6-Cehennemine Hoşgeldin

4.8K 445 49
                                    

Medya ile birlikte okuyun çünkü bu müzikle yazdım 😊
***

Sessiz çığlıklarım var benim, ne aklımın ne de yüreğimin sesiyle ilerleyemezken bastırılan geleceğim, Yeşermesini beklediğim umutlarıma bir gölge gibi çöken kaderim var. Hiç bilmediğim yola girerken elimi dahi tutmayacağını bildiğim zoraki yoldaşım var..!

"çok güzel olmuşsun..birde bıraksan şu yobazlığı birazda olsa çekilebilir duruma gelirsin.."

Nede kolay söyledi. İlk defa yüreğim kanat çırpmıştı oysa. Ama tek bir cümle yerle bir etti, kanadını kırdı o güvercinin. Belki de artık uçmasını imkansız hale getirdi.. Belkide çoktan kazdıda toprağını gömmeye ramak kaldı.. Ah be Murat sen benim imtihanımsın..

Tek bir laf dahi etmeden kendimi geri çektim.Murat'a sırtımı dönüp düğümlenen boğazımla zoraki yutkundum..

-Çık Dışarı...!

**

Matemli bir düğündü benimkisi. Mecburiyete mahkum edilmiş, yüzük diye kelepçe takılmış,düğün diye cenaze töreni hazırlanmıştı adeta.

Dedemin koluna sığınmış bir vaziyette inerken merdivenlerden aşşağıya, buğulaşan gözlerimi akmaması için açabildiğim kadar açıyordum. Görüş alanıma giren annemi elinde selpakla gözlerini sildiğini farketmem ile tutamadım artık o yaşları...

Son basamağı da indiğimde sıkıca atıldım meleğimin kolları arasına.. Kesik kesik hıçkırıklarımız birbirine karışmıştı artık..

-İnşallah çok mutlu olursun yavrum..

Dahada sindim annemin kolları arasına, biliyordum ki mutluluk bana çok uzaktı artık..

-Eee yeter bu kadar ama hanım birazda ben sarılayım prensesime..!

Babamın buruk yüzüne baktığımda onunda buğulaşan gözlerini görmem dahada şiddetlendirdi ağlamamı..
Annem ile babam sıkı sıkı sararken beni, kesik kesik hıçkırıklara boğuluyordum.. Hem ağlarım hem giderim değildi benimkisi...

Hem ağlarım hem de susarımdı.. Nasip deyip sükut etmek vardı kaderimde ... Vardır Rabbimin bunda bir hikmeti deyip boyun eğmem gerekti..

**
En son böyle kalabalık bir ortama mezuniyet törenimde girmiştim. O zamanlar gözümde canlanınca bir kez daha şükrettim Rabbime bana doğru yolu gösterdiği için..

Düğün benin düğünümdü ama o kadar yabancı simalar varken kendimi davet edilmemiş bir ortama girmiş gibi hissettim. Dedem ve Mehmet dedenin yine yüzünde güller açarken Murat ve ben ise bu işgence bitsin durumundaydık.

Nikah memuru nikahımızı kıydığında cüzdanı bana uzattı.kalabalık arasında tanımadığım bir kaç kişi öp öp öp diye bağırınca içimden bir Ya havle çektim. Haya artık çok uzaklaşmıştı toplumumuzdan.Murat pelerinimin baş kısmını açacağı sırada fısıltı şeklinde ikaz etmeye çalıştım.

-Babam ve dedem varken en azından saygıyı yitirmeme izin verme..!"

Söylediklerimden sebep Murat,hiç bir şey söylenmeden kalabalığa döndü ama bakışlarındaki öfkeyi görmemek mümkün değildi..

İlerleyen zamanlarda tebrik için yanımıza gelenler olmuştu. Ara sıra Murat yanımdan gittiğinde ise Zeynep gelip moral vermeye çalışıyordu. İçimdeki korkuyu ne kadar bastırmaya çalışsamda bu gece tüm öfkesini kusacağını biliyordum. Belki öfkesiyle başa çıkamazdım ama öfkesine alışabilirdim..

Neden ağlayanlar hep kız tarafı olur diye düşünür dururdum. Sonuçta evlenen evinden ayrılan sadece kız çocukları değildir. Erkek evlatlarıda anne kuzusudur. Ama zamanla anladım ki, kız çocukları narindir, bir çiçek gibi kırılgan su gibi durudur.. Zamanla toprak karışırsa o suya çamurlaşır.. Kız çocuğu papatyalar gibi koparılınca kokar...

Bir Avuç Aşk #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin