S.N. - 7. BÖLÜM : ''DİLEKLER''

2.4K 491 65
                                    

Savaş arabayı büyük bir villanın garajına park ettiğinde hala sessizliğini koruyordu. Sınıftan nasıl çıkmıştık, hocanın yanına nasıl gitmiştik, buraya nasıl geldik... Her şey o kadar hızlı gelişmişti ki adeta ikimizde zamanın içinde kaybolmuştuk.

Savaş'ın o cümlesinin ardından hep sustuk, hep sessizdik ama aslında en çokta birbirimizle o anlarda konuştuk. Sanki şimdiye kadar hep aramızda tutmaya çalıştığımız o tel örgüler artık dikenli değildi... Sanki acıyla sulanmış gözlerimizden akan bir damla yaş ve kalplerimize bir ok gibi saplanan birkaç kelime değiştirmişti her şeyi.

Villaya doğru yürüdüğümüzde Savaş demir kapıya birkaç kere vurdu. Ardından sanki arkasında bekleniliyormuş gibi kapı hızla açıldı.

"Nihayet." dedi Begüm yüzü belirginleştiğinde. "Siz gelene kadar biz nakliyecilerle her şeyi hallettik bile."

Üzerimdeki taşınma stresi yok olduğu için gülümsemeye başladığımda bir yabancı gibi içeri davet edilmeyi bekliyordum. Ancak Savaş beni omzumdan tutarak içeri ittirdi ve "Burası artık senin de evin." dedi.

Bu birkaç kelime içimi huzurla doldurmuştu.

'Benim evim.'

Heyecanla evin her köşesine giderek incelemeye başladığımda herkesin gözü üzerimdeydi.

Salondaki neredeyse her şey siyahtı. Koltuk takımları, sehpalar, masalar, langırt, oyun konsolları... Tabi bu siyahlığa aykırı olan küçükte olsa kırmızı şeyler de yok değildi; duvarlar, yastıklar, süsler...

Alıştığımdan oldukça farklı bu salondan gözlerimi ayırmakta zorlansam da merdivenlerin hemen yanındaki Amerikan mutfağı yeni odağım oldu.

Çevreye bakmaya devam ettiğim de Alperen oturduğu koltuktan kalkarak yanıma geldi ve "Alt katta tek oda var, orası Savaş'ın. Şuradaki kapı da benim odamın kapısı. Sizin odalar üst katta." dedi.

Evin üç katlı oluşunun verdiği şaşkınlığı üzerimden atmaya çalışırken Begüm "Böyle bir ev senin dileklerinden biri değil miydi?" dedi. Böylece uzun bir süredir aklıma dahi gelmeyen dileklerimi hatırlamış oldum.

"Evet."

Savaş meraklı bakışlarını üzerime çevirdiğinde "Ne dileği?" dedi. Konunun ilgisini çektiği belliydi.

"Biliyor musun bilmiyorum ama küçükken Defne hafızasını kaybetmişti, kalıcı bir hafıza kaybı. O zamanlardan hatırladığı iki şey var sadece, biri de bu dilekler. Yani aslında bu, geçmişe ait bir anı mı yoksa zihninin bir oyunu mu onu da bilmiyoruz. "

"Altı dilek mi?"

Savaş, Begüm'ün anlattığı onca şeyin içinden sadece bunu almış gibiydi. Bu durumu bir süre daha sorguladı ama cevap bulamayınca vazgeçti.

"Odamıza çıkıp eşyalarımızı yerleştirelim mi?" dedim Begüm'e kızgın bir ifadeyle. Kötü niyetli olmadığını biliyordum ama yine de özelimi bana sormadan ona anlatması hiç hoş değildi.

Sinirlendiğimi anlamış gibi korkulu bir ifadeyle başını salladığında merdivenlerden çıkmaya başladı, bende peşindeydim.

Birbirinden biraz uzakta olsa yan yana olan iki odadan birinin önünde durdu.

"Burası seninki."

İçinde kendi banyosu bile olan bu büyük odaya koşarak girdiğimde kollarımı açarak kendimi yatağa bıraktım.

"Benim odammm."

Begüm bu halime uzunca bir süre güldükten sonra odadan çıktığında bende yavaşça doğruldum ve yerdeki kolilere baktım. O evi eşyalı bir şekilde kiraladığımız için buraya getirdiğimiz çokta fazla eşyamız yoktu. Bu yüzden de odaya hemence yerleşmiştim.

SEVGİ NOTALARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin