Beynimden vurulmuş gibiydim. Cemre yine başına buyruk hareket etmişti. Bu kızın akıllanacağını düşünerek yanılmıştım. Beladan uzak duramıyordu bir türlü. Ah Cemre seninle ne yapacağım ben diye düşünerek kötü haberi abime vermek üzere ona dönmüştüm ki Renan ağa geldi. Abim ve en o gelince ayağa kalkmıştık. Adamın yüzünde sakinlikle karışık sıkıntılı bir hal var gibiydi. Eliyle bize oturmamızı ima ederken ben ne yapacağımı bilmiyordum. Tekrar ayağa kalkarak dışarı çıktım. Cebimden telefonumu çıkartarak Cemre'yi aradım. Şükür telefon çalıyordu. Telefonun ucunda sesini duymak için geçirdiğim süre bir ömür gibiydi ve ne yazık ki Cemre telefonu açmıyordu. Aradım def'alarca aradım ama Cemre açmıyordu telefonunu, sinirden telefonumu parçalamak istiyordum. Yakındaki adamlarıma Cemre ve Laçin'in geldiklerini haber verdim ve onları gördüklerinde tutmalarını ve bana haber vermelerini istedim. Abimin yanına dönmeliydim. Eminim kızların peşimizden geldiklerini öğrendiklerinde deliye dönecekti. İçeri girmeden önce bu kez Laçin'i aradım. Defalarca çaldırmama rağmen o da açmıyordu telefonunu. Al birini vur ötekine, bu kızlar insanı tez zamanda öldürürlerdi. Bu ne inat bu ne dikbaşlılık diye kendi kendime söylenerek içeri girdiğimde manzara çok daha farklıydı. Renan ağa ve ağabeyim sarılmışlardı ve gülüyorlardı. Olayın tatlıya bağlanması içimi rahatlatmıştı. Ama bir yandan da aklım kızlardaydı. Sağ olduklarını duymak bana şu anda en iyi gelecek şeydi. Renan ağa bu kez bana sarıldı. "Ah oğlum sizi bana Allah gönderdi. Hem kızımı kaybettim diye dertleniyordum hem de töreye bağlı kalmak zorundaydım. Şimdi içim rahat kızımı bir yiğide gelin vereceğim. Ben içeriye bir bakayım hazırlıklar nicedir tamamlanmadı. Hem hanıma da söyleyeyim kızına kavuşacağını duyduğunda ne sevinecek kadıncağız. Benim hiddetimden sesini bile çıkarmadan üzülüyordu. "
Fırsatını bulmuşken abime durumu anlatmalıydım. " Abi teyzem aradı biraz önce, kızlar peşimizden yola çıkmışlar."
Abim sinirlenmişti. "Ne yapıyor bunlar Allah aşkına, işleri tamamen berbat edecekler. Karşı aşiretin eline geçerlerse onları öldürürler oğlum. "
Abim sinirden ne yapacağını bilmez haldeydi. " Rüzgar çocuklara haber verdin mi? Hava alanlarının girişlerine terminale gitsinler. Onları görürlerse beni arasınlar. Kızları da güvenli bir yere götürsünler. Çıldırmamak elde değil. Belayı bulduk oğlum biz..."
Sakin ol abi şimdi ağayı da delirteceksin yine. Adam iki kıza sahip çıkamıyor musunuz diyecek. Vazgeçecek kızını vermekten. Az sakin. Ben önce annemleri arayayım. Madem ağayla anlaştık bir an önce istesinler usulüne göre olsun bitsin. Az huzur bulalım biz de. Sakin sakin resim yaptığım günleri arıyorum yemin ederim. "
Telefonumun çalan sesi serzenişimi bölmüştü. Arayan bizim adamlardan Kenan dı. Laçin ve Cemre yi konağın yakınında bulmuşlardı. Renan ağaya usulüne uygun bir açıklama yapıp konaktan çıktık. Konağın yakınlarındaki aracın içerisinde süklüm püklüm oturan kızları görünce içim ferahlamıştı. Ne kadar kızgın olsam da şu anda kızıl saçlı meleğimi görmek beni ölesiye mutlu ediyordu. Şu anda istediğim tek şey onu sımsıkı sarmak ve kokusunu içime çekmekti. Sonrasında saatlerce yeşil gözlerinde kaybolmak ve onu öpmek, öpmek, öpmek. Tabi bunu yapamazdım. Bu yaramaz sevgilime ödül olurdu ve benim şu anda ona hesap sormam gerekiyordu. Abim ve ben hiçbir şey söylemeden arabanın kapılarını açarak koltuklarımıza oturduk. İkimizde yüzlerine bile bakmadık. Abim arabayı çalıştırırken yüzünün hali beni bile ürkütür düzeydeydi. Kızlar bu kez yanmıştı ve abimin hiddetinin sonucunu ben bile tahmin edemiyordum. Kızlar yaptıklarının farkında olduklarından arkada sessizce oturuyorlardı. Araba yolda ilerliyor ve bastıran sıcak hepimizi bunaltmıştı. Arabanın camlarını kapatıp klimayı açtım. Nihayet Cemre dayanamadı. " Ne oluyor allah aşkına biz geldik diye neredeyse üzüldüğünüzü düşüneceğiz. Bizi gördüğünüze sevinirsiniz sanıyordum. Aşk olsun!" Ben ağzımı bile açmadım sadece arkaya dönüp ters ters baktım. Ama abim bakışlarla yetinmeyecek kadar delirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TABLO: AŞKIN RENKLERİ
General FictionO sergiye gitmeyi hiç istememiştim. Ben ne anlardım ki resimden, tablodan, sanattan...Hayatımı zorlukla geçirmeye çalışırken, tablo görecek halim mi kalmıştı? Adımlarımı korkarak atıyordum yürüdüğüm yolda... Keyif veren aktivitelere ayıracak zamanım...