hatalarım olabilir telefon ile yazdım. iyi okumalar 😘
***
Her zaman bir çizgi üzerinde yürümeye zorlar hayat. Şartlar sana ayak uydurmaz genelde. Sen uymak zorundasındır etrafındaki şartlara.
Ama durum Murat Soydan için tam tersini ifade ediyordu. O hiç bir zaman hayatın ona sunduğu zorlukları kabul etmezdi. Ediyor gibi görünüp durumu hep lehine çevirir ve son hamlesi ile sıyrılırdı zorakilerden.
Hissizleşmenin en iyi yanıda buydu onun için. Merhamet yoksa acı da yoktu. Sevgi yoksa bağlılıkta yoktu. Aile yoksa sorumlulukta sıfırdı onun için.
Ama kader ona öyle bir atak yapmıştı ki ne yaparsa yapsın kurtulamayacaktı bu zoraki evlilikten.
İlk önce merakı tetiklendi Dilruba üzerinde. Ve umursamaya başladı kendini umursamayan adam..!
Kendine olan inancı sönük kaldı bir çift ürkek bakışlarda. Beyni eskisi gibi itaat etmiyor kalbi hergün daha fazla yoruluyordu.
Aslında sadece rüyanın etkisinde kaldığını düşünüyordu. Oysa ki Murat çoktan kalbinin esiri olmaya başlamıştı.
Dedesi tehdit ile evlenmesini isteyince Murat'ın aklında oluşan dahiyane fikrini hayata geçirme kararı aldı. Ama bu kararı kendisine ihanet etmesi ile son bulacaktı.
Kaderden öte bir yol olamazdı insanoğlu için..
Murat, dedesi Mehmet beye bir şart koştu. Evleneceği gün nikah kıyılmadan önce hazırladığı evrağı dedesinin imzalamasını istedi. Artık ekonomik açıdan vicdanına baskı uygulayamayacak ve Mehmet Soydan'ın hükümdarlık hevesi son bulacaltı Murat'a göre..
Ama o sözünde durmayacak bir genç kızı en kötü durumda terk edecekti. Nikah masasında..!
Mehmet bey bu teklfi kabul etti. Muratın planından habersiz.
Ne yazık ki, Murat'ta tıpkı diğer kullar gibi unutmuştu yaradanın yazgısını..
Kalüde birleşmişti gönülleri..!
Hz Adem'e yoldaş olduğu gibi Havvanın, Yoldaş olacaktı Dilrubası.
Yada şeytana uyup oda yiyecekti yasak meyvasını, ve kovulacaktı cennetinden...
***
Murat, ardında bıraktığını düşündü hüzünlü gözleri ama gözlerinin önünden bir türlü silinmeyen hüznün görüntüleri dahada işledi yüreğine.Neden Dilruba'nın ağlaması onu kor alevlere yaklaştırıyordu ki?İçinde büyüyen bu histe neyin nesi idi.Neydi onu farklı kılan?
Güzelliği mi?
Kesinlikle değildi..! Murat daha güzellerini de görmüştü. Ama ne olduğunu kavrayamamış olmanın huzursuzluğuda ele geçirmişti bedenini.
Muratın bildiği tek şey, çıkmaza doğru sürüklendiğiydi..
Ne evde ne de bara geldiği arkadaşlarının boş muhabbetlerinde de huzur yoktu. Hızla terk etti günah çukurunu.
Kafasını dağıtmak için yine aynı mekanı tercih etmişti. İskeleye varınca boş olan iskembeden birine oturdu.
Dolunay, görkemli ışığını denize yansıtmış muhteşem bir görüntü sergilemişti. Derin bir iç çekip başını avuçlarının arasına kıstırmış gözlerini sıkı sıkıya yummuştu Murat.Aklının almadığı yada kabul etmek istemediği gerçeklikler yüreğine yük olmaya başlamıştı.
Ne zamandır tuttuğunu bilmediği nefesini büyük bir kızgınlıkla dışarıya püskürttü. Ve yine beynini uyuşturmak için yanında getirdiği içkisini yudumlamaya başladı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Avuç Aşk #Wattys2017
Spiritual#Spirütüelde 13 "Neden ağlıyorsun, seninde mi çocuğun ölecek?" Dedi gözlerini kırpıştırarak küçük Dilruba. Ne de kolay söylemişti yan tarafında uzanan kadına. Kadın, ölmenin anlamından bir haber olan küçüğe çevirdi yaşlı bakışlarını.. Ve devam ett...