7-Ruhuna İhtiyacım Var

5K 426 40
                                    

Nasılsınız canlarım :) canlarım diyorum çünkü içinizde yakın hissettiğim küçük bir grup var. Size güzel bir bölüm yazdım. İnşallah beğenirsiniz. Bir de şunu belirtmek istiyorum. Okuduğu halde kütüphaneye eklemeyenler var tıpkı okuduğu halde beğenmeyenler gibi diyeceklerim bu kadar sadece empati yapın diyorum ben bu bölümleri yazarken bir çok duyguyu yansıtmaya çalışıyorum. Sizlerde okuduğunuz halde beğenmeyerek sadece üzüyorsunuz. Neyse medyayla birlikte okuyun hoşçakalın.

Bazen bazı duyguların içine hapis olmuşum gibi hissediyorum. Hissettiğim duygunun adını koyamazken o duyguyu iliklerime kadar yaşıyor olmanın ağırlığını omuzlarımda taşıyorum. Zaman ansızın duruverirken, hiç istemediğim anda akıpta gidebiliyor. "Hey" diye bağırıyor içimde ki umut, belki dinlerde beni kayıp gitmez avuçlarımın arasından zaman. Bir umut hissettiğimi anlayabilmeyi umuyorum bu zamanda, ama o kadar kısa ki, anlayabilmemi imkansızlaştırıyor..

Murat dün geceden sonra daha bir mesafeli davranıyordu. Soğukluğu içimi ürpertirken ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Dün gece ki telaşını donuk bir ruha teslim etmiş gibi..dengesiz kesinlikle , öyle dengesiz ki benide dengesizleştirmeyi başarıyor. Ve çoğu zaman ruhsuz tavırlar sergiliyor sanki, sanki özel  bir çaba sarf ediyor.. Bir yanım dokun diyor, dokun ki,yüreği kelebek gibi kanat çırpsın bir günlük ömrü dahi olsa doya doya uçsun...

Ama sonra dokunmaktan vazgeçiriyor diğer yanım.Ta akrep olurda zehrini bana akıtırsa diye.. Sonra diyorum ki bana dokunmayan yılan gibi bin yıl yaşasın ama bunuda istemiyorum...

Ne oldu benim inatçı halime, hangi köşeye saklandı, hangi chennemin dibine girdi..

Ne değişti bilmiyorum ne değiştide ben ben olmaktan çıktım...

Kader benide mi evcilleştirdi...

Dün akşam bana verdiği kutuda ise bir kaç kitap vardı. Ve tabi ki Eylül'ün fikriyle alınmış bir hediye..

Murat'a teşekkür ettiğimde "Bana değil Eylül'e teşekkür et onun baskısıyla aldım"demişti..

**

Bugün bir haftamızı geride bıraktık.Meleğimin ve babamın kanatları altından çıkalı tam tamına bir hafta oldu. Bana bir ömür gibi gelen bir hafta...
Evliliğim hayallerimin zıttında ilerlerken
en azından birbirimizi öldürmediğimize şükreder oldum. Gözleriyle lime lime etmelerini saymassam tabi.

Gönlünde bir yerim olmayacağı kanısını mantığıma yerleştirirken her hareketi ile,bazen yüreğimle tebessüm ediyorum . İnanıyorum ki biz yarımda olsak biz olabildiysek mutlaka Rabbimin güzel bir yazgısı vardır.. Bu zaman içersinde hazırladığım hiç bir sofraya oturmayan Murat ve hazırlamakta yılmayan Dilruba olarak son kozlarımızı oynadığımızı hissediyorum. Elbet birimiz teslim olacağız.

Ama bu teslimiyet benim tarafımdan olmayacak...

-Hadi hazırlan annenlere gidiyoruz.

Bordo kadife ceket ve içerisine giydiği krem hakim yaka gömleğinin içinde kusursuz görünen Murata çevirdim bakışlarımı..Son basamaktan aşşağı inerken söylediği cümleyi sonradan idrak edebildim.

Anneme gidecektim.Başımı dizlerine yaslayıp gözlerimi kapatacak rüyalara dalmaya çalışacaktım belkide.. Babamın şefkatli bakışlarında yeniden kanat çırpıp gök yüzüne ulaşacaktım kimbilir.. Hatta dedemin sert mizacının ona kattığı tatlılığı bile doya doya seyredecektim.. Bir kaç saatliğine de olsa mutlu olacaktım...

-Hemen hazırlanıyorum...!

Sevincimin doruklarında ki ses tonum ile cevap verirken Murata yanından hızla geçip koşar adımlarla merdivenleri tırmanmaya başladım..

Bir Avuç Aşk #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin