tugbazisan a ithaf ediyorum. 😘 yorum ve Voteleri unutmayınız.! Keyifli okumalar.
-Ruhuna ihtiyacım var..!
Birden dudaklarımdan dökülen kelimelerle kendini geri çekti Murat.
Koyulaşan gözlerine hapsetti tekrar beni ve ben suçlu bir çocukmuşum gibi tekrar kaçırdım bakışlarımı..
-Ben o ruhu çoktan öldürdüm Dilruba. Ve ölüler başkalarına yardım edemez...!
Murat her zaman ki gibi söyleyeceğini söylemiş kapıyı çekip çıkmıştı. Çok mu zordu yaşamak, onun için..
Cehennemden bahsederken aslında kendi hayatından söz ediyormuş da farkında değilmişim..
Murat kendini canlı canlı mezara koyup üzerine toprak atan birilerini bekliyormuş sadece...
Ama ben bu toprağın örtülmesine izin vermeyecek yaşamayı öğretecektim...
**
Kapının kulpunu yavaşça aşşağıya bastırdığımda derin nefes aldım. Sessiz olmak için büyük çaba sarf ediyordum. Odaya sızan Ay ışığı dışında hiç bir atdınlatma yanmıyordu. Net olarak Muratın yüzünü göremiyordum. Parnak uçlarımın üstünde usul usul ilerleyip yatağının başında, yüzünün hizasında yere oturdum.
Buraya neden geldiğimi bilmiyorum. Sadece gelmek istemiştim.
Yakından daha belirgindi yüz hatları. Muratı ilk defa uyurken görmenin tuhaflığı sarmıştı bedenimi. Nefes alış verişleri yoğunken kaşlarının çatılı hali dikkatimden kaçmadı. Alnında boncuk boncuk terler oluşmuş, kaşının kenarında birikmişti.
Yüzüne dokunmamak için kendime telkinler veriyor ama bu telkinlere bir mana yükleyemiyordum. Acısını hissetmek istiyor oluşumun saçma bir yanı yoktu..
Elim yeni yeni çıkmaya başlayan sakallarına kaydı.
İçimde bir yerlerde fısıldayan biri vardı. Ve o biri bana bu kadar umursamaz görünen birinin çok büyük bir yarası olduğunu söylüyordu..
Elim hala sakallarındayken Muratın kıpırdanması üzerine hızla elimi çekip nefesimi tuttum..
-Gitme..
Gözlerini açmadan mırıldanması rahatlamama neden oldu.Rüya görüyor olmasından dolayı sayıkıyordu. Ve her kimse o kişi onu çok sevdiği dahada çatılan kaşlarından belli oluyordu.
İçimde bir yerlerde yine o bilmediğim kişi konuşmaya başladı.
"Böyle sevilmeyi ne çok istersin değil mi?"
Ben beni sevmeyecek kocamın hayalinde ki sureti kıskanmıştım...
Sessizce oturduğum yerden kalkıp kapıya doğru ilerledim. Kapıyı kapatıp odadan dışarıya çıktım. Adımlarımı kendi odama yönelttim. Odadan içeri girdiğimde içimi dökebileceğim bir şeyler aradım..
Tıpkı öncekiler gibi ufak bir defter..
**
Hastahane kokusu ciğerlerime dolarken içimden dua ediyordum. Daha ne olduğunu anlamadan, Murata gelen telefonla kendimizi burada bulduk..
Bildiğim tek şey Mehmet dede ile ilgili olduğuydu.
Üçüncü kata çıktığımızda Eylül'ün kızarmış gözlerine denk geldim. Bizi gören Eylül hızlıca koşup Muratın göğsüne bastırdı başını. Hıçkırıklara karışmış kelimelerle olanları anlatmaya çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Avuç Aşk #Wattys2017
Espiritual#Spirütüelde 13 "Neden ağlıyorsun, seninde mi çocuğun ölecek?" Dedi gözlerini kırpıştırarak küçük Dilruba. Ne de kolay söylemişti yan tarafında uzanan kadına. Kadın, ölmenin anlamından bir haber olan küçüğe çevirdi yaşlı bakışlarını.. Ve devam ett...