2-Soğuk rüzgarlar

20.1K 969 74
                                    

Multimedia Doruk. Berivan'a teşekkür ediyorum! :)

İyi okumalar

Elif

Yüzümün sol tarafı uyuşmuş bir şekilde gözlerimi açtığımda bir müddet hareket etmeden etrafı izledim. Yılbaşına sayılı günler kala nezle olmuştum ve pek de geçici bir şeye benzemiyordu. Hafifçe burnumu çektiğimde telefonumun titremesini duydum. Komodinin üstündeki telefonu yavaşça aldım ve ekranda gördüğüm isim üstümdeki tüm uyuşukluğu alıp götürdü.

Kapıda bekliyorum. Uyanınca aşağı gel.

İnanamıyormuş gibi bir süre ekrana baktım. Sabahın köründe ne işi vardı ki burada? Hem de aramız limoniyken. Acaba bir şey mi olmuştu?

Hızlıca ayağa kalkıp dün akşam koltuğun üzerinde bıraktığım kıyafetlerimi giyindim. Ardından yüzümü yıkamak için banyoya girdiğimdeyse az kalsın çığlık atıyordum. Aynadaki görüntüm tam anlamıyla korkunçtu. Bu da yetmezmiş gibi burnumun ucu kıpkırmızıydı.

Derin bir nefes alıp yüzümü yıkadım. Sonuçta üç senedir birlikteydik Dorukla. Her halimi görmeye alışmıştı.

Doruk Sinangil. Sert görüntüsünün altında aslında şefkat dolu bir insandı. Bir de bu kadar kavga etmeseydik... Birlikte geçirdiğimiz üç sene boyunca aşamadığı öfke problemi ve önünü alamadığı kıskançlıkları beni fazlasıyla yormuştu.

Hızlıca yüzümü kuruladım ve annemleri uyandırmamaya çalışarak aşağı indim. Mesajda söylediği gibi kapıda beni bekliyordu Doruk.

"Çok beklettim mi?" diye mırıldandım kollarımı üşüyen bedenime sararken. 

"Hayır" dedi kısaca ve bana sarılmak için bir hamle yaptı. Griye çalan gökyüzü gözlerinin rengini lacivert gibi gösteriyordu.

"Dur" dedim elimi aramıza engel olacak şekilde uzatarak. "Biraz hastayım da"

Bir an duraklayıp dikkatle yüzüme baktı. Hemen ardından tek elini kibarca yanağıma götürüp dudaklarıma bir öpücük kondurdu ve aynı nazik hareketlerle kendini geri çekti. Bu onun en büyük özelliğiydi:

Sevdiğinin hastalığını bile sahiplenebilir miydi bir insan?

İçim titremişti ama sebebi soğuk değildi. Bana duyduğu yoğun sevgiyi iliklerimde hissediyordum. Fakat bir türlü aşamadığımız bir problem vardı ortada:

Doruk ve ben birbirimizi anlamıyorduk.

Evet, ben onu seviyordum. O da beni seviyordu. Ama tüm bu kavgaların sebebi birbirimizi anlamadığımız içindi.

Üç yıldır birlikte olmamızın sebebi bu farklılığı görmezden gelmeye çalışmamızdı. Doruk'un öfke problemini aşmasına en ufak katkıda bulunamamış olmam bir yana, ettiğimiz kavgalar sinirlenince daha kontrolsüz biri haline gelmesine sebep olmuştu.

Daha kötüsü Doruk da farkındaydı bu durumun ve buna rağmen beni sevmekten vazgeçmiyordu. Değişik bir insandı Doruk. Bazı prensipleri vardı. Mesela bir kere birinden ayrılırsa o defteri tamamen kapatırdı. Sevdiğinde de gerçekten çok severdi. Herkesten sakınırmış gibi.

"Çantanı ve paltonu da al" dediğinde ellerini cebine götürmüştü. "Kahvaltı edip sonra Egemen'in yanına geçeriz. Her zamanki parti işleri"

Olur anlamında kafa salladım ve sessizce eve geri girdim.

Belki ben onu gerçekten anlayacak o kız değildim, kabul. Fakat Doruk'u bırakmaya gerçekten niyetim yoktu. Beni sevmesi bana güç veriyordu çünkü. 

Doruk SinangilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin