25-Tek varis

12.5K 738 100
                                    

Şarkı : Latch - Sam Smith

Hazal

Garson siparişimizi alıp gittiğinde dirseklerimi masaya koydum ve Özge ile Atakan'a baktım. Aslında düşününce yakışıyorlardı da birbirlerine. Fakat bizim kız biraz biraz fazla acemiydi ve heyecandan uzaylı gibi davranıyordu.

Sohbet ettiğimiz süre boyunca Özge dönüp dönüp kapının olduğu tarafa bakmıştı. Bir kez daha aynısını görünce çatalımı eline batırdım. 

"N'apıyosun ya" diye cırladığında kaşlarımı çattım. 

"Asıl sen n'apıyosun? Sabah beri gözün kapıda" diye fısıldadım Atakan'ın duymaması için gayret ederek. 

Somurtarak çatalı batırdığım yeri ovuşturdu. Sonra da hiçbir şey olmamış gibi önündeki çay bardağından kocaman bir yudum aldı. Sorumun cevabını alamamıştım ki bu da beni ciddi bir durum olduğunu düşünmeye itiyordu. 

"Özge şapkanı çıkarsana" dedi Atakan gülümseyerek. Birden Özge'nin yanakları kızardı ve sanki kapatmak istermiş gibi şapkayı daha da aşağı çekti. 

"Yok böyle iyi" diye mırıldandığında gözlerimi devirdim ve şapkayı başından çektim. Evet biraz pisliktim sabah sabah ama sebebini bilmediğim bir şekilde ben de gergindim ve kafamı dağıtmaya çalışıyordum. 

Özge yavaştan kapı tarafına dönüp ayağa kalktığında ben de istemsiz olarak o tarafa dönmüştüm ki ani bir şokla tekrardan önüme döndüm. Şaka olmalıydı.

"Ekim'in burada ne işi var, yoksa sen mi çağırdın?" dedi Atakan sorgular bir tavırla. O da rahatsızdı tabii durumdan ama benim kadar değil. Şimdi Ekim beni Özge'nin yanında görecek, kim olduğumu öğrenecekti. O patavatsız bir de beni boks okulunun orda gördüğünü söylerse iyice zorlaşacaktı durum ve öyle olduğu takdirde Özge'ye nasıl bir açıklama yapacağımı bilmiyordum. 

"Ben Ekim'i çağırmamıştım" dedi Özge düz bir sesle. Hafifçe başımı çevirdiğimde Ekim'in yanında kumral, uzun boylu bir kız olduğunu gördüm. Suratı yorgundu, belli ki ağlamıştı.

Özge ona yaklaşıp sarıldığında saçlarımla yüzümü örttüm ve Ekim'in beni görmemesini umdum. Şimdi kalkıp tuvalete gidebilirdim ama ne kadar orada kalabilirdim ki. Hem artık çok geçti, kaçışım yoktu.

Kız tam Özge'nin yanına oturduğunda Ekim'de aksi gibi tam karşıma, Atakan'ın yanına oturdu. Pes edip saçlarımı yüzümden çektim ve çekingen bir şekilde ona baktım.

Yeşile çalan bakışları kısılıp bana kilitlendiğinde bir Özge'ye bir bana baktı. Atakan ona bir şeyler söylediğinde yeşil gözlerini benden kısa bir süre için ayırdı.

"Hazalcım, sana Naz'ı tanıtayım." dedi Özge gülümseyerek. "Abimin kız arkadaşı"

Şaşkınlıktan dudaklarım aralanırken Ekim'in öksürdüğünü duydum ve göz ucuyla ona baktım. 

"Helal" dedi Atakan onun sırtına vururken. Ben de bu garipliği aklıma not ederek Naz'a döndüm.

"Hayır hayır" dedi Naz utanarak. Soluk yüzü biraz kızarmıştı. "Öyle bir şey yok. Sadece.. arkadaşız"

Tekrardan Ekim'e baktım. Düz bakışlarla Naz'ı izliyordu. Bir an için dikkatini benden uzaklaştırması biraz olsun rahatlamamı sağlamıştı. 

"Tanıştığıma memnun oldum" dedim Naz'a gülümseyerek. Ben boks okuluna gittiğimde benden önce içeri giren kız o olmalıydı. Demek ki Ekim ona bir şekilde yardım ediyordu. İşler gittikçe ilginçleşiyordu.

Doruk SinangilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin