Herkese merhaba arkadaşlar. Hikayenin gelecek bölümlerinde ne olacaklarına dair bir fragman hazırlamaya karar verdim. Umarım bu etkinliği beğenmişsinizdir. Eğer beğendiyseniz, devam ederim.
Odanın mükemmel sessizliğini, onların hızlı kalp atışları bozuyordu. Kendilerini o kadar heyecanlı ve güzel hissediyorlardı ki, bunun bozulmasından korkuyorlardı.
Her güzel şeyin bir sonu olmalıydı elbet. En kötü his buydu işte. Korku vardı içinde Justin'in.
Onu yeni bulmuşken, kaybetmek istemiyordu. Heyecandan titreyen elini Rose'un saçlarına götürdü ve nazikçe okşadı.
"Ben.. Ben çok üzgünüm Rose."
Rose, ona sinirli olmasına rağmen, hala kalbi dengesizce atıyordu. Kalbini değil de, aklını kullanacağına dair yemin etmişti kendine.
"Senden nefret ediyorum." Bu üç kelimeyi söylerken, hiç pişman değildi genç kız.
Justin ne diyeceğini bilemedi. Gözleri doldu, bir hıçkırık sesi yankılanmıştı odada. Şiddetle ağladı ve ağladı. Sevdiği kadının ondan nefret ettiğini söylemesi, canını yakmıştı.
O çok değişmişti. Rose artık eski Rose değildi. Tüm bunlara rağmen, Justin'in ona olan aşkı azalmamıştı. Onu uzaktan sevmeye bile razıydı Justin.
Küçük bedenine sarılıp kokusunu içine çekti. Rose hiçbir tepki vermiyordu ve gözleri kapanmıştı. Bunu farkeden Justin, uzunca baktı ona.
"Rose." Neden böyle olduğunu anlamamıştı genç adam.
"Cevap ver yalvarırım."
Justin korkuyordu. Hemde çok korkuyordu. Onu kaybetmek istemiyordu. Genç kızı kucağına aldı ve gitti.
Justin ağlarken, Rose gülüyordu.
Evet arkadaşlar. Bu fragmanı yazmamın sebebi, hikayeyi daha da heyecanlı yapmak isteğimdi :D Yeni bölüm bir kaç güne gelecek. Ilham olmadığından yazamıyorum, kusura bakmayın :( Diğer bölümde görüşmek üzere, hoşcakalın *_*