YARALAR- Bölüm 26

2.6K 175 7
                                    

RÜZGAR

Gece boyunca Cemre' yi kontrol ettim. İlaçların etkisinden mi, Burak'ın ona yaşattığı korkuların hezeyanından mı yoksa yüzüme bakmaya utandığı için miydi bilmiyordum fakat; Cemre sürekli uyuyordu. Belki de hepsiydi geçerli olan. sonuçta Cemre baya hırpalanmış, yıpranmıştı. Ona baktıkça sinirleniyordum. Yaptığı hataydı, bana karşı açık olmalı, Burak'ın onu tehdit ettiğini ve ona ulaşmak için kızımı kullandığını bana anlatmalıydı. Şu anda üzerine gidemiyor olmam, ona olan kızgınlığımın geçmesini sağlamıyordu elbette. Kendi kendime düşündükçe kızgınlığım artıyordu.  Sevdiğimin kendini riskle atması fikri beni yoruyor ve endişelendiriyordu. Sadece bu da değildi. Bu yaşadıklarım bana rahmetli eşimle yaşadığım başarısız evliliğimi anımsatıyordu. Yeniden başarısız olmak, yeniden mutsuz olmak beni korkutuyordu. Sevgimizin tükenmesinden, hatalarımız yüzünden ilişkimizin bozulmasından ölesiye imtina ediyordum. Çünkü Cemre yaşamın bana verdiği ikinci şanstı. bu hayattaki aşkta verdiğim ikinci sınavımdı. Şu anda koltukta otururken hissettiklerimin ruhumda yarattığı karmaşadan sıkılmıştım. Cemre'nin bir an önce uyanmasını beklerken gözlerini aralamaya başladı. Yavaş yavaş kirpiklerini aralarken bir kez daha yanımda olduğu için şükrettim içimden ve ayağa kalkıp baş ucuna dikildim. 

"Nasılsın bakalım? Daha iyi misin?"

Solgun görünüyordu ve bu durum beni delirtiyordu. Cemre dudaklarını zorlukla aralayarak konuştuğunda halsizliği de geçmemişti. 

"Rüzgar ben çok susadım."

Hızlı hareketlerle hemen bardağa suyu doldurdum. Doğrulmasına yardım ederken ona dokunabildiğim için yeniden şanslı olduğumu düşünerek suyu içirdim. 

"Teşekkür ederim."

"Teşekkür etme küçük hanım, dikkat et!"

Yine kendime hakim olamamıştım. Ona olan kızgınlığımı ifade edemediğim için ağzımdan sitemkar sözler kaçıvermişti yine. 

"Rüzgar ben, ben ...Gerçekten çok özür dilerim. Ben bu kadar ileriye gidebileceğini düşünmemiştim." 

Cemre ileri gitmek derken ne demek istiyordu. Burak ona ne yapmıştı? Daha da kesin bir ifadeyle onu taciz etmiş miydi? Aslına Cemre'nin bedeninde yarattığı tahribat önemli olsa da ; beni en çok ilgilendiren ruhunda açtığı yaralardı. Ruh yaralarının kolay iyileşmeyeceğini yaşayarak öğrenen ben, onun için endişelenmekten de vazgeçemiyordum. Ne kadar merak etsem de konuşmak için doğru zaman değildi. Cemre'm benim güneşim solgundu ve önce iyileşmesini istiyordum. 

"Tamam Cemre bunları konuşmayalım, şimdi sadece iyileşmeye odaklanmanı istiyorum. Hatta bu bir istek de değil, bu bir emirdir küçük hanım!"

Cemre şaşırmıştı. "Emir mi? Sen çok tehditkar ve despotsun."

Derin bir nefes aldım, Cemre gerçekten sınırlarımı zorlamayı başarıyordu. "Despot ve tehditkar olmak zorundayım küçük hanım. Çünkü sen kendine zarar verme konusunda baya bir ısrarcı çıktın. Ve bundan sonra seni eve bağlamam bile gerekse bunu yapacağım." 

Cemre'nin bir anda gerildiğini ve yutkunduğunu görebiliyordum. "Rüzgar kızgın olmakta haklısın, izin ver anlatayım sana...Sonra kızmak istiyorsan yine kız ama dinle anlatırsam daha iyi olacağım inana bana..." 

Yüzüne baktım, bir şeyleri ifade etmenin ihtiyacı ile kıvranıyordu ve benim amacım onu üzmek değildi. Sadece korumak istiyordum, solmasını, elimden kayıp gitmesini istemiyordum. onu kaybetmemeliydim. Hemen baş ucuna bir sandalye çektim ve elini tuttum. Bu hissi seviyordum. Narin elleri soğuktu; bu içimi acıtmıştı. Onu tüm dikkatimi vererek dinledim.

" Rüzgar ben, korktum. Burak beni sürekli mesajları ile rahatsız ediyordu. Önce önemsemedim. Mesaj atıp kısa zaman sonra vazgeçer diye düşündüm. Ama sonra ki mesajında gördüklerim beni korkutmuştu. Bana Masal ile arkadaş olduğunu gizli gizli onunla görüştüğünü, sahilde evimizin dibinde buluşup oyunlar oynadığını öğrendiğimde deliye döndüm. Çaresiz hissediyordum. Sana söylemeyi istedim, bunu gerçekten istedim aşkım. Ama yine korkularım bana engel oldu. Annemi babamı kaybettikten sonraki hayatım acılarla dolu. İnsanın sevdiklerini kaybetmesi ne demek, ikimizde acı bir şekilde öğrendik. Ben sizin aranızda yeniden kendimi buldum Rüzgar. İnan bana bu hayattaki tek varlığı sizlersiniz ve sizlere zarar gelirse artık yaşamak için kendime bir sebep bulamazdım."

Duraksadı, Cemre konuştukça bir yandan onu anlamaya çalışırken bir yandan yeniliyordum. Cemre'nin tüm derdi sevdiklerini korumak olduğu için onu anlıyordum; ama yine de sorunları tek başına çözmek istemesi doğru değildi.

" Cemre bu doğru değil, sevdiklerini korumak için kendisini ateşe atmak ne kadar doğru? Sonuçta ben ve abim çözüm bulabilirdik. Senden daha güçlü olduğumuz ortada ve o hastalıklı ruh seni istiyor. Seni saplantı haline getirmiş. Sen bunu nasıl düşünemezsin? Seni ne hale getirdiğine bir bak. Sadece bacağındaki kesikle kaldığı için şükrediyorum. Pisikopat pislik, belki de yetişemeseydik başka zararlar da verecekti?"

Cemre bir anda konuşmaya devam edince şaşırdım. "Bacağımı o kesmedi aşkım. Bacağımı ben kestim. Keeeesmeeek zorunda kaldım." derken gözlerinden yaşlar süzülmeye başlamıştı ve kekelemeye de başlamıştı. Artık onu susturmalıydım. Sinir krizi geçirmesinden korkuyordum. 

Kalktım ve ona sarıldım."Tamam güzelim daha fazla anlatma, yorma kendini. Dinlenmelisin!"

Bir mendille gözyaşlarını silerken, içini çekiyordu. "Anlatmak istiyorum aşkım. Lütfen beni dinle. Anlatacaklarım utanç verici ama yine de sana anlatmalıyım."

Tekrar oturup saçlarını okşamaya başladım. O anlatırken ona güç vermek istiyordum.

 " Burak beni o eve kapattıktan sonra ellerimi ayaklarımı bağladı. Sürekli onun olacağımdan bahsediyordu. Akşam için yemek hazırladığını bu gece onun olacağımı söyledikçe kendimi çaresiz hissediyordum. Ona nasıl tepki vereceğimi bilemedim. Kızsam bağırsam canımı yakacağını biliyordum. Burak başka birisi olmuştu sanki ve bu hali beni ölesiye korkutuyordu. Birlikte büyüdüğüm çocukluk arkadaşımın bana beslediği duygular dehşet vericiydi. Ona yalan söylemeliydim. Onu kandırmak istedim. Ona özel günümde olduğumu söyleyerek kendimden uzak tutmak istedim. Zaman kazanmak istedim. Ama Burak bana kolay kolay inanmayacağı için delil isteyecekti. Sürekli her hareketimi kontrol ediyor ve açığımı bulmaya çalışıyordu. Seni sevdiğim için bana kızgın olduğunu her hareketi ve sözü ile belli ediyordu. Onu oyalayarak mutfaktan bir bıçak aldım ve bacağımı kestim. Tuvalette o kanlı kağıtları görürse yalanım daha inandırıcı olacaktı. Ve yaptım da, işe de yaradı. Sonra kendimi kötü hissetmeye başladım. Gece çok kötü geçti. Ama sonra sen geldin. Ben bırakmadın, beni kurtardın. Beeeen , beeeen gerçekteeeen çççoook korktum. Çok özür dilerim Rüzgar. Bana kızma çok özür dilerim."

Yine ağlamaya başlamıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yine ağlamaya başlamıştı. Yaşadıkları gerçekten içimi acıtıyordu. Bir yandan da aklı ve cesaretine hayran olmamam mümkün değildi. 

"Geçti canım, geçti artık. Tamam sen doğru bildiğini yapmışsın. Ama beni de anla, sana bir şey olması benim sonum olur Cemre, beni anlıyor musun? Bundan sonra yalan yok, saklamak yok. Bana her şeyi anlatmanı istiyorum. İhtiyacın olduğunda yanında olabilmek elini tutabilmek istiyorum. Seni hep yanımda istiyorum. "

Sözlerimi bitirir bitirmez yüzüne eğilerek solgun dudaklarına masum bir öpücük kondurdum. Bu gerçekten çok güzeldi. Cemre'nin titreyen dudaklarının hep gülümsemesini istiyordum. Güneşimi her sabah yeni güne benimle uyanmasını, günün ilk ışıklarında ilk beni aydınlatmasını istiyordum. 

TABLO: AŞKIN RENKLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin