-Anne cidden bunu yapmak zorundamıyız?
-Başak lütfen zorlaştırma.
-Siz gidin babamla, ben burda kalırım, olmaz mı lütfen?
-Daha yatağını kendin toplamıyorsun kızım daha fazla uzatmayalım.
Ağlamaya başlamıştım, nasıl ayrılacaktım ki burdan?
-Beni hiç düşünmüyosunuz babamla!! Doğrusu ne zaman düşündünüz ki?
Çantamı koltuğun üzerinden alıp yarım saat önce girdiğim evden çıkıyordum ki; babam arkamdan bağırdı:
-Çabuk gel yarın gidiyoruz hazırlan!
Saka yapıyor olmalıydı. Çocukluğumdan beri yaşadığım İzmir'den arkadaşlarımdan bu kadar çabuk nasıl ayrılacaktım ben?
Kapıyı çarptım ve çiseleyen yağmurun altında çaresizce yürümeye başladım, kıyı boyunca yürüdüm, anılarımız gelmişti aklıma arkadaşlarımla sahilde çılgınca eğlendiğim anılar. Sahiden çocukluğum boyunca ayrılmadığım, korktuğumda üzüldüğümde bile gece yanımda olan arkadaşlarıma nasıl söyleyecektim bu ayrılığı. Salı akşamları çaldığımız bara gitmeye karar verdim. Bir saat önce yanlarındaydım şimdi de geri dönüyordum. Bengü, Korhan, Murat, Ertan, Rana ve ben. Efsane adında bir grubumuz vardı çok eğleniyorduk, ama şimdi bunların hepsi geride kalacaktı. Barın içine girdiğimde karşıda görmüştüm onları, ne kadar mutluydular yanlarına gittim beni görünce şaşırdılar. Ertan gülerek:
-Başak daha yeni gitmiştin noldu beni mi özledin?
Gerçekten özleyecektim bu hallerini, tam konuşacakken Rana konuşmaya dahil oldu:
-Başak bir şey mi oldu sana? Ağladın mı sen?
-Size söylemem gereken bir şey var.
Dedim ve dayanamayıp ağlamaya başladım. Burdan, arkadaşlarımdan ayrıldığımı hayal bile etmek istemiyordum.
Bengü:
-Başak tamam bitanem sakin ol.Murat:
-Ne var?-Taşınıyoruz, Ankara'ya.
Şaşkınlıkla beni dinliyorlardı.
Murat:
-Ne diyosun sen kızım, ne taşınması?Korhan:
-Nerden çıktı bu birden Başak?-Babam bugün biraz önce söyledi iş içinmis oteller iki katına çıkacakmış galiba anlaşmışlar ve yarın hemen taşınacakmışız.Gitmek istemiyorum. Ben bur da kalırım siz gidin dedim, ciddiye bile almadılar.
Ertan:
-Biz konuşalım bi olmaz mı?Korhan:
-Evet Fazıl amca bizi sever, kıyamaz bize.Rana:
-Evet sen de biz de kalırsın.-Kabul etmiyorlar, dinlemiyorlar bile, hiç çarem yok. Hakkınızı helal edin bana.
Murat'ın gözleri dolmuştu:
-Ya Başak ölecekmiş gibi konuşma, görüşürüz sık sık.Korhan:
-Evet sen gelirsin biz geliriz üzülme. Belki orayı daha çok seversin dönmek bile istemezsin.
Dedi ve gülümsedi. bende gülümseyerek:-Saçmalama, dedim
Rana ağlamaya başlamıştı. Bana sarıldı.
-Siz yapmayın bari n'olur.
Bengü:
-Kaçta biletin yarın, biz de gelelim.- Saatini bilmiyorum ama gelmeyin dayanamam lütfen.
Murat:
-Tamam. Üzülme kızım ya. Ayrılmıyoruz diyorum ya.Rana:
-Evet daha sıkı bağlancaz hatta.-Tamam üzülmüyorum. Artık gitmem lazım.
