23-Ağaçların ardında

12.9K 787 112
                                    

Naz

Bekleme odasında psikiyatristi beklerken sabırsızlıkla ayağımı yere vuruyordum. Ekim yavaşça dizime dokunduğunda dikkatim dağıldı ve bakışlarımı yerden ayırıp gözlerine baktım.

"Sakin ol" dedi yavaşça elini çekerken. Nefesimi dışarı verip kollarımı karnıma sardım ve arkama yaslandım. O sırada psikiyatristin odasının kapısı açıldı ve danışmadaki kadın da kibarca içeri girebileceğimizi söyledi.

Yaklaşık bir dakika sonra içeri girmiştik. Karşımızdaki gözlüklü, orta yaşlı bir kadındı. Kumral saçları tepeden topuz yapılmış, yeşil gözleri profesyonel bir edayla bizi süzüyordu.

"Ben Ekim Sinangil. Doruk'un kuzeniyim" diye kendini tanıttı Ekim düz bir sesle. Bir an için kadının yüzü aydınlanır gibi oldu. Ekim hakkında bir şeyler bildiği kesindi ama bir şey söylemedi. Sonuçta bu da işinin bir parçasıydı.

"Doruk bir süredir gelmiyor" dedi kadın yerinde doğrularak. Telefonlarıma da cevap vermedi.

Gergin bir şekilde Ekim'e baktım. O zaman kadının son gelişmelerden de haberi yoktu. Beni tanımıyor olması da muhtemeldi.

"Benim adım Naz" dedim yutkunarak. Kadın en ufak tepki vermemişti. Doğru düşünmüştüm, beni tanımıyordu.

"Son zamanlarda Doruk'ta çok hızlı geçişler gözlemleyeme başladık. Öyle ki ne zaman Doruk, ne zaman Azrail olduğunu anlamak iyice güçleşti."

Psikiyatrist sessizce önündeki deftere bir şeyler karaladı. "Sanırım onu gözlem altına almamızın vakti geldi. Belli ki ilaçlarını da almıyor"

Kadının söylediklerini idrak etmem birkaç saniye sürdü. Sonrasında midemden göğsüme doğru yükselen bir panik dalgası beni bir şeyler söylemeye zorladı. Doruk'u kaybedemezdim.

"Hayır.." diye mırıldandım yavaşça. "Ben.. yardım edebilirim."

Soru soran gözlerle bana baktı. Bir şey demiştim ama nasıl açıklayacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu.

"Ben açıklayayım" dedi Ekim sakin bir şekilde, içinde bulunduğum çıkmazı görmüş olmalıydı. "Naz Doruk'un Azrail tarafını bastırıyor. Doruk onunlayken öfkesini daha rahat kontrol ediyor."

Psikiyatrist şaşırmış gibiydi, hızlıca birkaç not daha aldı. Sonrasında devamını dinlemeye istekli olduğunu belirtircesine yerinde doğruldu ve gözlüklerini düzeltti.

"Asıl ilginç olan kısım ise tüm bunlara rağmen Azrail tarafının Naz'a zarar vermemesi. Ben en başında bastırıldığı için Azrail'in Naz'a karşı öfkeli olacağını düşünmüştüm ama hiç de öyle olmadı. Tersine, Naz'a ilginç bir merak besliyor.

Psikiyatrist önündeki notları yavaşça kenara bıraktı. Bakışları benim üzerimde, duyduklarını sindirmeye çalışıyor gibiydi.

Sonrasında anlatmaya başladım. Nasıl tanıştığımızı, aramızda geçen konuşmaları... Her şeyi. Ekim de pür dikkat beni dinliyor, daha önceden bilmediği detayları kaçırmamaya çalışıyordu. Sabah olanları, hazırladığım kahvaltı tepsisini yere atmasını da anlattıktan sonra derin bir nefes aldım. Sanki her şeyi en başından yaşamış gibi olmuştum.

"İlaçlarını kullanması lazım. Aksi takdirde hastaneye yatırmamız gerekecek" dedi düz bir sesle psikiyatrist kadın. "Ayrıca.." dedi gözlerime bakarak. "Sana zarar verebilir. Fakat en nihayetinde Doruk ile görüşüp görüşmeme kararı sana ait. Sadece dikkatli olmalısın"

Bunları söylerken sesinde ufak endişe kırıntıları sezmiştim. Muhtemelen haklıydı ama şimdi Doruk'a arkamı dönersem bir daha asla kendimi affetmeyecektim. Bir de hastaneye yatırılmasından bahsediliyordu. En azından bir şekilde ilaçlarını almasını sağlayıp geçişlerini azaltabilirdim. Ya da herhangi başka bir şey. Şimdi pes edersem kendimi asla affetmeyecektim.

Doruk SinangilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin