Okuldan geldiğimde annem yine arkadaşlarını çağırmış çay içiyorlardı. Bunu her hafta yapıyorlar ve bundan nefret ediyorum.
Odama girdim. Çantamı bi kenara fırlattım ve uzerimi değiştim rahat şeyler giyindim. Kaykay sürmeye gidecektim. Pek suremesemde denemekten zarar gelmez. Siyah bir tayt, üzerine kalcami kapatacak kadar inen salaş krem sırtı caprazlama iplerle dolu tişörtümü giyindim. Siyah bağcıklı bordo Vanslarimi da giydikten sonra kaykayımı kaptığım gibi dışarı fırladım. Parka kadar yurudum ve yollar düzleşince kaykayı yere koyup üzerine bastım. Biraz ileri gidip ikinci ayağımı koymak üzereyken yere yapıştım. Bundan nefret ediyorum. Neyseki etrafta kimse yoktu.
Ayağa kalktım ve bunu birkez daha denedim biraz ilerledim ama dustugumde bir yerimi incitmis olmalıyım ki bir acıyla yana devrilirken bir el belimden beni kavradı ve düşmeme engel oldu. " Daha yavaş olmalısın ve bunu yanında biri yokken yapmamalısın. " dedi biri. Yüzüne baktığımda gülümsüyordu ve dikkatimi çeken ilk yeri gamzeleri olmuştu. Avucum kadar gamzeleri vardı. Tanrim, bu ne tatlılık böyle. Daha sonra gözleri... Tek kelimeyle mükemmel. İçi parıldayan iki çift yeşil göz. Saçlarına ne demeli?! Kıvırcık ve kumral. Mükemmel bir bütünlük sağlamış. Ama o kim oluyorduda bana dokunma cesaretini gösteriyordu. Elini belimden cektim ve " Sen kimsin? Bana dokunmana izin veren oldu mu ? Kendim halledebilirim beni rahat bırak." dedim kaykayımı önüme getirdim. iki ayağımıda koydum ama ilerleyemiyordum. Ona baktığında dalgacı bir şekilde sırıttığını gördüm. " Hey ne sırıtıyorsun sen ö-" . Lafimi bitiremeden dengemi kaybetmiştim. Tam düşecekken beni yakaladı ve kaldırdı. " İstersen gidebilirim, ama boylr devam ederse hastanede karşılaşırız." dedi ve gülümsedi. İtiraz etmedim ama kabul de etmedim. Ne yapacağını merak ediyordum. "Ben Harry ve sende..." "Amy."
" Memnun oldum Amy. Kardeşimin ismi de Amy'miş."
"Öyle mi , merak etmiyorum!"
" Ama o artık yok. Ondan sonra tanıştığım ilk Amy'sin" dedikten sonra anladım ki kardeşi ölmüştü.
"Afedersin. Be-"
"Tamam önemli değil. Her neyse ben gidiyorum. Sana düşmekte iyi eğlenceler."
Arkasından ne kadar bağırsamda dönüp bakmadı. Hem neden önemliydi ki. Boşver gitsin. Hiç kayma isteğim de kalmamıştı zaten. Eve gittim ve Scott'ı aradim. "Hey! Koca kafa. Canım sıkıldı birşeyler yapalım mı?"
"Tabi küçük prenses. Ne yapmak istersin?"
"Önce eve gel sonra konuşuruz."
Scott benim ağabeyim. Benden iki yaş büyük ama arkadaş gibiyiz.
Biraz sonra telefonum tekrar çaldı.
"Ne var Scott?"
"Birkaç arkadaşla buluşacaktık. Yinede gelecek misin yoksaaa..."
"Tabi ki geleceğim. Şaka mi yapıyorsun? Annem ve arkadaşlarının sohbetine maruz kalamam." dedim ve beni evden almasını söyledim.
Düştüğüm için toprak olmuş olan taytımı çıkarıp bir kenara firlattim. Dar beyaz kotumu giyindim. Üzerine turkuaz, vücut hatlarımı belli eden tişörtümü giyindikten sonra bana büyük gelen ağabeyimin siyah hırkasını alıp siyah Converslerimle dışarı çıkıp Scott'ı beklemeye başladım.
