15.Bölüm

180 11 5
                                    

Daha önce ona onu sevdiğimi söylemiştim ama karşılık alamamıştım. Bir kez daha söylemek için nelerimi vermezdim şimdi...
Ellerim arkamdaki kalorifere bağlı bir halde 1 saattir oturuoyordum. Tam karşımda sandalyeye ters bir şekilde oturmuş ve bana gözlerini kısmış bakan bi adet Aslı vardı. Sol tarafımda da benimle aynı şekilde oturmuş ve korkan gözlerle bakan Rümeysa. Üstelik ikimizinde başında başörtüsü yoktu.

"En azından şallarımızı ver." diye tısladım.

Dudağı yukarı doğru kıvrıldı.

"Neden yapayım?"

Diğer odadan gelen ortalığı karıştırma sesi kulaklarımı tıkama isteği uyandırıyordu.

"Kes şunu artık ne arıyorsun!"

Saldalyeden kalkıp,sinir bozucu topuk sesleriyle beraber, bana doğru yaklaştı ve eğilip tek dizini yere koydu. Iyice bana yaklaştı ve önüme düşen saç perçemimi kulağımın arkasına adeta sıkıştırırcasına koydu.
Kulağıma yaklaşıp fısıldadı.

"Gerçekleri Mustafa'ya söylemene izin mi vereceğim sanıyorsun?"

Gözlerimi kapatıp dişlerimi sıktım. Bana ne yapabilirdi ki? En fazla... En fazla bu evde hapsederdi o kadar.

Kafasını geriye atıp kahkaha attı.

"Seni öldürmekten hiç çekinmeyeceğimi bilmeni isterim. Ayrılık acısına dayanamayan Sümeyye intihar etmiş, vah vahh."

Sinirle gözlerimi kaydırırken önümden çekilip arkasını döndü ve odadan çıktı. Adamlarla fısıldaştığını duyabiliyordum.

"Sümeyye ne yapacağız?"

Kafamı bilmiyorum anlamında salladım.

"Beni öldürseler bile seni öldüremezler. Senin hakkında söylenecek bi intihar olayı yok sonuçta."

Kafasını olumlu anlamda salladi.

"Ama ben görgü tanığıyım beni sağ bırakacaklarını sanmıyorum."

Haklıydı. Kendimle birlikte onu da çekmiştim bu işin içine.

"Özür dilerim."

Kafasını kızar gibi iki yana salladı.

"Saçmalama. Öleceksek bile beraber ölelim."

Gözümden bir damla yaş düşerken odaya Aslı girdi. Üzerinde straplez siyah bir büstiyer, altında dapdar siyah bir pantolon vardı. Ayaklarında aynı renk topuklular. Saçlarını dalgalı yapıp omuzlarından sarkıtmıştı. Görünüşü şeytanı andırıyordu.

"Şimdi... Söyle bakalım Sümeyye. İstediğin son şey ne?"

Ne isteyecektim? Kendimi kurtarma olasılığım var mıydı?

"Annemle konuşmak istiyorum."

Emin olamamış gözlerle bana baktı.

"Eğer birşey belli edersen o an arkadaşının kafasına sıkarım."

Hızlı hızlı kafamı tamam anlamında salladım. Bağlı olmayan elime telefonumu verdi. Hemen numarayı bulup ismin üzerinde kaydırdım. 2 kere çalmıştı ama bana bir asır gibi gelmişti.

"Sümeyye?"

"Alo anne. Nasılsın?"

"Anne mi?"

"Evet annecim bende iyiyim. Rümeysa da geldi göl evindeyiz."

"Sümeyye birşey mi oldu."

"Hehe evet."

"Canınız tehlikedeyse 'evet anne' de."

KÖRDÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin