Bölüm 19 - Hastane

263 11 219
                                    

Herkese merhabalar. Bundan sonra bölümler daha uzun olacak. Gün geçtikce daha iyi yazmaya çalışıyorum. Kendi düşüncelerinizi çekinmeden belirtin lütfen. Iyi okumalar.

-Rose-

Akıl hastanesi...

Benim yerimdi burası. 1 aydır burada yaşıyordum. Tüm yaşadıklarım gözlerimin önünden bir film fragmanı gibi geçerken, sol gözümden bir damla sıvı sol yanağıma doğru süzüldü.

Hiçkimsenin size inanmaması... Düşüncesi bile kahrediyordu insanı.

Ben böyleydim işte. Ağlamak için yaşıyordum ben. Eskiden çok mutlu hayatım varken, şimdi bunları yaşamak berbattı.

Jeremye aşık olduktan sonra, daha doğrusu ona aşık olduğumu sandığımda, mutluluktan uçuyordum neredeyse.

Artık bana sarıldığında, elimi tuttuğunda hiç birşey hissetmiyordum. Tek hissettiğim büyük ve boş bir boşluktan ibaretti.

Justin... Onun adını duyunca kalbimde tatlı ama bir o kadar da acıtan acı vardı. Dokunmuştu bana. Yanağımı okşamıştı.

Ilk kez...

Elimdeki kırık altın kolyeye baktım. Kolyeyi yavaşca dudaklarıma götürdüm. Ve onu öptüm. Justin olduğunu hayal ederek.

Kalbim bunları hayal ederken, aklım Justini birdaha düşünmek bile istemiyordu. Beni sevmiyordu. Eğer sevseydi, bana bunları asla yapmazdı.

Onunla herşeyi unutup gitmek isterdim. Ama benimde gururum vardı. Kalbimi söken adamı bende incitecektim. Benimle oynuyorsa, bende onunla oynayacaktım.

Sonuçta ben de bir kadındım ve intikamımı almalıydım.

-Jeremy-

Bazen geçmişe gitmek ister insan. Herşeyi düzeltmek için. Ama bu imkansızdı.

Çok utanıyordum. Ama sanırım Rose'a karşı içimde hala birşeyler vardı. Belki herşey eskisi gibi olabilirdi. Belki Rose'un Justin'e olan hisleri değişe bilirdi.

Kötü biri olmak istemiyordum. Bu yüzden onu rahat bırakacaktım.

Sanırım...

Beni düşüncelerimden ayıran şey, telefonuma gelen bildirim sesiydi. Mesaj gelmişti. Bilinmeyenden.

-Diana'ya yaptığım küçücük bir şeydi Jeremy. Bu kadar abartacağınızı düşünmüyordum. Intikamım bitmedi.

-Lan ne istiyorsun sen ? Paramı ? Eğer derdin paraysa, halledebilirim.

-Ben para istemiyorum Jeremy. Ben Rose'u istiyorum.

Aklımdan bilinmeyenin Rose'a zarar verme ihtimali bile geçmişti. Bu düşünce beni yiyip bitiriyordu. Ona zarar vermesine asla izin vermeyecektim.

-Hazır mısın Jeremy ?

Telefonuma yine bildirim geldiğinde, bana bir video yolladığını gördüm. Hemen açtım ve izlemeye başladım.

Videoda uzun ve simsiyah dalgalı saçları ve siyah gözleri olan bir kız vardı. Elleri ve ağzı bağlıydı. Yanındakı adam ağzındaki bandı açmaya başladı.

"Bana yardım et Jeremy" Sesini duyduğumda titredim. Midemdeki kelebekleri bastırmaya çalıştım. Bu Mogan'dı.

Çocukluk aşkım Mogan...

-Jack-

Tabletimde film izlerken, aklım ondaydı. Diana. Kalbimde büyük yere sahip olan kadın. Videoyu izlediğimde açıklama yapmasına bile izin vermemiştim. Belkide onu dinlemeliydim.

Jeremy odasındaydı. Diana mutfakta biriyle telefonda konuşuyordu. Merak edip dinlemeye başladım.

"Bu imkansız" titrek çıkan sesi benide endişelendiriyordu.

"Hamile olamam ki. Imkans bu"

Diana.. Hayatımın kadını hamileydi. Baba olacaktım. Mutluluktan ağlamaya başladım. Aklıma gelen düşünceyle birlikte, gülümsemem soldu.

Biz birlikte olmamıştık ki. Acaba. Acaba... diye düşünmekte istemiyordum. Başka birinden hamileydi. Gözyaşlarımı bastırmaya çalıştım ve odama girip Alex'i aradım.

"Alo Alex ?"

"Nasılsın Jack ?"

"Iyiyim işte sen ?" Iyi değildim ki. Hiç iyi değildim.

"Bende iyiyim"

"Buluşalım mı ?" Onunla konuşmak belki beni biraz da olsa rahatlatıcaktı.

-Diana-

Bu imkansızdı. Halbuki o lanet gecede korunduğuma çok emindim. Napacaktım ben ? Bu kabustan nasıl kurtulacaktım ?

Alexten hamileydim ve bu bebeği aldırmam gerekiyordu.

Bilinmeyen başıma çok bela açmıştı. Lanet olası bebeği şimdi aldırmam gerekiyordu.

Gece yarısıydı, herkes uyumuştu. Yada ben öyle sanıyordum, çünki kapıdan birisi dışarı çıkmıştı. Jackin odasına baktığımda, orada değildi.

Gece nereye giderdi ki ?

Aklıma kötü düşünceler getirtmemeye çalıştım. Hastaneyi aradım ve doktordan randevu aldım. Kiyafetlerimi giydim ve taksiye atlayıp hastaneye doğru gitmeye başladım.

Hastaneye geldiğimde, taksiciye parasını ödedim. Ağır ilaç kokusu yüzümu buruşturmama sebep oldu.

Masada oturan sarışın kıza doğru ilerledim ve dudaklarımı yalayıp konuştum.

"Benim Dr. Besinton ile randevum vardı da."

Kız başını evet anlamında sallayıp, bilgisayarda bir şeyler yaptıktan sonra bana döndü ve konuştu.

"Siz hangi doktordan bahsediyordunuz ?"

"Dr. Besinton"

Kız tekrardan bilgisayara baktı ve konuştu.

"Malesef bu hastanede öyle bir doktor bulunmuyor. Acaba ismini yanlış söylüyor ola bilirmisiniz ?

Söyledikleri aklımı baya karıştırmıştı.

"Bu hastaneyi aradım ve herhangi doktorla randevum olmasını rica ettim. Telefondaki kadın bana Dr. Besinton'u ayarladı."

"Siz yanlış duymuşsunuz. Çünki bu saatlerde doktorların hepsi evine gider. Ama birisi burda kalır. Pek uykusu yoktur onun" dedi ve gülümsedi.

"Sizi Dr. Bieber'in yanına gönderiyorum"

Ne ?

Dr. Bieber mi ?

Bir bölümün daha sonuna geldik. Romantik kitabı aksiyon kitabına çevirdim ya, helal olsun bana :D Umarım beğenmişsinizdir. Diğer bölümde görüşürüz. Hoşçakalın.

Just Believe || BieberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin