0.5

4.3K 396 117
                                    

Başıma gelen şey hiç olmamış gibi davranmam gereken ama bunu nasıl yapacağım hakkında en ufak bir fikrimin bile olmadığı bir olaydı.

Gözlerimi kapattığım her an beni nasıl öptüğünü hatırlıyordum ve dudaklarının temasını hala hissettiğime yemin edebilirdim. Bunun hakkında düşünmenin bana kafayı yedireceğine emindim, yine de kendimi durduramıyordum. 

Bir insan, başka birine öpücüğü ile büyü yapabilir miydi?

Aklından asla çıkmamasına neden olabilecek bir büyü.

"Buna asla izin vermeyecek," dedim Merida'ya. Ellerim titrerken neredeyse ağlamak üzereydim. "Geri döndü ve kesinlikle Carter ile evlenmeme izin vermeyecek. Her şeyi mahvedecek."

Dün gece eve geldiğimde zar zor uyumuş, öğlen ikisinde daha yeni uyanabilmiştim ve ilk yaptığım şey Merida'yı eve çağırmak olmuştu. 

"Sakin ol." Merida yanıma gelip titreyen ellerimi tuttu ve onları destekleyici bir şekilde sıktı. Böyle çaresiz görünüyor olmam onu üzmüşe benziyordu. "Bir yolunu bulacağız."

Ona inanmak istedim ama bulamayacağımızı biliyordum.

Justin'i bu dünyada en iyi tanıyan kişiydim ben. En şefkatli halini de görmüştüm en gözü dönmüş halini de.

Ve eğer Carter ile evlenmemi istemezse, evlenemezdim. Onunla ne kadar savaşacağım önemli değildi, dudaklarından çıkacak birkaç cümle ile işimin bitmesini sağlardı.

Sadece bunu hemen yapmayacağı ortadaydı. Bana iyice işkence çektirip öyle mahvedecekti hayatımı.

"Bugün Carter'ın annesiyle alışverişe gitmem gerekiyor." Bunu dört gün önce kararlaştırmıştık ama şu an aklıma gelmişti. Hızlıca kolumdaki saate baktığımda iki saatim olduğunu gördüm. "Lanet olsun ya."

"Seni sevmediğini zannediyordum," dedi Merida. Birlikte sosyalleşecek olmamız onu şaşırtmış gibi görünüyordu. 

"Carter'ın emrivakilerinden biri," derken sesim tiksiniyor gibi çıkmıştı. "Sürtük bu hafta sonu bir davete katılacakmış, birlikte biraz zaman geçirmiş olmak için ona seçmesinde yardım edeceğim."

"Kaç yaşında o? Kırk beş mi? Ne giyerse giysin bir patates çuvalı gibi görünür zaten."

Tam şu an bir içkiye ihtiyacım vardı bu yüzden ayağa kalkıp mutfağa ilerledim. Buzdolabını açıp bir bira şişesi alırken, "Sence öyle görünüyor olsa Bay Bieber ile evli olabilir miydi?" dedim sesimi duyurmak için biraz yüksek şekilde. Göt kadar bir evim olduğu için işim kolaydı. "Her yeri gerdirme, botoks ve yağ aldırma. Göğüslerini görmen lazım, her biri benim kafam kadar. Kadın estetikten gülümseyemiyor, Merida."

Tabii Bayan Bieber'ı hiç görmemiş şanslı biri olduğu için onu suçlayamazdım. 

"Sana söylüyorum, bana onun bir fotoğrafını çek." Merida da mutfağa gelip kendi için bir bira aldı. "Ve göğüslerinin de."

Gülüp elimdeki şişeyi kafama diktim. Eğer biraz sarhoş olursam Bayan Bieber'a katlanmak gerçekten çok daha kolay olabilir.

Bay ve Bayan Bieber beni, yemeğin yanında sundukları şarap dışında hiç alkol kullanmayan biri olarak biliyorlardı ama Carter'ın alkolik yüzümden haberi vardı. Aslında ilk ondan da saklayacaktım, sonra beraber içkili bir partiye gittik ve eğer ondan bunu şimdi saklarsam evlendiğimiz zamanda saklamak zorunda kalacağımı düşünüp birkaç kadeh içerek gerçek yüzümü yavaş yavaş görmesini sağlamıştım.

Biramın yarısını içip duş almak için banyoya gittiğimde Merida da oturma odasında televizyon izlemeye başladı.

Elimi olabildiğince hızlı tutmaya çalışsam da buradan çıktığımda uğraşmak zorunda kalacağım şeyler yüzünden duştan hiç çıkmamak istedim. 

GhostHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin