KEYİFLİ OKUMALAR...
...................
Bayılmıştım. Gözlerimi açtığımda başucumda kimse yoktu. Kolumda bir acı hissettim. gördüklerim bir rüya olamazdı. Koluma serum takmıştı. Biraz doğrulup baktığımda masada, karşısında ilk kez gördüğüm bir adamla oturan Rüzgar vardı. Mahir abinin bahsettiği kişi Rüzgar'dı... Farklı görünüyordu. Yüzü hiç gülmüyordu. Kalkmaya çalıştığımı fark eden doktor bana doğru gelince Rüzgar'da kalktı. Doktor tansiyon aleti ile tansiyonumu ölçtü."Tansiyonunuz yavaş yavaş düzeliyor Cemre hanım. " Adama baktım."İyiyim ben...Telaşa lüzum yok." doktor beni omuzlarımdan yatağa bastırırken Rüzgar bir yabancıya bakar gibi bakıyordu bana. Bu bakışlar canımı yakıyordu. Doktor devam etti."Bugün ne yediniz Cemre hanım..." Adama duygusuz bir bakış attım."Hiçbir şey..."diyerek başımı yana çevirdim. Doktor gözlerimin içine baktı. "Bu hiçbir şey yememe durumunuz sadece bu güne özgü olmasa gerek, vücudunuz çok zayıf kalmış. Neden hiçbir şey yemiyorsunuz. Bir çeşit intihar yolu mu?" Ukala doktora aldırmadım. Doktor bu kez Rüzgar'a baktı. "Serumu bittiğinde nasıl çıkartacağınızı biliyorsunuz. Ben acil bir hasta için gidiyorum. Sonra yine gelirim. siz Cemre hanımın bir şeyler yediğinden emin olun. "
Rüzgar başını sallayıp doktoru yolcu ederken gözlerimi kapattım. Bir adım kadar yakınımda olan aşkım bana çok uzaktı. Mahir abi bana oyun mu oynamıştı. Rüzgar'ı bulmuş ve beni inadımı böyle kırmaya çalışıyordu anlaşılan. ama nasıl bulabilirdi ki Rüzgar'ı...Kafam karmakarışıktı. Rüzgar içeri girdiğinde duyduğum sesle ne yapacağımı şaşırdım. bana doğru yürüyordu. onunla yüzleşmeye hazır değildim. yüzleşmek...Ben tam bir aptaldım, adam beni hatırlamıyordu bile...
rüzgar yanıma geldiğinde serumu kontrol etti. Yüzüme yine aynı soğuklukla baktı. "Bakın Cemre hanım. Mahir bey ile anlaşırken sizin bana yardım edebileceğinizi söyledi. ödediğim ücretin için de sizin çalışma ücretinizde vardı. Bir an önce toparlanırsanız iyi olur. lakin buraya size dadılık yapmaya gelmedim."
Rüzgar'ın içine kaçan bu ruh kime aitti. bu Rüzgar değildi. soğuk ve acımasız. düşündüm, aslında onu ilk gördüğümde de soğuk ve ukalaydı. Kendimi toparladım. "Merak etmeyin, Mahir abi de ben de size borçlu kalmayacağız. Kolumdaki serumu çıkarırsanız, ne isterseniz yaparım."
Rüzgar bana imalı bir bakışla baktı."Ne istersem öyle mi? Neyse serumunuzda bitmiş zaten. kalkıp yemek yemenizi istiyorum. buraya dadılık yapmaya değil dinlenmeye geldim. son zamanlarım bir kabustan farksızdı. " Yine canımı yakacak bir cümle kurmuştu işte... Laçin onun hiçbir şey hatırlamadığını söylemişti. Belki de vurulma olayından bahsediyordu. Serumum çıkarırken koluma öyle sert bastırmıştı ki canımın yanmasıyla inledim. Gözlerimin içine baktı."Acıdı mı Cemre hanım. Acı bazen iyidir. İnsana güzel anlarının kıymetini hatırlatır." sinirlenmiştim. "Hayat dersiniz bittiyse ben sofrayı hazırlayayım" diyerek kalktım.
"İyi ben de çıkıp hava alayım hazır olunca haber verin!"
Talihime içimden söylenerek mutfağa girdim. Hazırladığım yemekleri ısıtıp masaya koyup servis tabaklarını da hazırlayıp dışarı çıktım. "Rüzgar bey sofra hazır."dedim. Canım yanıyordu ve içimde büyüyen bu yangın beni kül edecekti. Telefonu alıp Mahir abiyi aradım."Aradığınız kişiye ulaşılamıyor. "Hah bu çok güzeldi işte. Sonra Laçin'i aradım. "Laçin rüzgar burada !" dedim. Laçin'in canı sıkkındı." Demek o yüzden gitti. İyileşince kafasını dinlemek için sakin bir yer tutmaya çalışıyordu. Bula bula senin kulübeyi mi bulmuş. " Laçin'e kızdım."Tamam hatalı olduğumu biliyorum ama beni üzmekten vazgeç. Burada olduğumu ona kim söyledi." Laçin birkaç saniye sustu." Kızım adam seni hatırlamıyor ki, ta eski eşinin zamanlarını hatırlıyor. Beni de hatırlamıyor abisinin eşiyle yeni tanıştığını sanıyor. Kendi kendine kurup da Rüzgar'ı sakın üzme...Rüzgar hayatı ile ilgili çok yeni kararlar aldı. İyileşip döndüğünde Masal için düzgün bir hayat kuracak. artık onun canını yakma..." Onu aramak hiç de iyi bir fikir değildi. Tam ağlamak üzereydim ki Rüzgar'ın sesini duydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TABLO: AŞKIN RENKLERİ
General FictionO sergiye gitmeyi hiç istememiştim. Ben ne anlardım ki resimden, tablodan, sanattan...Hayatımı zorlukla geçirmeye çalışırken, tablo görecek halim mi kalmıştı? Adımlarımı korkarak atıyordum yürüdüğüm yolda... Keyif veren aktivitelere ayıracak zamanım...