeye devam ettim. Bu merdiven ne ara bu kadar uzamıştı. Ya da ben mi çok yavaş iniyordum? Sanırım aşağıda Kerem'i görmekten korktuğum içindi. İnsanların korktuğu şeyler başına gelirmiş ya.. 'Bu seferlik benim başıma gelmese olmaz mıydı? Gerçekten bir dahakine gelse bu durumda olmayacağım için problem olmaz.'
  Ay! Kiminle konuşuyorum ben. 'İn ve yüzleş Buket!'
   Adımlarımı daha da hızlandırıp merdivenlerin bitmesine ~maalesef~ yardımcı oldum. Ama aşağı da kimse yoktu. Kerem, nereye gitmişti?
   Mutlu olmuştum ama mutluluğumu yarıda kesip, öncelikle 'etrafa şöyle bir baktıktan sonra mutlu olmalıyım' diye düşündüm. Ne de olsa Kerem bugün evimizi sürekli içinde bir şeyler varmış gibi geziyordu. Ki şimdi gezeceğini zannetmiyordum ama tedbir almak iyidir.
   Önce mutfaktan başlayarak, daha sonra aramamı banyo ile sonlandırarak bitirdim. Neyse ki gitmişti. Mutlu olmaya devam edebilirdim. Ama fazla mutlu olmasa mıydım? Bunun yarını da var çünkü. Offff!

~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~

   Ertesi günün ilk ışıklarıyla uyandım. ~Aslında alarmım beni zorla uyandırmıştı. Neden hep bunu yapıyordu ki? Her neyse...~
    Okula geç kalmamak için yatağımdan sıyrıldım. ~ Geç kalmak istiyordum. Hatta hiç gitmemek...~
   İlk defa iç sesimle bu kadar çok düşünüyor ve katılıyordum.
   Sıyrılma sırası iç sesime geldi ve gerçekten okula geç kalmamalıydım. Çünkü ortada '9 gün' söz konusu idi.
  Kendimi onlardan nasıl saklayabilirdim ki?

    Düşün Buket!..

  Buldum! Kapşonlu bir ceket giyip yüzümü onlardan saklayabilirdim. _
'Güzel fikir, aferim sana kızım!' diye düşündükten sonra dolabımdan kapşonlu bir ceket çıkardım ve kafama geçirdim. Aynaya şöyle bir baktım da gerçekten çok iyi saklanmıştım. ~ Allah'ım şimdi ne yapacağım?~
 
...

   Aşağı indim ama kahvaltı yapmak içimden gelmiyordu. Bu yüzden direk kapıya doğru yöneldim.
   Kapıyı açtığım sırada bir elin havada yumruk yapılmış bir şekilde durduğunu gördüm.
   Mine' ydi. Sanırım tam kapıyı çalacakken açmıştım.
   Onu görür görmez boynuna sarılmıştım. Ah! İşte benim gerçek dert ortağım.

   "Buket, ne yapıyorsun?" demesiyle acınası durumumdan çıktım ve,
"Haaa?" dedim ve devam ederek "Hiç-hiç bir şey yapmıyorum. Mine' ciğim."

  "Sen ne yapıyorsun? "

  Yüzüme şaşkın şaşkın bakıyordu. Ne vardı acaba suratımda?

  "Dünden beri senden haber bekliyorum."

   "Bendendi değil mi? "

   "Yok. Kendim kendime söz verdim. Bir şey olursa bana söyleyecek. "

GENÇ AŞIKLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin