Merhaba uzun bir bölüm ile karşınızdayım leyifli okumalar yorumlarınızı bekliyorum :)
***
Seccademi katlayıp yatağımın üzerine gelişi güzel koydum. Sabahın erken saatleri olmasına rağmen evde ki sesler bir şeyler olduğunun habercisiydi. Odamın kapısını açıp meraklı adımlarımı mutfağa ilerlettim.Dünyada ki cennetimin telaşı o kadar fazlaydı ki,geldiğimi bile fark etmedi . Usulca arkasına sokulup beline sarıldım.ilk başta biraz irkilsede ben olduğumu anlayınca gülümsedi. Yanağına sulu bir öpücük kondurup bu hazırlığının sebebini sordum.
-Hayırdır anneciğim döktürüyorsun yine.
-Eyvah börekler yandı.!
soruma cevap vermeden fırına yöneldi annem. Bir tepsi böreği fırından çıkartıp masanın üzerine koydu.
"Aman kızım babanın işleri işte. Dedenin eski bir arkadaşı gelecekmiş. Hazırlık yapıyorum."
Masanın üzerindeki kekten bir dilim alıp sandalyeye oturdum.
"Hangi arkadaşıymış."
"Bilmiyorum bende. Sadece o kadarını söyledi baban. İyi hazırlanın babam çok değer veriyor dedi.Dedeni bilirsin bu konularda titizdir. Beni arkadaşıma rezil ettiniz diye söylenmesine fırsat vermeyeyim dedim"
"İyi yaptın Sultanım ama söyleseydin beraber yapardık."
Yanıma yaklaştı yüzümü avuçlarının arasına alıp alnıma huzur dolu öpücüğünü kondurdu.
"Gerek yok birtanem sen derslerini çalış bana yeter."
İşte benim annem buydu. Sıcacık gülümsemesi merhametli kalbi ve şefkatli bakışıyla cennet yüzlümdü.**
Dilrubaa..
Arkamdaki sese yönlendirdiğimde bakışlarımı, Zeyneb'in soluk soluğa kaldığını farkettim. İçi içini yiyen kıpır kıpır çocukluğumdan bu yana tek dostum.
-Hayırdır ne bu hal atlılarmı kovalıyor.
-Atlılar kovalasa iyi. Ezberimi veremedim heyecandan ders çıkışıda seni yakalayım diye koşturdum durdum peşinden ama bir türlü farketmedin.
-Heyecanlı ördek seni, söyle bakalım ne oldu yine.
-Dur kız azcık soluklanayım.
Gülmeden edemedim bu haline. Koluma girip çekiştire çekiştire mescidden dışarıya çıkardı beni. Kim bilir yine ne anlatacaktı.Kursun merdivenlerinden aşşağı inerken bir yandanda kıkırdıyordu. Bahçeye çıkar çıkmaz kolumdan tuttuğu gibi kamelyanın içine çekiştirtirdi tekrar. Oturduğumuzda balık gibi gözlerini açıp yüzümde gezdirdi bakışlarını.Ne anlatıyor ne de bir şey soruyordu. Sadece gülüyordu. Tuhaf şekilde sinirlendim bu haline.
-Eee boşunamı geldik ne anlatacaksan anlat işim var.
Bir kahkaha koptu ağzından.
-Bu söyleyeceğimden sonra daha önemli bir işin olmayacak keçi.
Keçi, bu da bendim işte bazen öyle bir inadım tutardı ki, ben bile sonunu merak ederdim.
Koluna ufak bir çimdik attım.
-Tamam hadi anlat bu kadar önemli ne oldu.
-Önce müjdemi isterim.
Sabrımı sınıyordu resmen.
-Ne müjdesi Zeynep. Hadi söyleyeceğini söyle, eve gitmem lazım anneme yardım edeceğim.
-Olmaz keçi bu sefer ben inat ettim. Önce bu haberime bir ödül isterim.Akşam ezanına az vakit vardı ve benim bir an önce gitmem lazımdı.
-Tamam ozaman dile benden ne dilersen ama önemli değilse elimden çekeceğin var deli kız.
Bir kahkaha daha kopardı tüm kurs duymuştur kesin. Ne oluyor bu kıza anlamadım.
-Daha karar vermedim ne isteyeceğime alacağım olsun.
Cümlesini bitirdiğinde parıldayan gözlerle baktı.baktı, baktı.
-Hayırlı olsun ozaman.!
Korkarım katil edecek beni bugün.
Kaşlarımı çatıp ofladım.
-Açık konuş Zeynep hadi.
-Yusuf'a istemeye geliyorlar seni. Haber vermemi söylediler. Tek nefeste nasıl söyledi bunu.
İşte dünya durdu bir kaç saniye. Adını duyduğumda dengemi bozan yusuf. Kalbimin özgürlüğünü ilan ettiği,yıllardır dualarımda olan Yusuf...!
-Kim söyledi..!
Heyecanıma yenik düşüp kekelememe sebep oldu bu haber.
-Kim olacak Ayşe hoca. Hafta sonu müsaitseniz size geleceklermiş.Yıllardır bu gün için bekliyorsun ama yinede sana formaliteden sorayım dedim. Kız evi naz evi nede olsa koca meraklısı gözükme diye içimde kaldı söyleyeceklerim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Avuç Aşk #Wattys2017
Spiritual#Spirütüelde 13 "Neden ağlıyorsun, seninde mi çocuğun ölecek?" Dedi gözlerini kırpıştırarak küçük Dilruba. Ne de kolay söylemişti yan tarafında uzanan kadına. Kadın, ölmenin anlamından bir haber olan küçüğe çevirdi yaşlı bakışlarını.. Ve devam ett...