•••••••••••••
Bölüm müziği - Justin Bieber - As Long As You Love me
Iyi okumalar ^_^
-Rose Steward-
Gözlerimi açtığımda, olduğum yer bana tanıdık gelmemişti. Her gün gözümü akıl hastanesinde açıyordum. Ama burası başka bir hastaneydi sanki.
Başımda müthiş bir ağrı vardı. Sanki başım durmadan duvara çarpıyor gibiydi. Yataktan kalkmak istedim, fakat koluma bağlanan serumlar buna izin vermiyordu.
En son Justin'i kandırmak istemiştim. Bayılmış numarası yapmıştım. Sonra Justin beni kucağına almıştı ve kafamın ağaca çarpmasıyla, gerçekten bayılmıştım.
Böyle şans kimsede yoktu. O kadar aptaldım ki, yaptığım numarayı bile yüzüme bulaştırmıştım.
Kapının açılmasıyla birlikte, kafamı kaldırdım ve gelene baktım. Gelen Justin'di.
Uyandığımı görmesiyle beraber, hızla yanıma koştu. Şuan ona dokunmak, tüm özlemimi gidermek istiyordum. Ama gururum buna izin vermiyordu.
"Iyi misin ?" Elimi güven verircesine sıkıyordu.
"Senin yüzünden bu haldeyim. Mutlu musun ?"
Gözlerini gözlerime kenetledi ve bana baktı. Bal rengi gözleri bana bir şey anlatıyordu, ama ben çözemiyordum.
"Herşeyi bizim için yaptım Rose. Inan bana." Sesi çok çaresiz çıkmıştı.
"Bizim için ne yaptın ? Söylesene ne yaptın ? Beni üzmekten başka hiç bir şey yapmadın sen. Ve hala üzmeye devam ediyorsun."
"Seni üzenleri üzdüm ben." Elini çekti elimin üzerinden. Gözleri gittikce kararıyordu. Öfkelenmişti.
"Bu kadar değiştiğine inanamıyorum." Derin bir nefes aldı ve konuşmaya devam etti. Sanırım, uzun konuşacaktı.
"Seni sadece sevdim Rose. Herşeye rağmen, sevdim seni. Senin için o kadar çok şey yaptım ki, öğreneceksin hepsini zaten. Jeremy seni kaçırdığında, seni kurtarman için elimden geleni yaptım. Ama sen, ben intihar ettiğimde, değerimi anladın. En başta beni sevmedin."
"Justin, sen bana neler yaptın ? Öldüğünü sandım, acı çektim. Sonra sen çıktın ortaya, kimse bana inanmadı. Ilk defa yalnız hissettim. Anlıyormusun ? Senden nefret ediyorum Justin. Nefret ediyorum."
Konuşmamı bitirdiğimde, rahatlamıştım. Tüm nefretimi ve içimdekileri kusmuştum. Justin bana yine öyle bakıyordu. Hayal kırıklığıyla.
Üzerime doğru eğildi ve eğildi. Ben ne yapacağını çözmeye çalışırken, benim dudaklarıma bakıyordu.
Şuan, fazlasıyla yakındık. Çok ama çok yakındık. Galiba beni öpecekti. Serumlardan dolayı, hareket edemiyordum ve bu berbat bir durumdu.