Herkese yeniden merhabalar *_* 200 okunmaya yaklaşıyoruz. Hepinize teşekkür ederim. İyi okumalar.
Bu sefer Justin beni başka kafeye çağırmıştı. Masaya oturduk ve garson geldi. Justin ve ben sade kahve istedik. Justin konuşmaya başladı.
"Seni ilk kez 15 yaşındayken gördüm."
Şaşkınlıktan dilimi yutmuştum. Ne diyeceğim hakkında en ufak fikrim bile yoktu. Donup kalmıştım. Lütfen düşündüğüm şey olmasın yarabbim. Beni takip etmesin.
"O günden bu güne seni her gün takip ediyorum. Herşeyini biliyorum Elena"
Ne ? Elenamı dedi o ? Benim ikinci adımı sadece abim kullanıyordu, kendisi oluşturmuştu o ismi zaten. Şaşkınlıktan susup kalmıştım.
"Daha sonra sen okulu bitirdin ve üniversitede okumaya başladın. Dianayla o zaman pek yakın değil. En iyi arkadaşın Caraydı."
"Sen..."
"Lütfen sadece dinle."
"Sen üniversiteyi 2 yi okuyamadın. Çünki Jeremyle evlenmiştin. Hemde o yaşta, çok erkendi evlenmek için. Jeremyi sevdiğini sanıyordun, ama aslında ona karşı hissettiklerin hevesten başka birşey değildi. Jeremy okulun en yakışıklı ve en popüler öğrencilerden biriydi. Gerçekten inanamadım. Biliyormusun ? Çok kötüydüm."
"Sonra Dianayla bir anlaşma yaptık. Ben senle Jeremyi ayıracaktım. Kötü bir niyetim yoktu. Sadece bu çukurdan çıkmanı istedim. Fakat Diana bana şart sundu. Sevgili olalım dedi. Bende kabul etmek zorunda kaldım."
"İnan Rose. Herşey senin içindi. Yaptığım herşey senin iyiliğin içindi. Sana yardım etmeme gerek kalmadı ve sen kendin Jeremyi terk ettin"
"Ve sana birşey daha söylemem gerekiyor. Rose...Jeremy benim üvey kardeşim."
----------------------
"Karın benim yanımda Jeremy."dedim ve kahkaha attım.
"Ne ? Nasıl yani Diana?"
Ona Justinle yaptığım anlaşmayı, Justinin ona aşık olduğunu, herşeyi birer birer anlattım.
"Üvey kardeşinle kapışacaksın Jeremy."
Telefonu suratıma kapattı. Çok sinirlenmiş olmalıydı. Hemen evimin adresini mesaj olarak ona attım. Bugün çok eğlenceli olacaktı.
O sırada kapı çaldı. Rose geldi herhalde. Hemen merdivenlerden aşağı indim ve kapıyı açtım. Karşımda siyah saçlı ve yeşil gözlü, yakışıklı bir çocuk vardı.
"Buyrun?"
"Diana sen misin"
"Evet benim"
"Ben Rose"un abisiyim. Ona geleceğimi söylemiştim de. Rose evde değil galiba?"
Anlaşılan Rose kendisi yetmiyormuş gibi, abiside bu evde yaşayacaktı. İnsan bir sorar, izin veriyormuyum vermiyormuyum diye. S*rtük diye geçirdim içimden.
"Rose şuan arkadaşıyla birlikte. Buyur, içeri gir"
Adının Jack olduğunu öğrendiğim çocuk içeri girdi ve birlikte sohbet ederek kahve içtik. Jack benden hoşlanmıştı, sanırım. Hissedebiliyordum çünki.
Aklıma bir fikir gelmişti. Jack Rose"un abisi. Abisi. Ve benden hoşlanıyor. Onu etkileyip istediğim şeyi yaptıra bilirim.
"Biliyormusun Jack ? Sana bir şey söylemem gerekiyor. Ben senden çok hoşlandım."
"Bende senden hoşlanıyorum" gözleri parladı birden. Saf çocuk. Bu işin bu kadar kolay olacağını düşünmüyordum...
---------------------------
Elimde telefonumla evde o tarafa bu tarafa gidip geliyordum. Sinirden delirmiştim. Rose resmen beni peçete gibi kullanıp atmıştı.
Zaten bir plan uyguluyordum, ama Rose"un yerini öğrenmek benim için fazla avantajdı.
Ona acı çektirecektim. Justin ve Rose acı çekecekler. Onlar yaşamayı hak etmiyorlar. Justin benim arkamdan neler çeviriyormuş da, haberim yokmuş. (Nedense bu cümleye güldüm sjajjs)
Hemen telefonumu çıkardım ve Rose"a mesaj attım.
"Rose Drewin sana ihtiyacı var"
Onu kandıracaktım. Justinin babası, annesini bırakmıştı ve benim annemle evlenmişti. Böyle üvey kardeştik biz. Ama bundan sonra güç ben ve Diana"nındı.
Ve ben zafere ulaşacaktım..
ÖNEMLİ NOT: Yorum yapın lütfen. Bir kişi bile milyonlarca yorum yapsın razıyım. Diğer bölümde görüşmek üzere. Hoşçakalın.