Hepsine sıkı sıkı sarıldım. Rana, Bengü ve ağlarken hic görmediğim Murat ağlıyordu. Ertan ve Korhan gülmeye çalışıyordu ama gözleri dolmuştu. Ertan Murat'a:
-Oğlum karı gibi ağlama, dedi.
Onları böyle görünce kendimi tuttum. Hepsiyle vedalaştıktan sonra gülerek el salladım.
-Kendinize iyi bakın.
Ertan:
-Sende, dedi.Arkamı döndüm ve ağlamaya başladım nasıl dayanacaktım ben. Eve geldiğimde annem babam toplanmıştı. Toplanmayacaktım, onlar bana sormamışlardı getek duymayıp bende onların söyledikletini ciddiye almayacaktım Hiç bir şey demeden odama çıktım. Odama girdiğimde eşyalarımın çoğu toplanmıştı. İnanamıyordun karısmadıkları bi özel eşyalarım kalmıştı, ondanda eksik kalmamışlardı. Kaçar gibi nereye gidiyorduk böyle, niye bu kadar acele ediyorduk biz?
Yatağımın üzerinde yatarken uyuyakalmıştım. Telefonumun sesiyle uyandım. Alper arıyordu. 7 ay sonra ne istiyordu yine. Alper eski sevgilimdi çocukluk aşkım, aynı sitede oturuyorduk ve beraber büyümüştük. Aynı kolejde aynı sınıfta başlayınca sevgili olmuştuk. 1.5 yıl falan beraberdik beni aldatana kadar 7 ay öncede ayrıldık, bazen kendime soruyordum hala seviyormuyum diye ama cevap veremiyordum. Peki ya bu şimdi beni neden arıyordu? Meşgule attım. Mesaj attı:
"Aşağıya in konuşalım"Ben:
"Defol git"Alper:
"Sen bilirsin"5 dakika sonra içeriye annem girdi:
-Kızım Alper gelmiş kapıda seni bekliyor.
Yine annemi kullanmıştı.
-Sen konuşsaydın benim yerime anne, nasıl olsa benim yerime kararlar veriyosunuz.
-Kızım lütfen senin iyiliğin için yapıyoruz.
-Benim iyiliğim için olsa mutlu olurdum.
-Bunları sonra konusalım mı Başak? Alper aşağıda bekliyor, yağmur yağıyor içeriye de gelmedi.
Annemi hayretle izliyordum. Resmen Alper'i benden daha çok düşünüyordu. Anneme bir sey döylemeden aşağıya indim.Kapıda beni bekliyordu görünce gülümsedi.
-Başak..
- Ne var?
-Gidiyo musun?
-Evet, nerden duydun?
-Barda duydum, Efsane dağılıyormuş falan dediler.
-Öyle bir sey yok.
-Başak senden hakkını helal etmeni istemeye geldim.
Gözlerim dolmuştu. İyice sulu göz olmuştum.
-Seni çok sevdiğimi biliyordun demi, dedim.
-Başak biliyordum ama...
Dayanamayıp ağlamaya başladım sözünü keserek bağırdım:
-O zaman niye beni aldattın?
Susmuştu.
-Söylesene!! Niye beni aldattın?
-Başak aptallığıma geldi biliyorsun seni çok seviyordum, hala da seviyorum Başak. Affet barışal...
Sözünü bitirmesini beklemeyerek tokat attım.
-Sakın bana barışalım deme sakın! Senden de senin gibilerden de nefret ediyorum.
Arkamı döndüm ve ağlayarak eve girdim, kapıyı sertçe çarptım ve odama çıktım. Bugün hayatımın en kötü günüydü bunca şey yetmezmiş gibi Alper de eklemişti. Kendime sürekli sorduğum sorunun cevabını da bulmuştum, Alper' i seviyormuydum yoksa sevmiyormuydum, nefret ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bırakamam
Random"Gittin; Ve solumda kaldın Ve soluğumda kaldın Ve sonumda kaldın.." "Geçmişinden gizlice kaçırılırken, hayatının aşkıyla karşılaşmak.."