Geldiğinde ön koltugu bana ayırmış olduğunu gördüm ve Tanrıya şükrettim. O sapıkların arasına oturmak istemiyordum. Koltuğa oturup kapıyı sertçe kapattiktan sonra Scott' a döndüm ve "Eee, nereye gidiyoruz? "
"Önce sinemaya, ordanda eğlence merkezine. Uyar mi?"
"Başka seçeneğim var mi ?"
Güldü ve gaza bastı. Şehrin sinema merkezine gelince arabayı parketti ve indik.
" Bizde yeni elemanlar var. Yeni geldiler. Onlarla burada buluşacağız.Sıkılacaksan sen sinemayi sec , geç otur. Ama romantik veya komedi olmasın."
" Burada kalmayı tercih ederim." deyip ağabeyimin koluna girdim. Kaslı ve yakışıklı olduğunu düşündüğüm bir ağabeyim vardı. Onu çok seviyorum.
"Yeni tayfa geldi Amy, bunlar sakattır. Biriyle bile çok yakın olmanı istemiyorum. Anlaşıldı mı?"
"Şu baba tavırlarını keser misin? Kendimi koruyabilirim. Kimle takılıp takilmayacagima kar verebilirim." dedim ve abimin sinirli gözleriyle karşılaştım.
"Ağabeyim sinirlenmiş. Oh, sinirlenme koca kafa, ne yaptığımı biliyorum." dedim ve yanağına bir öpücük kondurup saçlarını dağıttım.
Karşıdan geln grubu gördüğümde bakakalmıştım. Bu Harry'di. Yanağımın yanması ile ağabeyime dönmem bir oldu. " Scott. Ben şu kıvırcık kafayla daha bugün karşılaştım ve hoş vakit geçirmedik. Buradan gitsem olmaz mı ?"
"Üzgünüm ama seni suan bırakamam ve tek başına gitmene izin veremem. Katlanmak zorundasın."
Yaklaştıklarında beni gördüğünü fark ettim ve abimin eline yapıştım ve kulağına " O halde şuandan itibaren sevgilimsin.Böyleymiş gibi davran." dedim ve abim bir kahkaha attı ve beni başıyla onayladı.
Grup biraz daha yaklaştı ve Harry bana sert bir bakış attı. Hafifçe ona doğru egildim ve " Kardeşin için üzgünüm, bunu bilmiyordum." dedim. Fazla yüksek sesle söylemiş olmalıyım ki herkes birden gulmee başladı, o da dahil. İçlerinden koyu kahve rengi saçlı olanı " O kızları tavlama yöntemi. Harry'nin bir kız kardeşi yok Amy." dedi ve birkez daha güldü.
"A-adımı nereden biliyorsun?"
"Abin hepimize senden uzak durmamızı söyledi. Hepimiz biliyoruz." dedi ve gülümsedi. Yanaklarıma pompalanan kanı hissedebiliyordum. Kızarmıştım.
Çatık kaşlarla Scott'a döndüm ve sinirle ona baktım. Yaklaşıp " Sana bunu misliyle odetecegim" dedim ve sinemanın bilet sırasına girdim.
Biletleri aldıktan sonra salona geçtik. Film gerilim, korku ve aksiyon filmiydi. Bir erkeğin seçeceği filmden ne beklenir ki zaten?!
Koltuk numaram yediydi geçtim ve yerime oturdum. Yanıma (6 numaraya) abim oturdu ve diğer yanıma ise... Aman tanrım. Neden bunlar benim başıma geliyor? Yanıma Harry oturmuştu ve bana yine o alaycı - gamzelerinin tamamını ortaya çıkaran- gülümsemesiyle bakiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Trust Me (Güven Bana)
FanfictionHarry Styles her zaman kötü çocuktu. Derin gamzeleri, yesil gözleri ve kıvırcık çekici saçları beni kendine çekiyordu. Buna engel olmaya çalışırken onu daha iyi tanımaya başladım ve onun hayatında bir keşfe çıktım. Merhaba arkadaşlar; Bu ikinci hika...