Selamun Aleyküm cümleten :)hayalet okuyucular lütfen bu hikayeyi terk etsin👻 Güzel bir bölümle karşınızdayım 😊 bu bölüm fazlası ile sinirlenmenize sebep olabilir şimdiden uyarayım🙈 ne yapıyoruz fon ile birlikte okuyup sonrasında yıldızı boyuyoruz. Bölümü Nurtenahin7 e ithaf ediyorum..
***
Derin bir gökyüzünün içinde karanlığın en ürkütücü tonunda kıstırılan küçücük ve hasarlı kalbim çırpınmaya çalışıyor çalıştıkca dahada derinlere doğru savruluyordu.
Bu savruluşa sadece daha da fazla kırılganlıklar ekliyordu yüreğim...
Omuzlarıma yükleseydi zorlukları kaldırabilirdim.
Ama O, yüreğime yüklemeyi tercih etmişti..
Yaralı bir kuş ne kadar çırpınırdı ki kendisini bekleyen mutluluğa.?yarı yolda keserdi çırpınışını ve kabullenmez miydi acılarını?
Umudu raflara kaldırıp alışmaz mıydı?Karanlığın sonunda nefesinin kesileceği günü beklemez miydi?
Bu amansız savaşta bir kuş gibiyim işte...!
Kocamın bana karşı başlattığı ,benim ise yüreğimi siper ettiğim bir savaş..
Tüm darbeleri yüreğim üstlenmişken, ruhum yara almadan nasıl kazanırdım ki bu savaşı?
Gözlerini gözlerime kenetleyen kocama daha ne kadar direnebilirdi ki göz yaşlarım? Ara sıra boynunda ki ihanete kayarken bakışlarım ,nasıl güçlü durabilirdim ki karşısında?
-Bu kızgınlığının nedeni ne ?
Derken Murat,elimde ki Kuran-ı Kerimi dahada çok bastırdım göğsüme.
"Kızgınlığım sana değil..!Seni seven kalbime,Seni düşünmekten vazgeçmeyen aklıma..!"
Murat'a cevap vermek yerine arkamı dönüp merdivenlere tırmandım.
-Yoksa beni kıskanıyor musun?
Muratın sesinde ki alaycı tonla olduğum yere sabitlendim.
"Evet kıskanıyorum çünkü seni önemsiyorum..!"demek istesemde diyemedim.
Sinirle çıktığım merdivenleri yine aynı sinirle inerek bitirdim..Bu haline tepkisiz kalamazdım.
Elimde ki Kuranı bir kenara bırakıp tam Murat'ın önüne geçtim.işaret parmağımı göğsüne vura vura içimde biriken zehrimi akıtmak istedim..
-Sen ..!Sen o kadar bencil, o kadar kötüsün ki karşında ki insan ne hisseder diye hiç düşünmü...
Göğsüne vurduğum elimi bileğimden tutup durmamı sağladı Murat...
Bileğimi o kadar sıkı kavramıştı ki,canımın sızısı ile dudaklarımı ısırdım..
-Canımı acıtıyorsun Murat ..!
-Sen ne biliyorsun da konuşuyorsun.Kim oluyorsun da bana bu şekilde davrana biliyorsun ?!sen bu cesareti nereden buluyorsun Dilruba..?!
Ben kim mi oluyorum?bu kadar mı yokum hayatında, bu kadar mı önemsizdim onun için..!
-Ben senin eşinim!!!
Bileğimi Murattan kurtarmaya çalıstım ama buna fırsat vermedi.bileğimin sızısını unuttum .
-İki imza ile eşim olmuyorsun, gözüme bile hitap etmiyorsun!
Yine yüreğimin sızısı ağır bastı söyledikleri karşısında..!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Avuç Aşk #Wattys2017
Spiritual#Spirütüelde 13 "Neden ağlıyorsun, seninde mi çocuğun ölecek?" Dedi gözlerini kırpıştırarak küçük Dilruba. Ne de kolay söylemişti yan tarafında uzanan kadına. Kadın, ölmenin anlamından bir haber olan küçüğe çevirdi yaşlı bakışlarını.. Ve devam ett...