Adın ne

124 7 0
                                    

Okuldan çıkınca kapinin önünde beklemeye başladım. Yaklaşık yarım saat orada beklememe rağmen Scott gelmemişti ve okul tamamen boşalmıştı. Öğretmenler bile tek tek çıkıyorlardı artık. Telefonumu cebimden çıkarıp Scott'ı aradim.

"Alo?"

"Scott nerede kaldın?? Dondum burda beklemekten."

"Bir yere uğramak zorunda kaldım. Yarım saatten ordayim." deyip telefonu kapattı. Okula dogtu ilerleyip bahçedeki banklardan birine oturdum. Telefonumda bir şarkı açtım ve kulakligimi taktım. Kollarimi kendime sardim. Soğuktu  ve ben hırka almamıştım.

Biraz sonra arkamdan seslenildi "Sonunda gelebildin Sco-" derken kulakliklarimi çıkarmış, ayağa kalkıp arkamı dönmüştüm bile. Bu Harry'di. Ona neden soğuk davrandigimi bilmuyordu. Söyleme fırsatım olmamıştı ama dusmanimi daha yakından tanimak için onu yakinimda tutmaliydim. Yanıma geldi ve banka oturdu.

"Merhaba."

"Ne oldu Harry?"

"Bu saatte okulda ne yaptığını soracaktım ama anladım."

"Ne yapıyor musum?"

"Scott'ı bekliyorsun."

"Evet bunu anlayabilecegini tahmin etmistim zaten."

"Amy, birşey soracağım."

"Sor."

"Sabah Ross sana beni tanıyıp tanimadigini sorduğunda neden ona hayır dedin."

"Beni koruman gerektiğini soylemistin öyle değil mi? Üstelik düşmanların var. Düşmanların seni tanıdığımı bilirlerse bana da saldiracaklardir. Doğru mu ?"

"Haklısın. Ama beni deli ediyorsun. O gün evden çıkıp gittin ve geri gelmedin, aramadın, haber vermedin. Ne kadar merak ettiğimi düşündün mu peki?"

Beni merak mi etmişti İcimdeki bu kelebekleri öldürmek istiyordum. Size ihtiyacım yok kelebekler. Hani sizin ömrünüz bir gündü? Midemde ne arıyorsunuz?

Harry'e döndüm. Soylediklerinden kızdığını anlıyordum ama gayet sakin konusuyordu. "Bana kizmamalisin."

"Neden gittiğini bilmek istiyorum."

"Çünkü... gitmem gerekiyordu."

"Neden?"

"Bunu soylemicem anladın mi Harry? Çünkü soylersem bana karşı yapacağın savunmaya kanacagim ve belkide zarar göreceğim. Suan bile midem burkuluyor, inanamıyorum." Bunların hepsini bagirarak soylemustim. Harry kaşlarını kaldırmış bana bakiyordu saskin bir ifadeyle. "Neye inanamiyorsun?"

"O odaya tamam mi? Sonralarda ruyama giren o zincirli odaya. Parfümlerin yanındaki gizli odaya. Bıçaklar, silahlar ve kan kokusuyla dolu odaya. İçinde ben olduğum odaya" Sesim kisilmaya başlamıştı Gözümün önüne o rüya geldikçe aglayasim geliyordu. Gözlerim doluyordu ve Harry'nin karşısında aglamamam gerekiyordu Kafamı salladim gözlerimi onunkilere diktim. "Şimdi anlıyorum. Ben sana herşeyi anlatacağım Amy. Ama bana zaman vermelisin. Yarın bana gel. Okul çıkışı. Sana herşeyi Nlatacagim. " bunları bir istek olarak degil bir emir nidasiyla söylemişti. Sinirlerime daha fazla hakim olamadım ve bağırdım.

"Bana emir veremezsin. Senden bir açıklama beklemiyorum, yapacahin aciklamayi da duymak istemiyorum. Beni hayalkırıklığına ugratiyorsun Harry. Beni koruman gerektiğini soylemistin. Böyle yaparak bana sen zarar veriyorsun."

Sinirle bana doğru döndü. Yanıma kadar gelip ellerini omzuma koyup sıktı. "Napiyorsun. Canım yanıyor."

"Amy, ben seni korumakla gorevliyim anlatabiliyor muyum. Ama buna izin vermiyorsun. Ya benden kaciyorsun yada çok yakinimda oluyorsun."

Trust Me (Güven Bana)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin