Herkese yeniden merhabalar. Umarım bölümü beğenirsiniz. Geciktiği için özür dilerim. Dediğim gibi, tatildeyim ve internet yok burada. Bölümü Beyonce - Halo ile okuyabilirsiniz. Herkese iyi okumalar *_*
-Jack-
Hastanede sandalyeye oturmuş, kardeşimi bekliyordum.
Doktor odadan çıktığında, ayağa kalktım.
"Bileği iyi. Sadece kendini fazla zorlamasın. Dikkat etsin, yeter" Sarışın ve mavi gözlü, yakışıklı bir doktordu. Kaybolan arkadaşımı andırıyordu sanki.
"Teşekkür ederim" demiştim rahatlayarak. Ona bir şey olacak diye endişelenmiştim.
Kapıyı açtım ve içeri girdim. Rose gözlerini pencerden ayırmadan, bakıyordu. Pencereye baktığımda, hiç bir şey yoktu.
Delirmiş miydi bu kız ?
"Rose, iyi misin ?" Yalan söyleyemeyeceğim, korkmaya başlamıştım bile.
Hemen yanıma geldi. Ağlamıştı. Gözlerinden belliydi. Noldu ki ?
"Onu gördüm"
"Kimi birtanem ?" Neyden bahsediyordu bu kız?
"Justini gördüm. O yaşıyor. Bana iyi olduğunu söyledi."
Bende ciddi birşey sanmıştım. İçimden acıdım Rose"a.
Artık hayal bile görüyordu. Içimden ofladım.
"O artık yok Rose. Lütfen kabul et. Bu senin için çok zor, biliyorum. Ama o yok artık. Hayatına devam etmelisin." Bunları Rose'a söylemem kötü de olsa, hayatına devam etmeliydi.
"Ya neden anlamıyorsun, neden ? Onu gördüm diyorum abi ! Gördüm diyorum !" Boğazı yırtılıcakmış gibi bağırıyordu.
"Eve gidelim Rose. Geç oldu. Uyuyalım. Yarın Diana ve Jeremy gelecekler."
-Diana-
Beni uyandıran şey, telefonuma gelen aramaydı. Jack arıyordu. Sonunda yanına gidiyorduk. Çok özlemiştim.
"Efendim aşkım"
"Çok özledim. Geliyor musunuz ?"
"Akşam uçağıyla oradayız"
"Tamam birtanem görüşürüz"
"Görüşürüz"
Justini unutmuştum. Ama hala kalbimde bir boşluk vardı. Hala kendime gelebilmiş değildim. Onu özlüyordum.
Ama arkadaş anlamında.
Ben Jacki seviyordum. Ona her geçen saniye daha aşık oluyordum.
Hemen yataktan kalktım ve valizimi hazırladım. Telefonuma gelen mesaj sesiyle kalktım ve gelen mesajı açıp, okudum. Mesaj yine bilinmeyen numaradan gelmişti. Ne istiyordu benden ?
"İntikama hazır mısın, bebeğim :)"
"Ne istiyorsun benden bilinmeyen ?"
"Blinmeyen ? Hoşuma gitti"
"Saçmalamayı kes ve bana kim olduğunu söyle"
"Bir şartla söylerim"
"Ne şartıymış bu?"
"Dediğimi yapacaksın Diana"
"Ne yapmamı istiyorsun ?"
"Arkadaşımın cinsel ihtiyaçlarını karşılaman gerekiyor. Bilirsin ya, bebeğim"
"Lan, arkadaşın değilde, sen çıksana karşıma !"
"Sana vereceğim adrese gel bebeğim. Arkadaşımı tatmin et. Bende sana kim olduğumu söyleyeceğim"
Bunu yapmalıydım. Onun kim olduğunu öğrenmeliydim. Akşam Kanadaya gidecektim. Yani, zamanım vardı. Duş aldım ve üzerime siyah bir elbise giydim. Kapıdan çıktım ve bilinmeyenin gönderdiği adrese doğru gitmeye başladım.
Burası küçük bir villaydı. Kocaman havuz ve çiçekler vardı. Hemen gittim ve kapıyı çaldım. Çabuk bitsin şu iş !
Kapıyı benim yaşlarımda, yeşil gözlü ve kıvırcık saçları olan biri açtı. Beni hemen içeri çekti ve duvara yasladı...
İşimiz bitmişti ve ben kiyafetlerimi giyip, eve gidiyordum. Çocuğun ismini öğrenmiştim. Alex. İnkar edemeyeceğim, güzel bir gündü.
Ben dudağıma ruju sürerken, Alex yanıma geldi. Ona baktığımda elinde bir şey gördüm. Bu bir kameraydı. Tanrım, lütfen düşündüğüm şey olmasın diye, içimden binlerce dua ediyordum.
-Rose-
Eve gelmiştik. Bileğim şimdi hiç acımıyordu. Mutluydum. Yolda hep onu düşünmüştüm.
Pencereye taş atan oydu. Bana iyi olduğunu söylemişti. Daha sonra da doktor gelip bileğimi sarmıştı zaten. Abim bana inanmamıştı. Neden hiç kimse bana inanmıyordu ki ?
Diana ve Jeremy buraya gelince, onlara her şeyi anlatacaktım. Justinin sesini duymuştum mezarlıkta. Daha sonra da onu hastanede görmüştüm.
Sarılamadım.
Dokunamadım.
Öpemedim.
Yaşıyorsa, neden kaçıyordu ki ? Ben inanıyordum. O yaşıyor.
Yaşıyor.
Bir bölümün daha sonuna geldik. Umarım beğenmişsinizdir. Hikayeye aksiyon ekliyorum :D Diğer bölümün gelmesi için sınır, +6 vote ve +60 yorum. Sınır dolmazsa yeni bölüm gelmeyecek. Hoşçakalın. Diğer bölümde görüşmek üzere *_*