Mutfak

81 7 2
                                    

Yavaşça gözlerimi araladım. Hala uyumak istiyordum ama yataktaki soğukluk beni rahatsız ediyordu. Harry'nin sabaha kadar kalmayacağını zaten biliyordum ama kalktığı yerin bu kadar soğuk olması, garip. 

Yorganı iyice kendime sarıp dünün yorgunluğunu üzerimden atmak istercesine nefesimi dışarı verdim. Yatağın içinde kendi etrafımda bir iki kez daha döndükten sonra uyuyamayacağımı anladığımdan yavaşça doğrulup sırtımı yatağın başlığına yasladım. Telefonumu almak için komidine uzandım ama annemde olduğunu hatırlayınca kendime engel olamayarak gözlerimi devirdim. Çekmeceyi açıp aynamı çıkardım. Yüzümdeki dünden farklı olmayan detaylarla biraz ilgilendikten sonra aynayı yerine koyup oflayarak ayaklarımı yataktan sarkıtıp üzerime ağırlık olan yorganı kenara ittim. Terliklerimi ayağıma geçirince ayaklarımı sürüyerek odamdan çıktım. "Anne." Ses gelmeyince merdivenlere biraz daha yaklaşarak tekrar seslendim. "Anne!"Markete yada öyle birşeye gitmek için çıkmış olmalı. Ayaklarımı biraz öncekinden daha yavaş hareketlerle banyoya doğru sürüklerken saçlarımı açtım. Bir duş alıp kendime gelmeliydim. Karışık saçlarımın arasından parmaklaerımı nazikçe geçirince teker teker çözülen düşümlerin sesini duyabiliyordum. Çıt, çıt. Banyonun kapısına elince açmaya çalıştım ama kilitliydi. Annem benim banyoma normalde girmez. Aşağı kattakini kullanır genellikle. Kapıyı tıklatıp "Anne, bir dahaki sefere aşağıdakini kullanmayı dene." deyip sırtımı duvara yasladım. Banyo kapısının kilidi gürültü çıkararak açıldıktan sonra kapıda aralandı. "Biraz daha sabredemezsin değil mi? Bari saçlarımı kurutsaydım. Kız gibi gözüküyorum." dedi aynada saçlarını incelerken. Onu burada görmemin şaşkınlığını üzerimden attıktan sonra yüzümdeki aptal gülümsemeyide silip dudaklarımı birbirine bastırdım. "Senin burada ne işin var?"  Beni umursamazca saçlarını bir o yana bir buyana savurup kurutmaya çalışıyordu. "Bu şekilde kurumayacağını biliyorsun." dedim bıkkın bir sesle. "Saçlarımla hava atıyorumdur belki." dedi dudağının bir kenarını yukarı kıvırarak.

Yanından geçip banyo dolabına doğru ilerledim. Kapaklarını iki yana açıp kurutma makinesini aldım. Düzleştiriciyi de diğer elime alıp "İstersen saçlarınla biraz oynayalım." dedim ciddi ifademi koruyarak. "Asla. Bu saçların düz halini görmek istemezsin."

"O zaman bir dahaki sefere." dedikten sonra makineyi onda uzattım. Fişi prize yerleştirirken onu seyrediyordum. Düğmeyi de ileri doğru ittirince makine kısık bir gürültüyle çalışmaya başladı. Aklıma annem gelince sesimin makineden yüksek çıkmasını sağlayarak " Annem her an gelebilir. Acele et." dedim Harry'e doğru. pozisyonunu hiç bozmadan "Nereye gittiğini bilmiyor musun?" diye sordu. "Sen biliyor musun?"

"İş görüşmesinde. Artık para kazanmak istediği için bir özel okulun kantininde çalışmak için başvuru yapmıştı. Şimdide görüşmeye çağırmışlar. Büyük olasılıkla kabul edildi." Annemin ne yaptığını benden iyi bilmesi beni şaşırtırken annemin bunları bana anlatmaması beni kızdırmıştı. "Sana bir not bırakmıştı sanırım, mutfakta." Elindeki makinenin fişini prizden çıkarıp kabloyu kurutma makinesinin çevresine dolayıp dolaptan çıkardığı yere koydu. Normalde saçlarını hiç banyodan hemen sonra görmediğim için bu kadar gür saçları olduğunu bilmiyordum. Saçlarını her zamanki yerinden ayırıp gözlerinin önüne düşen yeri hafifçe savurduktan sonra bana döndü. "Okumayacak mısın?"

"Önce duş almalıyım. Seninde burada olman doğru değil, değil mi? Baş melekler kızmasın?" dedim alay edercesine. Biraz önce hafifçe kalkık olan kaşları yavaşça düz bir çizgi haline geldi. Kıvrılan dudağı da eski halini alınca "Bu seni ilgilendirmez, benim sorunum." swyip yanımdan hızlıca geçti. Nereye gittiği önemli değildi, gitsin yeter. Merdivenlere ulaşana kadar onu izledikten sonra banyonun içine girip kapıyı kapattım. Her ihtimale karşı kilitledikten sonra üzerimdekilerden kurtulup zaten daha önceden ısıtılmış suyun soğumasına izin vermeden açarak başımdan aşağı süzülmesine izin verdim.

Trust Me (Güven Bana)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin