HERKESE MERHABA...SON BÖLÜMDEN ÖNCE BİR BÖLÜM DAHA... BAKALIM CEMRE'NİN DURUMU NASILMIŞ? BU BÖLÜMDE RÜZGAR'IN DÜĞÜN HAZIRLIKLARINDAN DA HABERDAR OLACAĞIZ. SON BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE ŞİMDİLİK HOŞÇAKALIN...
CEMRE...
Bembeyaz bir yerdeydim. Soğuk, boş ve bembeyaz bir koridorda yürüyordum. Etrafta hiçbir şey yoktu. Ne bir canlı, ne ses, ne de bir eşya...Nerede olduğumu bilmiyordum. Kim olduğumu unutmuştum. Sadece çıkışı arıyordum. Üşüyordum. Burası neden bu kadar soğuktu, neden bu kadar yalnızdım? Başımı önüme eğip üstümde ne olduğuna baktım. Bembeyaz bir elbise vardı üzerimde, ayaklarım çıplaktı. Kızıl saçlarım omuzlarımdan göğüslerime doğru dökülüyordu.
Bir an bir ses duyar gibi oldum. Derinlerden gelen bir ses beni çağırıyordu sanki. Annemin sesi miydi gelen?Özlemle kulak kabarttım. Bir daha duyma isteğinin verdiği acı beklentili bir umutsuzlukla kalakalmıştım. Ses gelmedi. Bağırmak istedim. "Anne sen misin? Lütfen! Konuş benimle..." ses yoktu. Bir anda koridor daralmaya başladı. Panikleyerek hızlandım, sonra bir ses daha duydum."Yapabilirsin, yapabilirsin..."diyordu. Bu ses babamın sesiydi. Evet evet babam buralardaydı. Bana güç vermeye çalışıyordu. "Baba, neredesin?" diyerek dizlerimin üzerine çöktüm. Ağlamaya başladım. Ama gözyaşım yoktu. elimi yüzüme götürdüm gözyaşım yoktu, ama yüzüm sıcacıktı. Koridor daha da daralmaya başladı. ancak vücudumun genişliğindeydi. Burada sıkışıp kalacaktım. Kalktım daracık yerde yürümeye başladım. Koridorun ucunda annem ve babam belirdi. Daha hızlı, daha hızlı koşmaya başladım. Koşsam da yetişemiyordum. "Beni bekleyin, sakın gitmeyin "diye bağırdım. "Annem gülümsedi. babam kollarını açmıştı." Seslendim. "Beni de götürün, lütfen beni de alın yanınıza, çok yalnızım." Birden kayboldular. Yine yalnız kalmıştım. koridorun sonuna gelince bir anda bir şeye çarptım. Görünmez, saydam bir duvara çarpmıştım sanki...Bir anda duvarın yerine Rüzgar belirdi gözümün önünde." Rüzgar buradasın, annemle babam onlar da buradaydı. Sen de gördün değil mi, buradaydılar. Ben de gitmek istiyorum, onlarla gitmek istiyorum. Rüzgar bana elini uzattı."Elimi tut Cemre..." Başımı salladım."Ama annem babam, onları bırakamam." Rüzgar bana gülümsedi."Elimi tut ve benimle gel. Senin için çok erken, onlarla gidemezsin." yüzümü astım."Çok yalnızım. "
Rüzgar elimi tuttu."Yalnız değilsin, bak beni sana bıraktılar. " Rüzgar'ın elini tuttum ve birlikte boşlukta düşmeye başladık. Bir anda bir zemine aniden düştüğümü hissettim. Korkuyla gözlerimi açtığımda yabancı bir yerde olduğumu anlamıştım. Başım acıyordu. Hala üşüyordum. Neredeydim ben, Rüzgar neredeydi, sevgilisi ...Bir anda yaşadıklarımı hatırladım. Kaçmıştım. Mahir abinin teknesiyle açılmıştım. Sonra, sonra ne olmuştu? Beni buraya kim getirmişti.
Kapı açıldı. İçeriye beyaz önlüklü bir adam girdi."Uyandınız mı Cemre hanım. çok şanslısınız sahil güvenlik yetişmeseydi kurtulamayabilirdiniz." Sahil güvenlik evet ya, belki de balıkçı haber vermişti. Doktor kontrolümü yapıktan sonra çıktı. Ardından yine kapı açıldı. Başımı çevirip baktım. gözlerim dolmuştu. Güney abim buradaydı. Ağlamaya başladım. konuşmak istedim ama ağzımı bile açamadım. Suçluydum, hatalıydım. Güney abi başucuma gelip bana sert bir ifade ile bakmaya başladı. Karşılıklı susuyorduk. Bana bakmayı bırakıp pencerenin önüne yürüdü. Bir süre dışarıyı seyretti. Sonra ayine bana doğru gelmeye başladı. Yüzüme baktı. Bana doğru eğildi, bakışlarından ürküyordum. " Nasıl dilediğin kadar uzağa kaçabildin mi?" dedi. Sesi buz gibiydi, devam etti. "Ben sana ne söyleyeceğimi bilemiyorum. Ben sana ne demiştim Cemre, rüzgar olsa da olmasa da sen benim kardeşimsin demedim mi? Sen beni çiğneyip kendi başını nasıl bir derde soktun. Günlerce...Günlerce seni aradım. Her yerde aradım Cemre...Bir düşün, ne hale geldiğimizi bir düşün. Rüzgar uyanmasın diye dua ettiğimi biliyor musun? Sen bulunana dek uyanmasın diye dua ettim. Kardeşim yeniden yıkılırsa toparlanamazdı Cemre..." Haklıydı biliyordum. Yerden göğe kadar haklıydı. Ben hepsini yanıltmıştım belki, ama sebeplerim vardı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TABLO: AŞKIN RENKLERİ
General FictionO sergiye gitmeyi hiç istememiştim. Ben ne anlardım ki resimden, tablodan, sanattan...Hayatımı zorlukla geçirmeye çalışırken, tablo görecek halim mi kalmıştı? Adımlarımı korkarak atıyordum yürüdüğüm yolda... Keyif veren aktivitelere ayıracak zamanım...